Şu Anda Satışta Olan Beş Çarpıcı MB&F Horolojik Saat

Kısa bir süre önce Chanel, MB&F’in yüzde 25 hissesini satın alarak markaya ortak oldu. Bu adım, markanın tam bağımsızlığını tartışmaya açsa da MB&F, özgünlük ve yenilikçilik söz konusu olduğunda hâlâ sektörün en cesur isimlerinden biri.

MB&F’in Horolojik Makineleri (Horological Machines), markanın sınır tanımayan tasarım anlayışını yansıtıyor. Ancak bu yaratıcı tasarımların arkasında, teknik mükemmellikten asla ödün verilmediğini söylemek gerek. Saatler, her şeyden önce sofistike birer makine olarak tasarlanıyor. Şu anda satışta olan beş etkileyici MB&F modeline göz atalım.

MB&F HM2 WT

MB&F’in ilk yıllarındaki Horolojik Makine tasarımları, bugünkü kadar cesur olmasa da ilerleyen modellerde bu sınırların nasıl zorlandığı açıkça görülüyor. HM2, fonksiyonları iki ayrı bölgeye ayıran dikdörtgen kasası ve retrofütüristik tasarımıyla dikkat çekiyor. Uçan payandalar, gözetleme delikleri ve kayar kurma koruyucu detayı, saate mimari bir hava katıyor. Beyaz altın ve titanyumdan üretilen kasa, geniş boyutlarına rağmen bilekte dengeli bir görünüm sağlıyor. 2008’de piyasaya sürülen bu model, orijinal kutusu olmamasına rağmen belgeleriyle birlikte geliyor ve koleksiyonerlere markanın tarihindeki önemli bir mihenk taşını sunuyor.

MB&F HM3 MegaMind Final Edition

HM3, MB&F’in yenilikçi tasarımlarında ileriye doğru büyük bir adım atıyor. 2009’da tanıtılan bu model, hem dikey hem yatay kullanım imkânı sunan iki farklı düzenle tasarlandı. Saat ve dakika göstergeleri, eski bilimkurgu filmlerindeki uzay gemilerinden esinlenen iki ayrı kapsül şeklinde yerleştirildi. Tasarım, Eric Giroud ve Max Büsser’in imzasını taşırken, üretim sürecinde Jean-Marc Wiederrecht de yer aldı. Bu MegaWind Final Edition modeli, siyah PVD kaplama beyaz altın kasaya sahip. Tasarımı her ne kadar sıra dışı görünse de yumuşak deri kayışı ve yaylı tokası sayesinde bilekte oldukça rahat. Analog Shift tarafından satılan bu saat, kutusu ve belgeleriyle mükemmel durumda sunuluyor.

MB&F LM Split Escapement EVO

2014’te tanıtılan Legacy Machines serisi, “Max Büsser 100 yıl önce yaşasaydı saat tasarımları nasıl olurdu?” sorusuna cevap arıyor. Bu seride yer alan modellerin yuvarlak kasaları, geleneksel bir tasarım gibi görünse de üzerlerindeki denge çarkı ve spiral yay köprüsü, saatin en dinamik bölümünü ön plana çıkarıyor.

LM Split Escapement modeli, mekanizmanın kalbini kadranın üstünde sergilerken, escapement (çıkış mekanizması) kısmını kadranın altına gizliyor. Titanyum kasa ve darbeye dayanıklı FlexRing teknolojisi ile üretilen bu saat, hareketli yaşam tarzına uygun bir yapı sunuyor. Hem işçilik hem de dayanıklılığı bir araya getiren tasarım, MB&F’in ustalığını gözler önüne seriyor.

MB&F LM Sequential EVO

Legacy Machines serisinin zirve modellerinden biri olan LM Sequential EVO, kronograf kavramına yeni bir soluk getiriyor. Stephen McDonnell’in tasarladığı bu model, “twinverter” adlı ikili anahtarı sayesinde iki kronografın bağımsız veya senkronize çalışmasına imkân tanıyor.

Zirkonyum kasa ile sunulan bu model, hem sofistike tasarımı hem de fonksiyonel yapısıyla dikkat çekiyor. Kadrandaki çift kronograf göstergesi, ortada konumlanan saat ve dakika ekranıyla mükemmel bir uyum içinde. Üst kısımda yer alan denge çarkı, saate dinamik bir görünüm kazandırıyor. A Collected Man tarafından satışa sunulan bu model, kutusu ve belgeleriyle birlikte koleksiyonerlere tam bir set olarak sunuluyor.

MB&F HM3 Frog X Purple

Son olarak, yine HM3 modelinin farklı bir yorumu olan FrogX ile karşı karşıyayız. Kurbağayı andıran organik şekilleriyle dikkat çeken bu model, tam safir kasa seçeneğiyle sunuluyor. 10. yıl dönümü için üretilen FrogX’in mor renkli bu versiyonu, yalnızca 10 adetle sınırlı.

Bu model, MB&F’in kendi mağazasının ikinci el kategorisinde satışta ve orijinal ekip tarafından incelenip bakım yapılmış. FrogX, markanın sınır tanımayan tasarım anlayışını ve yaratıcı ruhunu en iyi şekilde temsil eden modellerden biri. Böyle bir saat, hem nadirliği hem de eşsizliğiyle kutlamaya değer.