Yeni Malta Şahini: Xone

24 metre ve üzeri bir süperyata sahipseniz, bilmeniz gereken bazı önemli hususlara dikkat çekmek istiyoruz.

Bugüne dek ultra süperyatların teknik özelliklerini, konfor unsurlarını ve tasarımlarında ne denli “sıra dışı” olduklarını araştırıp, gözler önüne serdik. Ancak bir megayat veya süperyat sahibi iseniz uzun yıllar suya indirip kullanacağınız bu yeni oyuncağınızı hem su üzerinde hem de kullanmadığınız anlarda emanet edeceğiniz ekibin de önemli olduğundan bahsetmek istiyoruz. Nihayetinde yatında konforunu garanti altına almayı kim istemez ki? Özellikle 24 metre üzerinde yatı olan bir deniz tutkunu bu büyüklükteki bir yatın hakkını verebilmeyi ister. Yanı sıra, yatçılığın beyni olarak nitelendirilen Batı Akdeniz’de dolaşım yapan bu tarz yatların %86’sı tam profesyonel ve akredite bir yat yönetim şirketiyle çalışıyor. Yıllardır hatasız şekilde çalışan bu sistemde kaptan asal görevleriyle yani teknik ekibiyle, teknenin seyir planlaması ve periyodik bakımlarını takip edip, aynı zamanda misafirlerini en iyi şekilde ağırlamakla ilgileniyor. Oysa geriye kalan ve hepsi kendi alanında ayrı eğitim, tecrübe ve bilgi gerektiren işler, sofistike bir planlama ve apayrı bir ekip istiyor.

Xone Superyacht Management’ın kurucusu Levent Baktır, tam bu noktada devreye giriyor. Zira tam bir deniz tutkunu olan Baktır (İTÜ Denizcilik Fakültesi Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği’nden mezun oldu, ardından 15 sene okyanus aşırı seferlerde ve uluslararası büyük gemi şirketlerinde yöneticilik yaptı), şirketi aracılığıyla süperyat yönetimi gerçekleştiriyor. 2011 yılında bir fikir olarak doğan Xone, 2015’in sonlarında Baktır’ın süperyat dünyasında kazandığı tecrübeler ışığında sektörde gördüğü eksiklikleri tamamlamak amacıyla kurulmuş. Yat yönetimi en basit haliyle özel ve ticari yatların tüm teknik, finansal, personel yönetimini ve raporlamasının tek çatı altında sunulmasına dayanıyor. Yatların boyutları büyüdükçe genel anlamda yönetimleri zorlaştığından bir süre sonra koordine ve kontrol edilmeleri imkânsızlaşıyor. Zaman içinde görünmeyen, istenmeyen –çoğu zamanda beklenmeyen– ciddi masraflarla karşılaşabiliyor yat sahipleri. Xone da tekne sahiplerinin ve işletmecilerinin sahip oldukları bu büyük yatırımın değerini sürekli artırarak, maliyet ve masrafları en aza indiriyor ve tekne sahibine özel çözümler tasarlıyor. “Ayrıca yatlarını daimi olarak gözeterek, tam bir şeffaflık içerisinde, finans ve teknik işletim, teftiş, sörvey, bakım, onarım ve personel masraflarının iyileştirilmesini sağlıyoruz” diyor Baktır.

Xone Superyacht Academy altında da söz konusu yatlarda çalışan ve aday personellerin MCA, Marshall Islands ve TC bayrak devletlerinin tam yetkileriyle eğitim ve ehliyetlendirilmesi sağlanıyor. Akademiden ilgili eğitimleri almış ve mezun olmaya hak kazanmış öğrenciler kaptan, host/hostes, mürettebat olarak uygun yatlardaki açık pozisyonlarla buluşturuluyor. Peki, hangi alanda eğitimler veriyor Xone? “Öncelikle profesyonel olarak denize çıkanların alması gereken STCW eğitimleri var; deniz güvenlik eğitimleri” diye açıklıyor Baktır. “Ardından branşlanşma; güverte ve makine dallarında mühendislik ve kaptanlık eğitimleri geliyor. Bunlar teknik eğitimler… Bir de ‘süperyat hospitality’ olarak adlandırdığımız yatın içinde hizmet veren şeflerin, mürettebatların eğitimleri var. Ancak şef eğitimini ‘süperyat şef eğitimi’ olarak vermiyoruz. Bu alanda birtakım ortaklarımız var; Özyeğin Üniversitesi Le Cordon Bleu Şef Akademisi ve Mutfak Sanatları Akademisi ile çalışıyoruz. Bu kaynaklardan aldığımız şef adaylarına STCW ve deniz eğitimleri sunarak süperyatlarda konuşlandırıyoruz. Şef eğitimi uzun süreli ve kritiktir. Bu konuda da özel bir iddiamız yok. Sadece onları denizcilik ve teknik tarafta sisteme nasıl dâhil edebileceğimizi planlıyoruz.” Süperyat eğitimlerinin bugüne kadar yat sektöründe zorunlu olmadığına dikkat çeken Baktır, “Alındığı takdirde sizi öne çıkaran, öz geçmişinize değer katan eğitimler. Malta ile başladığımız proje de bu alanda. Onlara yat sektörünün bel kemiğinin ‘iç mekân’ olduğunu söyledik. Çünkü sözünü ettiğimiz yatlar adeta yedi yıldızlı oteller gibi. Malta da dünya tarihinde ilk kez ‘süperyat hospitality’ eğitim ve sertifikasyonunu mecbur tutmak üzere bizim verdiğimiz mevzuata akuple etmeye hazırlanıyor” diyor. Tam da bu noktada Baktır, Malta hükümeti ile yollarının nasıl kesiştiğini anlatıyor: “Süperyat eğitimlerinin ve yönetiminin Avrupa merkezinden verilmesi gerektiğini, ihtiyacın ve talebin de orada olduğunu anladık. Malta da stratejik olarak önemli bir konumda. Fiziki olarak Akdeniz’in içerisinde. Bir diğeri de Malta’nın open registry ülke oluşu. Yani burası, bütün yat ve gemi filosunu dünyaya açmış durumda. Türkiye ve Fransa’dan örnek vermem gerekirse, bir yata Fransız ya da Türk bayrağının çekilebilmesi için şirketin Fransız ya da Türk olması zorunluluğu vardır. Mürettebatların da aynı şekilde Fransız ya da Türk olmaları gerektiği gibi… Ama Malta’da durum böyle değil. Böylece hem tekne tescili hem de eğitim anlamında dünyaya açık, global bakışa ve duruşa sahip bir ülke Malta. Bu yüzden onlara gittik.”

Hizmet verdiği tüm alanlarda elinde bulundurduğu uluslararası akreditasyonlar, yabancı bayraklı yatlar, tekne sahipleri ve personeli ile çalışması Xone’un yurtdışında da tanınmasını sağlamış. Hâlihazırda 22 süperyatın yönetimini gerçekleştirdiklerini söyleyen Baktır, “Özellikle Brexit referandumu ve sonrasında süregelen gelişmeler sonucu, dünya yat sektörünün hem yat bayrak tescili hem de seçkin yat personeli eğitim ve sertifikalandırma gücünü dominant biçimde elinde tutan MCA (İngiliz Kraliyet Denizcilik Müsteşarlığı), sektörde ciddi anlamda kan kaybetmeye başladı. Bu anlamda Xone Superyacht Group (XSG) olarak yaptığımız sektör analizi sonrası, MCA’in yerini alabilecek ve geleceğin en kabul görecek süperyat personeli eğitim ve sertifikasyon kaynağının Avrupa Birliği’nin güçlü bayrak devletlerinden biri olacağını tespit ettik” diyor. Bu analiz sonucu alınan karar ile, tüm bağlı organları ile global bir pazara hizmet vermekte olan Xone Superyacht Group’un Avrupa Birliği’nde konuşlanması yaklaşık iki yıl önce başlamış. 2017 sonlarında ilk olarak fiyat sertifikasyonu sağlayan Belçika devleti ile temasa geçilmesine ve oldukça olumlu noktalara gelinmesine rağmen Belçika kanunları gereği Avrupa Birliği dışında bir ülkeye böyle yetkilerin verilmesine dair zorluklar sebebiyle duraksadıklarını anlatan Baktır, Ocak 2019’da Malta ile temasa geçtiklerini söylüyor. “Süperyat eğitim ve sertifikasyonu konusunda devlet olarak yeni projelere açık ve destek olduğunu düşündüğümüz (sonradan aslında belki de ‘ilk hedefimiz’ olması gerektiğini anladığımız) Malta devleti ile temasa geçtik. Malta bugün dünya denizcilik filosunun en büyük dördüncü ve Avrupa’nın en büyük filosuna sahip bir bayrak devletidir. Bu heyecanlı yolculuğun önemli sloganı ise ‘Malta’yı 10 yıl sonrasının süperyat hub’ı haline getirme’ sözümüzdü. Projemizin süperyat dünyasına ve Malta’nın yakın gelecekte bu platformda alabileceği rollere ilişkin detayları ve etkileyici başlıklarına dair sunduğumuz fizibilite raporumuz ile Malta’daki legal temsilcimiz olan H&P hukuk bürosunun temasları sayesinde başta Ulaştırma (TM – Transport MALTA ) olmak üzere Turizm ve Ekonomi Bakanlıklarının yoğun ilgisini çeken bu projeyi üst makamlara ulaştırdık. Transport Malta (TM) ve Başbakanlık danışmanları ile yaptığımız ve proje detaylarından etkilendikleri bu toplantılar sonucu saygıdeğer Malta Başbakanı Joseph Muscat’ın bizim ile özel olarak görüşmek için randevu verdiği haberini aldık. Kendileriyle 17 Mayıs’ta yaptığımız ve projenin yol haritası niteliğini taşıyan detayları paylaştığımız bu toplantı bize önümüzde oldukça geniş bir hareket alanı açmış oldu. Bu gelişmeler ve Malta’nın desteği ile XSG olarak hâlihazırda oluşturduğumuz iki ayrı grup hem TM ile koordineli olarak Malta bayrak devletinin IMO onaylı süperyat eğitim ve sertifikasyonunu tamamlamakta hem de Malta’nın süperyat turizmi ve konuşlandırma (marina ve limanlar) hususunda bir çekim merkezi oluşturulması ile süperyatların bakım, onarım ve yeni inşası hususunda yapılacak yatırımların belirlenmesi konusunda bir dünya devi PwC ile ortak olarak bir master plan hazırlığı yapmaktadır.”

Soldan sağa: Sayın Joseph BUGEJA (Malta Ulaştırma Bakanı), Sayın Berrak GAUCI (H&P Hukuk Bürosu), Sayın Belek ÖZTÜRKCAN (Xone Superyacht Group /XSG/ Eğitim Departmanı Başkanı), Saygıdeğer Joseph MUSCAT (Malta Başbakanı), Sayın Levent BAKTIR (Kurucu – SXG), Sayın Ezgi HARMANCI (H&P Huku Bürosu – XSG)

Yat dünyasında büyük bir çığır açacak bu gelişmenin ardından Baktır, Xone-MT Superyachts şirketlerinin ekim ayında Birzebugga, Malta’da hizmete başlayacağını söylüyor. Bu yapı aynı binadaki ofisleri ile tıpkı Xone’un Türkiye’deki ofisinde olduğu gibi süperyat yönetim danışmanlığı ve global yat personeli istihdam merkezi olarak da hizmet verecek. Tüm bunların haricinde Xone, Karayipler’de de bir çalışmaya imza atmak üzere. Ağırlıklı olarak Karayipler ve dünyanın birçok farklı yerinde şubesi olan lüks bir charter şirketi olan Trade Winds ile ortak olduklarını söyleyen Baktır, daha önce hiç yapılmamış terzi işi, niş ve üst düzey bir eğitim programı oluşturduklarını müjdeliyor. “Bu farklı sektöre özel ayrıcalıklı dinamikler dikkate alınarak tekne başına üç ila dört kişiden oluşan personelin, uluslararası (Malta TM, MCA, Marshall Islands vb.) IMO sertifikasyonu ehliyet eğitimleri, rehber dalıcı (DiveMaster), su sporları ekipmanları ustalık ve eğitmenliği, kuliner ve aşçılık, superyacht hospitality (ağırlama), concierge, müşteri ilişkileri ve pazarlamanın bir arada olduğu çok özel bir eğitim modülünün tüm altyapısı Trade Winds ortak çalışması ile hazırlandı. İlk 12 kişilik pilot ekibin eğitimine eylül ayının son haftası başlanacak. Kendine has özellikler ve buna uygun personel arayışı olan bu sektörün ilk eğitim modülü olan bu paketin sonrasında bu sektörden yoğun talep alacağını bekliyoruz.”