Swatch Group’un En Özel Markaları
Swatch Group’un en özel markalarının yeni modelleri ile tanışmaya hazır mısınız?
OMEGA, Speedmaster Apollo 11 50th Anniversary Limited Edition
Kasım 1969’da Apollo 11 inişinden sadece dört ay sonra uzay mekiğinin başarısını kutlamak için benzersiz bir Omega Speedmaster lanse edildi. Bu, markanın ilk numaralı Speedmaster edisyonuydu ve1969 ila 1973 arasında yalnızca 1.014 adet üretildi. 3-28 ile 1001-1008 arasındaki numaralı saatler NASA astronotlarına hediye edildi ve saat, Omega’nın ünlü koleksiyonunun en aranan modellerinden biri oldu.
Bu yıl, 1.014 adetlik özel bir sınırlı üretimle Speeedmaster’ın ikonikleşen altın tasarımı yeniden gün yüzüne çıkıyor. Orijinaliyle aynı tarihi dokunuşları taşıyan saat, kendine has bazı öncü özellikler de sunuyor. Örneğin; yeni Speedmaster modeli gücünü Master Chronometer Calibre 3861’den alıyor.
Omega’nın efsanevi Calibre 321 mekanizması, ilk kez 1941’de tasarlanan ve üretilen 27 CHRO C12 mekanizmanın neslinden geliyor. Ancak bu mekanizmanın en yeni versiyonunu üretmek, dört yıllık deneme yanılma sonucunda mümkün oldu. Titreşimi 21.600 v/h olan ve üzerinde 26 taş bulunan mekanizmanın balans çarkında dört ayarlanabilir vida kullanıldı. Aynı zamanda, kullanıcının tepeyi çekerek saniyeyi durdurmasına ve zamanı mutlak bir hassasiyetle sıfırlamasına izin veren ikinci bir saniye durdurma işlevi eklendi.
Bugünün Speedmaster modeli, NASA astronotlarının 1960’larda ve 70’lerde uzayda kullandığı modellerle neredeyse aynı görünüyor. Kuşkusuz, aynı öncü ruhu ve özgün stili buluşturuyorlar. Modeller 1997’den itibaren daha iyi görünürlük sağlayan Luminova detaylandırması ve daha fazla tutarlılık için daha çok rodyum kaplama ile üretilen yeni Calibre 1861 ile güncellendi. Saatin kasası ise ilhamını dördüncü nesil asimetrik kasa bantlarından alıyor. Sizi uzaydaki en büyük tarihsel başarılara bağlayabilecek tek bir saat varsa, işte bu o.
Harry Winston, Histoire de Tourbillon 10
Harry Winston sayesinde ilk defa bir kol saati, dört tourbillon içeren bir seri halinde üretildi. Aynı derecede etkileyici tasarımında da görülen bu başarı, Histoire de Tourbillon koleksiyonunun yolculuğunda bir dönüm noktası olarak tanımlanıyor. Bu özel komplikasyonların yerleştirilebilmesi için kasa özellikle dikdörtgen formda üretilmiş.
673 aksamla üretilen HW4702 kalibrenin dört tourbillon’u, etkileyici oranlara sahip cam bir kutuyu andıran kasanın dört köşesinden rahatlıkla görülebiliyor ve iki enine köprüyle destekleniyor. Üçboyutlu kanatlar gibi şekil verilmiş, şeffaf ve heykelsi köprüler, Histoire de Tourbillon 10‘da ortaya çıkan simetrik etkiyi tamamlıyor.
Saatin kadranı, kompleks ve mükemmel şekilde simetrik bir hacim ölçeğine sahip tek parça safirden yapılmış. Tam ortada 12 adet saat göstergesinin yerleştirildiği şeffaf ve yuvarlak bölüm yer alıyor. Saatin kadran çerçevesi de hacmi özel bir şekilde kullanıyor; yivli ve eğri tasarım, saat 6 ve 12 yönlerinde daha büyük bir yüksekliğe sahip. HW4702 kalibrenin yüzey renklendirmesi Histoire de Tourbillon 10‘un üç modelinde de kişiliğini tamamlıyor. Tek olarak üretilen Winstonium modeli, rengini kasanın içindeki dişli çark köprülerinden (iki büyük mavi tourbillon köprü) alıyor. Beyaz altın model, rodyum kaplama köprüler ve koyu gri platinde üretilmiş. Bu renk tonu, tambur köprüsünün arkasında da tekrar ediyor. Son olarak pembe altın kasalı model, tambur köprülerindeki renklerin ters çevrilmesiyle, rodyum kaplamalı platin kullanılarak üretilmiş. Her bir Histoire de Tourbillon kayışı ise adeta çeşitli modellerin yansıması olarak çıkıyor karşımıza. Winstonium ve beyaz altın modelleri için büyük ölçülerde ve 950 platin dikişli timsah derisi kullanılmış. Pembe altın modelde ise yeni bir kayış rengi sunuluyor: Pembe altın dikişli ve bakır vurgulu siyah.
Glashütte Original, Senator Chronometer Tourbillon – Limited Edition
Tourbillon’a ağırlıksız bir görünüm kazandırmasıyla tanınan marka, bu kez second-stop ve sıfırlama mekanizması ile dakika kilidini ilk kez flying tourbillon’la bir araya getirerek saatin saniyesi saniyesine ayarlanmasına olanak veriyor. Marka elbette bir tourbillon’un orijinal amacına hâlâ sadık kalabileceğini de gösteriyor. Zira saat, saniye sapmadan kurulabiliyor. Kurma düğmesi çekildiğinde, tourbillon’un döner kafesi dakika kolunu durduruyor ve saniye kolu da kafese bağlı olduğundan o da aynı anda duruyor.
Saatin yüksek dakiklik oranı, bağımsız test enstitüsü tarafından da onaylandı. Her saat, Glashütte’deki German Calibration Service’in DIN 8319 standardına uygun biçimde kronometre olarak tescillendi. Saat beş farklı pozisyonda ve üç farklı sıcaklıkta 15 gün boyunca test edildi. Ayrıca silikon balans yayı, saatin manyetik alanlardan ve sıcaklık değişimlerinden korunmasını sağlıyor. 21.600 yarı-salınım frekansında çalışan elde kurmalı 58-05 kalibrenin tam kurulu haldeyken güç rezervi, 70 saat.
Dekoratif işlemlerle bezeli mekanizma, 42 mm’lik platin kasaya yerleştirilmiş. Merkez dışında konumlanan galvanik mavi kadranın alt bölümündeki farklı yükseltiler ve yüzeylerin kombinasyonu büyüleyici bir manzara yaratıyor. Kadranın ve flying tourbillon’un mekanizmanın inişli çıkışlı kısımlarından küçük kuleler şeklinde yükselmesi, üçboyutlu bir efekt oluşturuyor. Kadranın üst köşesinde ise sofistike bir detay saklı: Ön yüzün üst kısmındaki aynalı bölümden safir kristal cam ile yüzeyin bağlandığı alana, saat 12 konumunda “Chronometer Tourbillon” ibaresi yansıyor. 25 örnekle sınırlı üretilen model, platin tokalı koyu mavi Louisiana timsah derisi kayış ile tamamlanıyor.
Jaquet Droz, Magic Lotus Automaton
“Bazı saatler zamanı söyler. Bazıları bir hikâye anlatır.” Bu söz, kesinlikle Jaquet Droz’nun yeni otomatı için sarf edilmiş. Bu özel otomat, dört dakikadan uzun süren, olağanüstü bir animasyon barındırıyor. Bu süre zarfında kadrandan adeta bir Zen bahçesinin tüm zarafetini ve huzurlu güzelliğini izliyorsunuz. Hayatın ebedi döngüsü resmediliyor bir bakıma. Üstelik bu, lotus çiçeği vasıtasıyla yapılıyor. Kadrandaki dört çiçek, dört mevsimi ya da bazıları için hayatın evrelerini temsil ediyor. Saat 3 konumundaki sedef düğme, açılmamış lotus tomurcuğunun sembolü. Altın taç yapraklarının tacındaki rölyef, ilkbaharı hatırlatıyor. Hemen solundaki açmış lotus çiçeği ise yazı simgeliyor.
Magic Lotus Automaton’un çapı 43 mm ve kırmızı altın ve beyaz altın versiyonları mevcut (her biri 28 örnekle sınırlı üretildi). Marka zanaatkârları, saatin arka yüzünde görülen eşikleri ve rotoru da ön yüzdeki oymaları tekrarlayacak biçimde sazan balığı ve lotus yaprakları gibi natüralist motiflerle süslemiş. Mekanizmada oyma olmayan unsurlar yine elle dekore edilmiş (dairesel desenler, şeritler) ve pahlanmış. Bu yeni otomat için dört patent başvurusu yapılmış. Saatin mekanizmasında ise 500’den fazla parça yer alıyor. Sadece geliştirme aşaması bile üç yıldan uzun sürmüş. Sonuç olarak Magic Lotus Automaton istenildiği zaman dört dakikayı aşan ve 30 saniyede tam dönüşünü tamamlayan sekiz rotasyondan müteşekkil bir animasyon içeriyor. Saat 8 ve saat 9 arasında elde boyanmış ve elde oyulmuş kırmızı altından yusufçuk böceği ile sembolize edilen güç rezervi, bu uzun animasyonun süresini gösteriyor.
Blancpain, Fifty Fathoms “Nageurs de Combat”
Kendinden kurmalı 1315 mekanizması sayesinde son derece dayanıklı ve güvenilir oluşuyla saat severlerin gönlünü fetheden bu özel modelde anti manyetik kalkan işlevi gören silikon sarmal yay kullanılmış. Ayrıca seri bağlanmış üç tambur, beş günlük güç rezervi sağlıyor. 45 mm çapındaki saten perdahlı çelik kasa, 30 bara kadar sugeçirmezlik (yaklaşık 300 metre) özelliğine sahip.
Saatin saat kolları ve saat imleri mat, siyah kadran ile kontrast oluşturan lüminesans ile kaplanmış. Geometrik şekilleri 1950’lerin Blancpain militer dalgıç saatleri jenerasyonunu akla getiriyor. Yine tıpkı dönem saatlerindeki gibi saat kolları beyaza boyanmış. Vintage ruhunu korumayı amaçlayan yeni modelde ilk Fifty Fathoms modelindeki geleneksel üçgen işareti, saat 12 konumundaki orijinal yerinde yeniden ortaya çıkıyor. Öte yandan siyah renkli tek yönlü döner bezel darbelere ve çizilmelere olağanüstü dayanıklı kavisli safir eklentiyle korunan lüminesans zaman ölçeğiyle vurgulanıyor. Bu özel saatin Blancpain’in denizlerle kurduğu uzun soluklu ilişkinin son bölümü olduğunu da hemen söyleyelim.
Breguet, Classique Tourbillon Extra-Plat Squelette 5395
Bu yeni Breguet modelii, temelde 5377 ve 5367’nin iskeletleştirilmiş versiyonu. Ancak bu ikisi markanın klasik kodlarını yeniden yorumlarken, yeni model onlardan tamamen farklı. Öyle ki, Breguet’de pek de rastlamadığımız benzersiz bir tarzı barındırıyor: Kesinlikle cüretkâr ve modern. Ama sakın yanlış anlamayın, aynı zamanda fazlasıyla çekici de…
Tourbillon Extra-Plat Squelette 5395, “tam kadranlı” iki kardeşiyle karşılaştırıldığında, teknik unsurların birçoğunu koruduğu görülebiliyor. Kasa çapı biraz küçülerek 42 mm’den 41 mm’ye inmiş –bize göre hava hoş. Profil ise biraz büyümüş; 5377 ve 5367’de 7 mm iken 5395’te 7,7 mm –iskelet mekanizma sağ olsun. Bunun haricinde yivli kasa şeritleri, vidayla lehimli kulakçıklar dâhil hâlâ Breguet’nin özgün, zarif tarzını koruyor. Saatin 18 ayar pembe altın ve 950 platin versiyonu var.
Sol tarafında kalan bol miktardaki boş alanla Breguet Classique Tourbillon Extra-Plat Squelette 5395’in mimarisi hayli şaşırtıcı. Bu seviyede bir iskeletleştirme için altın plaka ve eşikler teknik unsurların, dişli takımının ve çeşitli taşların şeklini takip edecek biçimde maksimum oranda oyulmuş. Saatin asıl güzelliği neredeyse örümcek ağını hatırlatacak kadar kompleks bir mimariyle vurgulanan hareketli parçaların ve yakutların sergiledikleri oyunda yatıyor. Sadece yeterli miktarda materyalinin kullanılması son derece açık bir saat ve mekanizmanın ortaya çıkmasına yol açmış. Ön yüzdeki tourbillon ise titanyum kafes içinde ve frekansı 3 Hz. Böylece saatin kronometre özelliği de öne çıkarılmış.