Kahve Molası: Buket Meşelik Duran
Femponiq markasıyla kadının gücünü Londra’dan tüm dünyaya en şık şekilde duyuran; feminizm, eşitlik ve sürdürülebilirlik konularında taviz vermeyen bir felsefeyle hareket eden Buket Meşelik Duran, hem başarısı hem örnek duruşuyla adından söz ettirmeye devam ediyor. “Giysiyi tasarlayan kişiler, üreten işçiler ile giysiyi giyerek ruh veren tüm insanların haklarına eşit derecede saygı duyulması” söylemini hayata geçirecek kadar cesur bir marka olan Femponiq’i, kurucusu Buket Meşelik Duran’dan dinledik.
Röportaj: Ece Şahan
Sizce Türkiye’deki sürdürülebilir moda anlayışı nasıl?
Türkiye, kumaş ve hazır giyim tekstil ürünlerinin üretimi için gerekli iş gücüne ve modern teknolojiye sahip, dünya çapında önemli bir destinasyon. Hazır giyim markalarının hızlı moda üretme talebine karşı fast-fashion üretme yeteneğine sahip olan bir imalat merkezi olarak da biliniyor dünyada. Fast-fashion yani hızlı moda, giyim endüstrisinin son podyum trendlerini ve yüksek moda tasarımlarını taklit eden, bunları düşük maliyetle toplu olarak üreten ve hızlı bir şekilde perakende mağazalara getiren iş modelini tanımlamak için kullanılan bir terim. Türk moda ve tekstil sektörü ne yazık ki sürdürülebilirliğe zıt olan bu iş modelinde ilerliyor. Temennim ise ülkemiz ekonomisinin güçlü geleceği için Türkiye’nin yaratıcılığa ve girişimciliğe daha fazla yatırım yaparak her geçen gün artan değerli tasarımcıları ve markaları ile dünya genelinde kendi isminden bahsettiren ülkelerin başında gelmesidir.
Ekofeminizm kavramı dünya moda anlayışında sizce alması gerektiği değeri görüyor mu? Hak ettiği konuma erişmesi için ne kadar zamana ihtiyaç var?
Sağlık, sürdürülebilirlik ve çevre arasındaki bağlantılara pandemi sürecinde ve sonrasında daha fazla odaklanılması, ekofeminizmin değerini ve gerekliliğini arttırdı. İnsanlar artık dünya genelinde vegan olup olmama, yeniden doldurulabilir kahve fincanları kullanma ve tek kullanımlık plastikleri tüketmeme konusunda eskiye oranla çok daha bilinçli hareket ediyor ama ne yazık ki yeni, ucuz fiyatlı giysilere olan doyumsuz arzunun su stresine ve kirliliğe neden olduğu gerçeğini hala görmezden geliyor. Belki de sorunun asıl cevabı, sürdürülebilir modanın değerinin, insanların ekofeminist olup olmamasında değil, olmayı göze alıp alamayacağı gerçeğinde yatıyor. Ne de olsa, insanların düşük fiyatlarda kıyafet aramasının bir nedeni var ve bunun nedeni ise herkesin büyük gelirlerinin olmaması. Belki de ulaşılabilir bir ekofeminist olmak, biraz daha az satın alıp biraz daha fazla düşünmek kadar basit olabilir. Bilinçli tüketim, bu zamanı belirleyici bir faktör.
Femponiq kısa sürede adından söz ettirmeyi başardı. İleri dönük hedefleriniz nelerdir?
Yakın zamandaki planımız kalabalık ve rekabetçi olan bu pazarda mümkün olan en yüksek başarı şansına erişebilmek için vizyonumuzla örtüşen yeni çevrimiçi lüks moda perakende platformlarında koleksiyonlarımızı satışa sunmak. Daha uzun vadede ise Femponiq tasarımlarını İstanbul, Londra ve New York gibi çeşitli kozmopolitan dünya şehirlerindeki mağazalarda sergilemek.
Tüketim çılgınlığının modaya etkisi hakkında ne düşünüyorsunuz?
2000’li yıllardan bu yana tüketici sınıfının büyüme ölçeği ve hızı, hazır giyim sektöründe ucuz ve kalitesiz ürünlerin hızlı ve seri üretiminde bir talep yarattı. Bu da trendlerin sürekli olarak değişme hızına bağlı olarak orijinal tasarımın ve işçiliğin değerini günümüzde oldukça azalttı. Düşük ücretler, tehlikeli çalışma koşulları ve insan haklarının yokluğu fast fashion’ın günümüzdeki maliyetleridir. Bariz sosyal ve ekonomik sorunların yanı sıra, aşırı tüketim çevremizi de yok ediyor. Hızlı modaya olan talep arttıkça bu ürünleri üretme ihtiyacı da artmakta. Bu, daha fazla kirletici emisyona, artan arazi kullanımına, ormansızlaşmaya ve hızlandırılmış iklim değişikliğine yol açıyor.
Tasarımlarınızda ilham aldığınız ya da size ilham veren şehirler oluyor mu?
Seyahatlerim sırasında keşfetme şansı bulduğum şehirler bana ilham verenler arasında. Vegan koleksiyonumda İskoçya doğa esintisini, İlkbahar/Yaz 2022 kapsül koleksiyonumda ise Los Angeles şehrinin parlak renkleri ve canlı ambiyansını hissetmek mümkün.
Vegan moda sizce yükselişe mi yoksa inişe mi geçiyor?
Vegan ve sürdürülebilir moda kesinlikle yükselişte. Bir moda dergisinin araştırması, 2019’da vegan moda ürünleri stokunun Birleşik Krallık ve ABD’de %258 artığını ve o zamandan beri her şeyin daha iyiye gittiğini bildirdi. Küresel vegan kadın moda pazarının 2019’da 396,9 milyar Dolar değerinde olduğunu belirtiyor (vegan ayakkabılar bunun %41,3’ünü oluşturuyordu) ve gelirin 2027’de 1.095,6 milyar Dolar’a ulaşacağının tahmininde bulunuyor.
Yapılan bu istatistik araştırmaya göre alışveriş yapanların %95’i daha fazla vegan sertifikalı modayı görmekten memnuniyet duyduğunu ve neredeyse yarısı (%48) tüm moda kategorilerinde daha fazla vegan onaylı ürün istediğini belirtiyor. %35’i ceket ve çizme gibi genellikle hayvan derisinin kullanıldığı ürünlerde daha fazla vegan seçenek görmek istediğini söylerken, %32’si ise daha fazla vegan dostu deri çanta ve sırt çantası istediğinin de ayrıca altını çiziyor. Bu ankete katılanların %32’sinin kürkün bot, topuklu ayakkabı ve sandalet gibi genel ayakkabılara genişletildiğini görmek istediklerini söylediği öne sürülürken, %28’inin vegan deri kullanan vegan spor ayakkabılarla ilgileneceği belirtiliyor. Dünyamızda bilinçli tüketimin gereksinimi ve önemi arttığı sürece, vegan ve sürdürülebilir modanın yükselişte olacağına eminim.
Moda endüstrisinde neleri değiştirmek isterdiniz?
Moda endüstrisinde birçok şeyi değiştirmek isterdim ama ben bu soruya tek bir cevap vermek istiyorum. Moda endüstrisini ayakta tutan yani giysiyi tasarlayan kişiler, üreten işçiler ile giysiyi giyen yani ruh veren tüm insanların haklarına eşit derecede saygı duyulması kaçınılmaz bir gereklilik. Modanın öncelikle değer algısını değiştirmek istiyorum. Modanın aslında bir kumaş parçasından ibaret olmadığını, bir yaşam ve felsefe tarzı olduğunu ve her bir kıyafetin bin bir emek ve özveri ile yaratıldığının farkındalığının insanlarda artık oluşmasını istiyorum. Böylelikle insanların gardıroplarına farklı bir gözle bakacaklarını, sahip oldukları her bir kıyafete daha fazla sevgi ve saygı duyacaklarını, bir kez kullan at yerine giysilerinin uzun ömürlü olması için daha çok özen gösterip daha fazla giymek isteyeceklerine inanıyorum.
Bir kadın girişimci olarak zorluklar yaşadınız mı?
Tabii ki ben de birçok zorluk yaşadım ve yaşıyorum. Sanırım beni en çok rahatsız eden şey tedarikçi ve üretim ortaklarını ziyaret ettiğimde yanımda bir erkek figür aramaları. Bu da tekstil ve hazır giyim sektöründe ve diğer alanlarda iş hayatını genellikle erkeklerin domine etmesinden kaynaklanıyor. Kadın girişimcilerin ihtiyacı olan finansal desteğin ve mentörlüğün ülkemizde ve dünyamızda kadın yöneticilerin artmasıyla daha erişilebilir olacağına tutkuyla inanıyorum.
Olmazsa olmaz dediğiniz bir aksesuarınız var mıdır?
Zarif bir görünüme ve detaya sahip, ince zincirli bir altın kolye ve aynı şekilde ona uyumlu bir küpe.
Seyahat etmeyi sever misiniz? En son gittiğiniz ülke neresi?
Seyahat etmek benim en büyük ilham ve motivasyon kaynağım. Keşfettiğim farklı ülkeler, şehirler, mekânlar ve insanlar ufkumu genişletiyor. Geçtiğimiz yılın son haftasında İspanya’nın Sevilla şehrine ve Portekiz’in Lizbon şehrine seyahat ettim.
Feminizmi üç kelimede tanımlar mısınız?
Sosyal, ekonomik ve politik eşitlik.
Başarı sizin için nedir?
Hayatta gerçek başarının iş ve kişisel hayattaki dengeyi bulabilmek ve bunu daimi kılabilmekten geçtiğine inanıyorum. Bu iki alanda eşit derecede tatmin olabilmek, hayattan haz alabilmek ve emeklerimin yeşerip başkalarına dal budak olabildiğini görebilmek benim için en büyük mutluluk ve başarı olsa gerek!
Giyim tarzınızı nasıl tanımlarsınız?
Anlayışta çağdaş, stilde zamansız.
Bir modacı olarak gardırobunuzdaki en özel parçalar neler diye sorsak?
Dört mevsim giyilebilecek doğal kumaşlardan dikilmiş rahat ve sofistike modeller. Favori seçimim dramatik ve geniş yakalı maskülen parçaları feminen kesimler ile uyumlamak. Tasarımlarımın arasında en çok severek giydiğim parça ise limon yeşili koton ceket elbise.
Hayallerimin hepsini gerçekleştirdim diyebilir misiniz?
Asla! Tüm hayallerimi gerçekleştirmeye umarım bir ömür yeter.