Yenilenen Miami
Miami sanat, gastronomi ve tasarımın yardımıyla büyük bir değişim geçiriyor.
ABD’nin riviyerası olarak adlandırabileceğimiz, partilerin ve palmiyelerin bol olduğu bu sahil şehrine, 7-10 Aralık arasında düzenlenen Art Basel Miami Beach zamanı adımımı ilk attığımda, bir ateş topunun içine düşmüş gibi hissetmiştim kendimi. Beklentim ise fuar ve paralel etkinlikleri nedeniyle bolca ilham almaktı. Ancak Miami, sadece fuar dönemi düzenlenen etkinliklerle kalmıyor, ziyaretçilerine yenilikleriyle çok daha fazlasını veriyor:
Miami’nin en şık bölgelerinden Miami Design District’le başlayalım turumuza. Kapılarını Aralık ayında açan ve İspanyol mimarlar Aranguren & Gallegos tarafından tasarlanan Institute of Contemporary Art, Miami şu anda beş farklı sergiye ev sahipliği yapıyor. Yapı böylece alışveriş noktaları ve tasarım mağazalarıyla ünlü olan bölgeye sanat fanlarını çekmeyi de başarıyor. Bu arada, müzeye ait bazı heykeller ise şehrin farklı noktalarında sergileniyor.
Yeni müzenin açılışı bir kenara, bölgede şu anda bir takım inşaatların tamamlanması durumunda yeni sanat ve alışveriş noktaları da hayata kazandırılmış olacak. Tüm çalışmalar bittiğinde ise bu Phase III adı verilen süreç son bulacak.
Bölgenin diğer en yenileri arasındaysa Armani Casa ve Fendi Casa butikleri bulunuyor. Prada ve Rick Owens da amiral mağazalarını burada açarak Hermès, Dior, Céline ve Givenchy’e komşu geldiler.
Bölgeden ayrılmadan önce bir de yeme–içme dünyasına göz atalım. New York’un en ünlü restoranlarından ve Fransız şef Jean-Georges Vongerichten’e ait ABC Kitchen; Las Vegas, Şangay, Taipei, Londra gibi dünya şehirlerinden sonra Miami’de de artık var olacak L’Atelier de Joël Robuchon ve birçok eleştirmen tarafından en iyi yeni şeflerden biri olarak anılan Brad Kilgore da Ember and Kaido’yla bölgenin gastronomi haritasına katkıda bulunacak. Joël Robuchon ve Nobu Matsuhisa gibi önemli yıldız şeflerin de yeni projeler üzerinde çalıştıklarını belirtelim.
Four Seasons Hotel at the Surf Club, bir zamanların en popüler otellerinden biri olan ve Frank Sinatra’dan Elizabeth Taylor’a kadar herkesi ağırlayan Surf Club’ın renove edilmiş hali. Le Sirenuse Miami ise Amalfi kıyılarını, Atlantik’in öte yakasına taşıyor, üstelik içinde ünlü Fransız mimar Joseph Dirand tarafından tasarlanan bir şampanya barı da bulunuyor.
Gelecek sefer Miami’ye gittiğinizde plajlar ve sörf dışında da sizi bekleyenlerin tadını çıkarmayı unutmayın!