Shangri-La Bosphorus, Istanbul Sanatla Parlıyor

 

Beşiktaş’taki tütün deposunun yerine 2013 yılında açılan Shangri-La Bosphorus, Istanbul, felsefesini gerçek lüksün bir yaşam biçimi ve kültür olduğu kabulüne dayandırıyor kuşkusuz. Otelin, lobisinden odalarına, asansöründen iç bahçe olarak da tanımlayabileceğimiz atriyumuna kadar, her yerinde özel yapım eşyalar, antikalar ya da sanat eserleri görebilmek mümkün.

Dünyanın en prestijli ve zengin ailelerinden Kuok’ların kurucusu olduğu Hong Kong kökenli otel zincirinin tüm otellerinde olduğu gibi, geleneksel Uzakdoğu kıyafetleri giymiş görevlilerin sıcak ve ilgili karşılaması sonrası, otelin lobi resepsiyon alanına adım attığınızda bu anlamdaki özel parçalarla karşılaşmaya başlıyorsunuz birer birer.

Eski İstanbul’dan ilham alınarak tasarlanan bu eser Japonya’da hazırlanmış.

Resepsiyon ve concierge arkasına yerleştirilen, İstanbul’un eski görüntüsünden esinlenerek yaratılmış olan siluet, Japonya’da altı ay süren özel bir çalışma sonucunda, altın kaplama varakların ahşap zemine işlenmesi ile yapılmış. Yine lobide yer alan avizeler, Çek Cumhuriyeti’nde, toplantı salonlarındaki bazı avizeler ve aplikler ise İtalya’da özel olarak tasarlanmış. Her biri birer mücevher titizliğinde işlenen devasa avizelerin yarattığı ışıltıdan gözünüzü alabilmeniz hayli zor oluyor.

Devasa boyutlu Garden of Peach Blossom isimli tablo.

Otelin iç bahçesinde yer alan ve 14 metre uzunluğundaki devasa boyutuyla dikkat çeken Garden of Peach Blossom isimli tablo, Çin’de ipek kâğıt üzerine resmedilmiş. Yapımı da tam olarak altı ay sürmüş. Aynı zamanda eserin iki ayrı versiyonu da lobi katında ve Shang Palace’ın bulunduğu B1 katında eş eserler olarak sergileniyor.

Bu parça bir müzayededen alınmış ve 17. yüzyıldan kalma olduğu biliniyor.

Asansörlerde karşılaştığınız Fransa’da özel olarak yapılmış kâğıt kaplamalar, bu ülkeden getirilmiş parçalardan yalnızca biri. Fransa’da bulunan eski bir şatoda 16. yüzyıl sonuna doğru yapılmış olan imzalı masalar, özel bir antika koleksiyoncusu tarafından otel için alınmış. Recep Tanrıverdi ile Shangri-La kurucu aile üyelerinin Hong Kong’da bir müzayeden birlikte aldığı anonim eserler de otelin çeşitli bölümlerine ve koridorlarına yerleştirilmiş.

Elbette bu eserlerin değerleri açıklanmıyor, ancak hiç şüphesiz ki antika, sanat ve tasarımla dolu otel, bu sayede ışıltısına ışıltı katıyor.