Yasha Butler’ın İrlanda’daki Atölyesi
Kilin sunduğu sürprizlere kalbini açan seramik sanatçısı Yasha Butler’ın İrlanda’daki atölyesindeyiz.
Hazırlayan: Zeynep Merve Kaya
Türk bir annenin ve Amerikalı bir babanın kızı Yasha Butler. İki farklı kültürün karışımı içinde büyüdüğünü her fırsatta dile getirmeyi seven sanatçı, İrlanda’daki doğayla iç içe atölyesinde kil parçalarını şahane sanat eserlerine dönüştürüyor. “İnsan eliyle yapılmış parçalar o insanın hikâyesini taşıyorlar. Başka insanların hikâyelerini yaptıkları işler vasıtasıyla dinlemek çok hoş bir deneyim” diyen Butler, uzak diyarlardan gelen ama tanıdık da hissettiren seramik eserlerini 31 Mayıs’a kadar Galeri Bosfor’da görülebilecek ilk kişisel sergisi Mekâna Şiirsel Bir Öneri ile İstanbullularla buluşturuyor.
Kariyerine tasarımcı ve iç mimar olarak başlayan Yasha Butler, zaman içinde yarattığı minimalist mekânlarda bir eksiklik hissetmeye başlamış. Bu boşluğu canlı ve anlamlı kılacak bir nesne arayışına çıktığında ise kil ile tanışmış. Bir süre sonra tüm pratiğini sanat üretimine dönüştürmüş. Güzellik hissini kaybetmeden, sadelikten faydalanmak üzere basit, gerekli, abartısız olanın peşine düşen Butler, Mekâna Şiirsel Bir Öneri’de bu arayışta uğradığı durakları gözler önüne sürüyor adeta. Galeri Bosfor’un, “Yerleştiği mekânın sesini kısan, ortamını sakinleştiren ve hatlarıyla yumuşatan formlar” peşinde koştuğunu söylediği Butler, “bir şiirin insan ruhuna iyi gelen havasını, kil malzemeyi biçimlediğinde ortaya çıkan düzensiz, doğal, kusurlu ve el yapımı nesneye aktarıyor.” Sanatçı eserlerinde doğadan ve tarihten ilham alıyor. “Doğal renkler, tarihsel formlar, zamanın bıraktığı izler, toprağın dokusu, elin primitif belirtileri ve mükemmel olmayanın güzelliği beni etkiliyor” diyor.
Çamura ilk kez 2003’te dokunan ve o zamandan beri hayatının bir parçası haline geldiğini söyleyen sanatçı, seramiğin insanı direkt doğaya bağladığından bahsediyor. “Alet kullanmadan elinizle de kolayca manipüle edebiliyorsunuz. Tarihte insanlar çamurla nasıl çalışmışsa siz de ayni şekilde çalışabiliyorsunuz.” İlk zamanlarda üretim yaparken her şeyi kontrol etmeye çalışan Butler, çamuru dinlemeye ve istediğini yapmasına izin vermeye başladığında çok güzel sürprizlerle karşılaşmış. Bugün Yasha Butler bu sürprizlerin gerçekleştiği ferah atölyesine Robb Report’u davet ediyor ve okuyucularımızla sanat eserlerinin hayata karışmadan önce geçtiği aşamaları paylaşıyor.
Başlangıç Noktası
Yasha Butler, üretime en temel noktadan başlıyor. Kilden parçaları açarak, üreteceği eserin bazını ortaya çıkarıyor ilk adım olarak.
Tam Formunda
Baz istenilen şekilde geldiğinde, sanatçı kilden bobinler kullanarak hayalindeki formun geri kalanını şekillendirmeye başlıyor.
Rafine Dokunuşlar
Eseri kaba formu ortaya çıktığında, son hali için çalışma gerçek anlamda başlıyor. İstenilen son forma gelene kadar oyulan eser, giderek daha da rafine bir hâl alıyor.
Hava Nasıl?
Rafine edilmiş parçalar için kuruma vakti. Sanatçının İrlanda’daki atölyesinde hava nasılsa kuruma süresi de ona uyum sağlıyor. Bazen bir hafta, bazen de bir ay sürebiliyor bu işlem.
Sıcaklık Artıyor
Tamamen kuruyan parçalar, dikkatli bir şekilde fırına veriliyor. Bisküvi fırını denilen bu fırınlar çok yüksek sıcaklıklara çıkabiliyor; Butler’ın eserleri, 950 santigrat dereceyi seviyor.
Fırından Yeni Çıkanlar
Bisküvi fırınından çıkan pişmiş parçalar, kuru kilden daha güçlü ama tam pişmiş kilden daha kırılgan bir yapıya sahipler.
Son Dokunuşlar
Pişmiş parçaları son hallerine daha da yaklaştırmak üzere hem onları güzelleştirmek hem de dayanıklılıklarını arttırmak için mineral pigmentlerden oluşmuş patina uygulanıyor.
Fırını Hazırlayın!
Patinalı killer, bir kez daha fırına girmeye hazır. Bu kez, üretildikleri kilin türüne göre fırında 1.000-1.200 derecede pişecekler.
Ve Karşınızda…
Son kez pişen parçalar, gerçek birer sana eserine dönüşmeye hazırlar. Bitmiş parçaların tabanları, ayakta durabilecekleri pürüzsüz bir zemin yaratmak amacıyla incelikle zımparalanıyor. Bir top kilin bitmiş bir sanat eserine dönüşmesi aşağı yukarı bir ay sürüyor.