Virgil Abloh’nun Alaska İsimli Sanadalye Tasarımı
İklim değişikliği, tasarım dünyasının yeni ilham kaynağı.
Artık kanepelerimizi sadece oturmak için kullanmadığımız gibi masalarımız da yemek yemekten daha fazla işleve sahip. Mobilyalar, fonksiyonlarının ötesine geçiyor ve size bir mesaj iletmeye çalışıyor. Off-White moda evinin yaratıcısı ve Louis Vuitton erkek giyim departmanının kreatif direktörü Virgil Abloh, deniz seviyesindeki yükselmelere gönderme yapan, yere gömülüymüş izlenimi veren Alaska adındaki sandalye tasarımıyla dikkat çekti. Bu, karmaşık bir anlatım yöntemi gibi görülse de Carpenters Workshop Gallery’nin (carpentersworkshopgallery.com), Venedik’teki Ca’ d’Oro sarayında 24 Kasım’a kadar sürecek olan Dysfunctional sergisinin bir parçası olan mobilya tasarımları, sarayın tarihi ve gösterişli yapısıyla tezatlık oluştururken aslında tam da istedikleri etkiyi yaratıyor.
İklim değişikliğinin geri dönülemez boyutlara geldiği şu günlerde, tasarımcılar yarattıkları işler ile artık bu sorunları görmezden gelmemek gerektiğinin altını çiziyorlar. Dysfunctional’ın 50’ye yakın parçası küresel ısınmayı konu alırken diğerleri gözlemciyi at-kurtul kültürünü gözden geçirmeye davet ediyor. Örneğin, Studio Drift’in Fragile Future avizesi, bronz elektrik devrelerinden ve Led ampullere el ile teker teker yapıştırılan gerçek karahindiba tohumlarından oluşuyor. İnsanoğlunun modern zamanlarda doğayla kurduğu sinerjiye ve bir şeyin yaratım sürecinde insan gücünün ne kadar önemli olduğuna dikkat çekiyor. İspanyol tasarımcı Nacho Carbonell’in ağaca benzeyen avize tasarımında ise ağaç dallarıyla örgü çemberler kullanılarak aynı şekilde ikili karşıtlık yaratılmış. Fakat Dysfunctional, ilgi çekiciliği arttırmak dışında, bir tasarımdan ziyade oturma odanıza da koyabileceğiniz ekolojik merkezci mesajlarla dolu bir hareket. Okyanuslardaki kirlilikler Brodie Neill için her zaman ilham kaynağı olmuş. Aşağıda gördüğümüz Gyro Table’da, sahillerde bulunan mavi-yeşil mikro plastik atıklardan elde edilen ocean terrazzo malzemesinden üretilmiş ve renklerin daire şeklindeki dizilimi, dünyanın enlem ve boylam çizgilerine gönderme yapıyor. Tasarımcının Capsule kum saati de sahillerde kum yerine plastiği tercih eden ve kirli okyanuslardan keyif alan bir temayı işleyerek gezegeni kurtarmak için çok geç kaldığımıza değiniyor. Hui Bui de aynı yaklaşımla ilerleyerek doğayla olan ilişkimizi inceliyor. Geological Frame tasarımı, insanların dünyayı nasıl şekillendirdiğini göstermek için geri dönüştürülmüş tahta bir eşyanın kızgın bir ateşte yanmasını tasvir ediyor. Bu bakış açısı, masum sandalyelerinize yüklemek isteyeceğinizden daha fazla anlam taşıyor gibi görünebilir. Belki de dünyayı kurtarmak için asıl ihtiyacınız olan şey de budur…