Technogym Çağı
Sporda sağlığın ve estetiğin her zamankinden çok öne çıktığı şu günlerde, dünyaca ünlü fitness ve wellness markası Technogym zirvedeki tahtından inecek gibi görünmüyor.
Röportaj: Zeynep Merve Kaya
İtalyan estetiğinin zirve yaptığı spor ekipmanlarıyla uzun yıllardır fitness ve wellness sektörünün zirvesinde yer alan Technogym, değişen dünyaya ve trendlere ayar uydurmayı çok iyi başarıyor hatta o trendleri kendisi belirliyor.
Sayısız keşfe imza atan, spor ekipmanlarının da zarif olabileceğini kanıtlayan, iyi yaşama gönül veren müşterilerinden oluşan bir hayran kulübüne sahip olan İtalyan markayı, Technogym distribütörü AVV AŞ.’nin Kurucusu, Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Vittorio Zagaia’dan dinledik.
Technogym, kurulduğu günden bu yana trendlere yön veren bir marka oldu. Sizden markanın bugüne değin öncülük ettiği akım veya trendlerden bahsetmenizi isteyebilir miyiz?
Technogym’in İtalyan bir marka olması, yarattığı değerde ciddi anlamda çok önemli bir rol oynuyor. İtalyan yaşam tarzı, tasarım, teknoloji, renkler, malzeme seçenekleri Technogym’in global ölçekte marka olarak ayrışmasındaki en etken gerçeklerin başında geliyor. Buna ek olarak ARGE’ye yapılan milyonlarca Euro yatırım Technogym’in omurgası olan inovasyon DNA’sının en kuvvetli bileşeni. Örnek olarak; bugün kardiyo ekipmanlarının olmazsa olmazı olan nabız ölçme sistemini sektöre kazandıran firma Technogym’dir. Aynı şekilde yine kardiyo ekipmanlarına sadece ekranı değil beraberinde internet erişimi ile eğlence paketini, antrenman programlarını ve bugün artık çevrimiçi olan tüm sistemlerinin sektöre ilk kazanımı yine Technogym tarafından gerçekleşti. Technogym’in 500’ün üzerinde patenti olan bir firma olduğunu hatırlatmakta da fayda var. Sürdürülebilir malzemelerin kullanıldığı ekipmanlar aynı zamanda enerji tasarrufunda da en yüksek performansı gösteriyor. Teknolojiyi ekipmanlarına ilk adapte eden firma konumunda olan Technogym, bizleri sedanter (yerleşik) yaşama teşvik eden cep telefonları, tabletler ve uygulamaları tam tersine çevirecek tasarımlara imza attı. Ekipmanlar ile konuşan ve çevrimiçi ya da çevrimdışı antrenman programları ile antrenmanı renklendiren, çeşitlendiren ve eğlenceli hale getiren uygulamalar bunu destekliyor. Nitekim Technogym çok uzun yıllardır Apple ve Samsung’un fitness, wellness ve sağlıklı yaşam noktasında çözüm ortaklarının başında geliyor.
Technogym sadece 17 yıldır Türkiye’de olmasına rağmen kendi takipçi kitlesini yaratmayı başardı. İtalyanlar, markanın Türkiye’deki başarısı hakkında ne düşünüyor?
Türkiye ve İtalya asırlardır dostluk içerisinde olan iki ülke olmanın dışında ticari ortaklık noktasında da çok kuvvetli ilişkileri olan iki millet. Türkiye, İtalyan yaşam tarzını her anlamda benimsemiş bir ülke. Technogym de Türkiye’de hızla benimsenen, sahiplenilen bir marka oldu. Tabii ki sağlıklı yaşam konusuna ilginin son yıllarda Türkiye’de de artması ve eş zamanlı olarak Technogym’in atılımlarının gerçekleşmesi de önemli bir faktör. Technogym, Türkiye pazarına her zaman inandı ve destek verdi. Nitekim gerçekleşen üzücü depremde yaraların sarılması noktasında da Technogym İtalya’dan hatırı sayılır yardım malzemelerinin temini, organizasyonu ve sevkiyatı ile Türk milletinin yanında olduğunun bir defa daha altını çizdi. Biz de Technogym Türkiye olarak her daim yatırımlarımızı devam ettirerek onların desteğini en iyi şekilde değerlendirdik ve değerlendirmeye devam ediyoruz.
Siz ne kadar zamandır bu görevdesiniz? Geldiğinizden bu yana neler değişti ve gelişti?
Ben 2006 yılında Technogym’in distribütörü olan AVV AŞ.’yi kurdum ve halen Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO görevini devam ettiriyorum. Technogym’in global ölçekte yeni yatırımlarının gerçekleştiği, yeni jenerasyon ekipmanlarının çıktığı dönem, Türkiye’de de sağlıklı yaşam noktasında dönüşümün başladığı döneme denk geldi. Ben de bu dönüşümden kaynaklanan hızlı ve olumlu değişimlerin hepsini birebir yaşadım. Üç kişi olarak çıktığımız bu yolda bugün 50 kişilik bir ekip ile devam ediyoruz. Bu doğrultuda Türkiye’de büyümeye devam edeceğimizi söylemekten de mutluluk duyuyorum.
Technogym’in en önemli özelliklerinin başında, evlere en kolay girebilen ve uyum sağlayabilen tasarımlara sahip olması geliyor. Sizce bunun sebebi nedir?
Öncelikli olarak Technogym dünyanın en güzel fitness ekipmanlarını üretiyor. Antonio Citterio gibi dünyaca ünlü birçok endüstriyel tasarımcının ekipmanlarımızda imzası var. Evinize aldığınız her ürün gibi, fitness ekipmanı alırken de tasarımı önemli bir detay oluyor. Tasarım üstünlüğünün ekipmanın ölçülerine yansıtılabiliyor olması da önemli bir avantajımız. Technogym’in ekipmanları ev ortamında bir mobilya bir obje gibi şık duran ürünlerdir. Bununla beraber kullanılan yüksek kalite malzemeler, ekipmanların sessizliği ve teknolojisi tüketiciyi adeta ekipmanı daha sık kullanmaya teşvik ediyor. Hemen hemen tüm ekipmanların günlük hayatımızda çok önemli bir yere sahip olan akıllı telefonlar ile uyumu da açıkçası kullanıcıyı ekipmana bağlayan ve tatmin eden bir gerçek.
İnsanlara evlerinde spor yaptırmak zor iş. Siz bunu başardınız ve herkese fitness ile wellness arasındaki farkı gösterdiniz. Technogym’in wellness anlayışı nedir?
Wellness, Technogym’in DNA’sında var: Zaten The Wellness Company olarak tanımlanıyor. Öncelikle sağlıklı yaşamı destekliyor ve teşvik ediyor. Sedanter yaşam tarzına karşı savaş veren bir kurum. Nitekim dünyada tek Wellness Vakfı’nın kurucusu da Technogym’dir; iş birlikleri arasında tüm dünyadan üniversiteler, hastaneler, doktorlar, STK’lar, sağlık ve spor bakanlıkları, belediyeler ve benzeri birçok kurum ve kişi bulunuyor. Yani işin özünde önce sağlıklı olmak var. Siz eğer mesajı doğru verir ve insanlığa sağlıklı olmanın avantajları ile egzersizin reçetesi olmayan ancak en etkin ilaç olduğunu, sadece uzun bir yaşamın değil, sağlıklı bir yaşamın da anahtarı olduğunu iyi aktarırsanız o zaman farkındalık yaratmayı becerirsiniz. Technogym tümüyle sağlıklı yaşam mesajına yoğunlaşarak, temsil ettiği alan olan ekipmanlı egzersiz noktasında antrenman yapmayı sevdirecek çözümler, teknolojiler ve ekipmanlar ile var olmaya devam ediyor. Ancak bugün Technogym’in aplikasyonunu indirdiğinizde sadece ekipmanlı antrenman programları değil; sağlıklı beslenme, yoga, aktif yaşam ve birçok benzer tavsiyeler, ipuçları da beraberinde geliyor. Kısacası Technogym tüm dünyada bir fitness ekipmanı üretici markası olmaktan çıkarak sağlıklı yaşam markası şeklinde kendini konumlandırıyor ve kabul görüyor.
Pandemiyle birlikte bu konseptin değiştiğini/değişmeye başladığını düşünüyor musunuz?
Açıkçası pandemi herkesin sağlık bilinci ve farkındalığının uyarıldığı bir gerçek oldu. Ancak bir o kadar da Technogym’in yıllardır savunduğu her şeyin gerçekleşmiş bir ispatı oldu diyebiliriz. Zaten araştırma datalarına bakıldığında her yaş gurubundan global ölçekte insanın, Türkiye dâhil fiziksel aktivite noktasında ciddi bir artışa geçtiğini rakamlarla görmekteyiz.
Pandemi süresince Technogym ne yaptı?
Technogym, pandemi döneminde İtalyan Sağlık Bakanlığı’ndan aldığı onay ile üretimlerine devam etti. Devam ettiği ile de kalmadı, evlere girecek daha kompakt, akıllı ekipmanlar ve çözümleri de beraberinde üretti. My serisi ekipmanlar, Technogym Bench pandemi dönemi sektöre kazandırıldı. İşletmelerde malum kapatmalardan ötürü yaşanan daralma, bireysel tüketimde gözle görülen artış ile kapatıldı.
Technogym ailesi ve felsefesiyle tanıştıktan sonra wellness ve fitness anlayışınızın değişti mi? Sizin evde tercih ettiğiniz ürünler hangileri?
Spor ve fiziksel aktivite çok uzun yıllar benim hayatımda her zaman yer aldı. Profesyonel hentbol hayatım dışında motor sporları ve doğa aktiviteleri ile uğraştım. Ekipmanlarla spor yapmaktansa açık havada spor yapmayı her zaman tercih etmiştim ta ki Technogym ile tanışana kadar. Ekipmanların tasarımı, sessizliği, göz alıcı cazibesi ve akıllı telefonumla antrenman programlarına ulaşabiliyor olmam, çevrimiçi olarak dünyanın birçok yerinde tanıdığım tanımadığım insanlar ile aynı anda egzersiz yapabilmek, sevdiğim programları seyrederek antrenman yapabilmek bana çok cazip geldi. Evimde gayet donanımlı bir spor salonum olduğunu söyleyebilirim ancak tercih ettiğim ekipmanların başında -eğer eğlenceli bir antrenman istiyorsam- Technogym Bike geliyor. Kuvvet antrenmanlarında ise Unica’yı çok seviyorum çünkü çok kompakt bir ekipman ve aynı alanda sayısız antrenman imkânı tanıyor. Bununla beraber Flexability seti bilhassa günlük hayatta ıskaladığımız esneme hareketlerini sakatlanmadan yapabiliyor olmamda bana çok yardımcı oluyor.
Marka ile iş birliği yapmak isteyen işletmelere ne tür hizmetler sunuyorsunuz?
Hem kurumsal hem de bireysel müşterilerimizin projelerinde sürecin en başından itibaren yer almaya gayret ediyoruz. Mimarlar ile beraber çalışıyoruz. Alanın ihtiyaca yönelik metrekare tespiti, ekipmanların seçilmesi, projenin çizilmesi, ekipmanların kurulumu, çalışır vaziyette teslimi ve hatta finansman paketini de beraberinde sunarak çözüm ortağı olmaya gayret ediyoruz. Bir işletmenin ya da nihai tüketicinin bizleri tercih etmesi bizim için yeterli değil. İşletmenin sağlıklı çalışması, ekipmanlarımızın tam anlamıyla kullanıyor olması bizi asıl mutlu eden bir durum oluşturuyor. Bu sebeple beraberinde kurduğumuz eğitim departmanımız ile her an müşterilerimizin yanında oluyoruz. Reddettiğimiz demeyelim ancak çalışmayı tercih etmediğimiz durumlar da oluyor tabii.
İtalyan DNA’sı ve İtalyan estetiğini tasarımının temeline oturtmuş bir marka Technogym. Farklı pazarlar için bu estetiği esnetmeniz gerektiği oluyor mu? Mesela Türkiye pazarına yönelik tasarımlar veya ürünler geliştiriyor musunuz?
Technogym uluslararası değil global bir marka. Bu tabir çok irdelenmese de aslında önemli bir fark var. Hal böyle olunca farklı pazarlara göre ekipman değil ancak her pazarın algısına yönelik pazarlama ve konumlandırma stratejisinde farklılıklar ön plana çıkıyor. Örnek olarak İskandinav ülkeleri gibi fiziksel aktivite yapma oranının çok yüksek olduğu bir pazar ile sedanter yaşam tarzı daha ağırlıklı olan Türkiye gibi pazarlarda izlenen yol farklı olmak durumunda. Ancak global ölçekte Technogym’in ekipman titizliğini belirtmekte fayda var, örneğin her ırkın farklı terlemesi ve terindeki asidite oranı farklı. Aynı şekilde nem oranı, sıcak soğuk dengesi her kıtada farklı. Technogym’in tüm bu noktaları değerlendirerek tasarımlarında kullandığı deri döşemeler ve farklı malzemeleri birbirinden farklı asit ve kimyasal testten geçerek mükemmelleştirdikten sonra kullanıma almakta. Bir diğer fark ise pazarlara yönelik ekipman tercihleri arasında. Bazı ülkelerde koşu bandı ile öne çıkarken başka ülkelerde eliptik veya farklı bisiklet ürünleri daha öncelikli olarak tercih edilebiliyor.
Müşterilerinizle nerede, nasıl iletişim kuruyorsunuz? Mayısta Bodrum’da yeni bir butik açmayı planlıyorsunuz. Ayrıca İstanbul’daki Deneyim Merkezi de hâlâ aktif.
Türkiye’de Istanbul’dan sonra açılım sürecimiz için ilk olarak Bodrum’u tercih ettik ve Mayıs ayında Technogym butiğin açılışını yapacağız. Yalıkavak’ta çok keyifli bir noktada faaliyete geçecek olan butiğimiz 12 ay müşterilerimize hizmet verecek. İstanbul’da gerçekleştirdiğimiz gibi etkinlikler ve organizasyonlar Bodrum merkezimizde de hız kesmeden devam edecek. Şu anda yeni yaptığımız yatırımla Technogym İstanbul Deneyim Merkezi 2.000 metrekare üzerinde bir alanda faaliyet göstermeye devam ediyor. Burada tüm mevcut ve aday müşterilerimize A’dan Z’ye bir wellness deneyimi yaşatmayı başardık. Açıkçası geri dönüşlerin son derece memnuniyet verici olduğunu söylemek durumundayım. Technogym’in kurucusu ve başkanı Nerio Alessandri’nin gelişi ile gerçekleştirdiğimiz resmi açılıştan bu yana ziyaretçi sayımız da çok arttı. Üstelik sevindirici olan nokta şu; sadece ekipman satın almaya değil, sağlıklı yaşam ile ilgili bilgi almaya, ekipmanları tanımaya gelen insanların sayısı da azımsanmayacak kadar çok. Techogym İstanbul Deneyim Merkezinde ayrıca her ay hedefe yönelik farklı organizasyonlar, etkinlikler ve eğitimler düzenliyoruz. Örneğin son etkinliğimiz mimarlara yönelik bir organizasyondu ve İtalya’dan gelen konuşmacılarımız ile yerleşim bölgelerinde ve ev içi alanlarda wellness deneyimine yönelik yeni trendlerden bahsettik. Technogym markası olarak sektöre hizmet eden farklı gruplar ile bir araya gelmeyi ve sektöre yatırım yapmayı çok önemsiyoruz. Türkiye genelinde bundan sonraki adımlarımız bu büyümeyi hızla devam ettirmek yolunda olacak. Yeni açmayı planladığımız butiklerimizi Ankara ve Antalya’nın takip edeceği haberini de şimdiden vermek isterim.
Deneyim Merkezlerinde hangi olanaklara sahip oluyoruz? Ekipman denetmekten daha fazlasını sunduğunuz kesin.
Akıllı ekipmanlar, dijital hizmetler, çevrimiçi-çevrimdışı egzersiz imkânları ile her an her yerde tamamen kişiselleştirilmiş bir antrenman deneyimine izin veren uygulamalardan oluşan Technogym ekosistemini keşfedilebileceği 2.000 metrekarelik Deneyim Merkezi, Technogym’in wellness alanındaki son yeniliklerinin keşfedileceği bir alan olmanın dışında verdiği eğitimler ile sektöre de “know – how” aktarımı yapıyor. Bireysel bir kullanıcıysanız, ekipman seçimini profesyonel antrenörlerimiz eşliğinde antrenman yaparak ve deneyimleyerek seçebiliyorsunuz.
Technogym sürdürülebilirlik ve sosyal sorumluluk alanlarında oldukça güçlü. Markanın bu yönüyle ve icraatlarıyla ilgili bilgi verebilir misiniz?
Bu konu Technogym’in üzerinde durduğu önemli konulardan bir tanesi. Çevreye duyarlılık ve sürdürülebilir bir yaşam Technogym’in tanımlı başlıklarından bir tanesi. Sadece ekipmanları değil fabrikası da yeşil sertifikalı bir şirket Technogym. Bir fabrika düşünün 110 bin metrekare yeşil alan üzerine kurulu 60 bin metrekaresi kapalı alanın hepsi sadece üç materyalden inşa edildi; cam, ahşap ve metal. Tümüyle dönüşümlü malzemeler. Ve daha da önemlisi ısıtmasını soğutmasını, aydınlatmasını fabrika akıllı bir sistemle yönetiyor ve gereksiz bir kullanım yaratmıyor.
İnsanları kendilerine iyi bakmaya ikna edebilen nadir wellness markalarından birisiniz. Bu konuda üzerinizde bir sorumluluk hissediyor musunuz?
Kesinlikle. Günümüzde yaşamın uzadığı gerçeği aşikâr fakat uzayan yaşama sağlıklı bir şekilde devam edebilmek çok önemli. İlaç bağımlısı olmadan ve her yaşta bağımsız bir şekilde hayatını devam ettirebilmek herkesin hakkı. Medikal alanda yapılan müdahaleler, sağlık sorununuzu anlık olarak ilaç veya tıbbı müdahale yoluyla tedavi ediyor. Ancak unutmamak gerekir ki sizleri hastalığa maruz bırakan şey o sağlık sorununu yaşadığınız yaşa kadar kendinize nasıl baktığınız ve nasıl bir yaşam tarzına sahip olduğunuzdur. Sağlıklı bir yaşam tarzı sizleri olası birçok hastalıktan koruyacak bir etkendir. Technogym’in global misyonu insanları sağlıklı yaşamaya teşvik etmek ama sadece ekipmanlar ile değil, holistik bir yaşam felsefesi ile.
Siz kendinize iyi bakabilmek için neler yapıyorsunuz?
Hareket etmeye zaman ayırmaya çalışıyorum. İş yoğunluğum sebebiyle egzersiz yapmaya ayıramadığım zamanı farklı çözümlerle tamamlamaya çalışıyorum. Örneğin; merdiveni kullanıp asansörü tercih etmemek, otomobili uzağa park edip gideceğim yere yürüme bahanesi yaratmak ya da sık sık ofisimden masamdan kalkmak, sandalye yerine Techongym Acitive Sitting Ball’u kullanmak gibi.
2023’te Technogym’de ne gibi yenilikler göreceğiz? Özel duyurularınız var mı?
Technogym 2023’te de yepyeni ekipmanlar ile ürün yelpazesini genişletmeye devam ediyor. Nisan itibarıyla sene sonuna kadar birçok yeni ekipman hayatımıza girecek hatta bir tanesinin lansmanı global ölçekte Türkiye’de de aynı zamanda gerçekleşecek.
Evlerde spor odaları tasarlarken nelere dikkat etmeli? Müşterilerinize bu alanda da yardımcı oluyor musunuz?
Tasarım süreci kişisel hedefiniz ve genellikle seçtiğiniz, tercih ettiğiniz antrenman türü ile başlar. İkinci adım, mevcut alan ve dolayısıyla yerleştirilecek ekipman ve bütçedir. Bu adımda Technogym, alanı mümkün olduğunca kişisel hale getirmek ve antrenman için doğru atmosferi yaratmak için ruh hali ve renkleri dikkate alarak tasarımı oluşturur. Ebatlara gelince, genel olarak bir ekipmanın sığabileceği ve etrafında kullanışlı bir alan oluşturabileceğimiz minimum alanın 8-10 metrekare olduğunu söyleyebiliriz. Yükseklik olarak minimum 2,50 metre tavsiye ediyoruz. Spor performansı açısından ışık, antrenman için de olumlu bir unsur olduğundan pencereler önemli bir rol oynar.Mevcut alan ve müşterinin zevkleri göz önünde bulundurulmalı, ancak genel olarak, temel bir ev fitness alanında, kardiyodan kuvvet antrenmanına kadar tüm antrenman türlerini gerçekleştirecek ekipmanları dâhil etmek fark yaratır. Fonksiyonel antrenman için hepsini bir arada sunan Technogym Bench, içerdiği aksesuarlar (dambıl, elastik bantlar, güçlendirilmiş egzersiz eldiveni ve mat) sayesinde birçok egzersiz ve çalışmayı yapmanıza olanak tanır. Kardiyo egzersizi söz konusu olduğunda, Technogym’in koşu bandı MyRun, kompakt tasarımı sayesinde her türlü ortam için ideal. iPad’inizi takarak, isteğinize göre özelleştirilmiş eğitim içeriklerine erişebilirsiniz. Bisiklet tutkunları için Technogym Ride, teknoloji ve performans açısından en iyi seçim. Bu özel bisiklet, sürükleyici bir bisiklet deneyimi için bisikletçilerin favori uygulamalarına erişim sağlar. Tasarımı ile öne çıkan Kinesis Personal, güç, koordinasyon ve esnekliğin yanı sıra duruş kontrolünü geliştirmek için idealdir; evde fitness için tasarlanmış ve sağlıklı yaşam ortamlarında mükemmel olan yenilikçi bir mobilya tasarımı olarak tanımlanabilir. Tam da bu noktada Technogym Deneyim Merkezi çok önemli bir rol oynuyor çünkü tüm ekipmanları sadece yerinde görmek değil ayrıca Wellness Design departmanımızın 3D çizimleri ile ekipmanın yerleşeceği ortamın nasıl görüneceğini de müşterilerimize yaşatıyoruz ve beraber karar veriyoruz.