Sanatın İçinde Yenilikçi Bir İmza: Senur Akın Biçer
İş dünyasındaki başarılarının yanı sıra sanatçı yönü ve sanata desteğiyle de bilinen Arnica Yönetim Kurulu Başkanı Senur Akın Biçer ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
Arnica Art Land Sanat Çalıştayı’nın amacı nedir ve nasıl bir etki yaratmayı hedefliyorsunuz?
Arnica olarak her zaman sanatın ve sanatçının yanında olduğumuz projeleri destekledik. Bu desteğimizi bir adım daha öteye taşıyıp ülkemizin uluslararası çağdaş çevrelerinde daha bilinir hale gelmesinde katkı koyduğumuz, sanatı büyük şehirlerin dışına taşıdığımız bir projeyi hayata geçirmek istedik. İstanbul Avcılar’daki fabrikamızın önünde bulunan siloları da sanatsal obje haline getiren sanatçı ve
küratör Denizhan Özer’in artistik direktörlüğünde Arnica Art Land Sanat Çalıştayı’nı oluşturduk. Mersin Borcak Yaylası’nda düzenlediğimiz ve yine burada düzenlemeye devam edeceğimiz çalıştaylar ile ülkemizin sanat atmosferini zenginleştirmeyi, Mersin’i sanat çevreleri açısından önemli bir yer haline getirmeyi, sanatın farklı dallarını büyük kentlerin dışına taşımayı, kalıcı bir koleksiyon oluşturarak Mersin Çağdaş Sanatlar Müzesi kurmayı amaçlıyoruz.
Doğanın içinde gerçekleştirdiğimiz bu çalıştay, sanatsal üretimin zenginliği açısından da önemli bir etki yapıyor.
Arnica olarak, sanatı ve sanatçıları desteklemenin sizin için önemi nedir?
Markamızın kurucusu babamız Hasan Akın, çevresinde “mucit mühendis” olarak bilinirdi. Hem işinde hem de hayatında estetik bir bakış açısına sahipti. Bu nedenle yeni ürünler tasarlarken ressamlardan, heykeltıraşlardan, seramik sanatçılarından fikirler alır, onlarla uzun sohbetler ederdi. Çok sanatçı dostu vardı. Çocukluğumuzda da benim ve kardeşim Serhan Akın için hayat, iş ve sanat iç içeydi. Bu nedenle biz de ikinci kuşak olarak işin başına geçtiğimizden itibaren sanatı ve sanatçıları desteklemeye yönelik projeleri ön plana aldık. Babam aslen Adanalı, çalıştayı düzenlediğimiz Mersin Borcak Yaylası’ndaki yayla evimizin her taşında da onun emeği var. Bu nedenle Arnica Art Land Sanat Çalıştayı babamıza bir saygı duruşu niteliği taşıyor bizim için. Bu kişisel nedenlerin yanı sıra toplumsal gelişme için sanattan ve sanatın iyileştirici gücünden yararlanmak gerektiğine inanıyorum. Bu nedenle markamızın sorumluluğu olarak ele alıyoruz sanatı ve sanatçıyı desteklemeyi.
Çalıştayda bir araya gelen sanatçıların eserlerinde ne tür temalar ve disiplinler ön plana çıktı?
Geçen yıl 23-30 Ağustos tarihleri arasında düzenlediğimiz ilk Arnica Art Land Sanat Çalıştayı’nda Türk resminin usta kuşak, orta kuşak ve genç kuşak sanatçılarından 32 ismi ağırladık. Farklı tekniklerle eser sanatçılar, doğanın içinde hissettiklerini tuvale aktardı. Ancak ortaya çıkan her eserde aile tarihimize, çocukluk anılarımıza ilişkin ayrıntılar bulmak beni çok heyecanlandırdı.
Mersin Borcak Yaylası’nda doğanın içinde gerçekleştirilen bu çalıştayın ortamı ve atmosferi sanatçılara nasıl bir ilham kaynağı oldu?
Çalıştayı, 30 dönümlük ormanlık arazi üzerinde gerçekleştirdik. Sanatçıların gerçekten özgürce, rahatça üretebilmesi için tüm ayrıntılar düşünüldü. İstedikleri boyalar, fırçalar onlar için isimlerine özel hazırlanan kutularla sunuldu. Farklı tuval ölçülerinde çalıştılar.
Yayla havası, atmosfer gerçekten olağanüstüydü. Bu soruyu cevaplarken aklıma Antik Roma dönemi düşünürlerinden Seneca’nın “Bütün sanat doğanın taklididir” sözü geldi. Gerçekten de tuvale yansıyan bambaşka resimler olsa da doğanın etkisi tüm eserlerde ortaya çıkıyordu. Her sanatçıda doğanın ruhsal yansıması farklı şekilde oldu sanırım.
Ayrıca çalıştay çerçevesinde Mersin’i ve çevresindeki tarihi, doğal zenginlikleri görebilecekleri, deneyimleyebilecekleri geziler de düzenledik. Böylece Türkiye’nin çok farklı kentlerinden sanatçılar yöremizi daha yakından tanıma fırsatı da buldu.
Çalıştayda üretilen eserlerin sergileneceği etkinlik hakkında bize daha fazla bilgi verebilir misiniz?
32 sanatçı bir haftalık çalıştayda 80’den fazla eser üretti. Bu eserler ilk olarak Arnica’nın Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi’ndeki fabrikasında sergilendi. Eserleri ilk kez Arnica çalışanlarının görmesi çok güzel bir etki yaptı. Çünkü sanata destek, bizim için kurum kültürümüzün önemli bir parçası. Çalışanlarımızın da sergiye yönelik çok olumlu değerlendirmeleri oldu. Amatör olarak resme başlamak isteyenler vardı aralarında. Ardından sergiyi daha geniş bir sanatsever kitlesi ile buluşturmak istedik. Bu süreçte 6 Şubat depremleri ile derinden sarsıldığımız için sergi tarihimizi 2 Haziran’a ertelerdik. 2 Haziran’da Mersin Güzel Sanatlar Galerisi’nde açılarak sergimiz 30 Haziran’a kadar açık kalacak. Mersin’in en önemli tarihi yapılarından biri olan bu binada, tarih, sanat ve doğa buluşmuş olacak.
Arnica Art Land projesi, Mersin’e bir çağdaş sanat müzesi kazandırmayı hedefliyor. Bu müze hangi özelliklere sahip olacak ve ne tür bir katkı sağlayacak?
Çalıştay projemiz kısa, orta ve uzun vadeli hedeflerle devam ediyor. En önemli hedeflerimizden biri de Mersin’e bir çağdaş sanat müzesi kazandırmak. Bunun için her yıl çalıştayda üretilen eserlerden kalıcı bir koleksiyon oluşturacağız. Bu müzenin Mersin’in adını sanatla, özellikle çağdaş sanatla daha geniş kesimlere duyurmasını istiyoruz. Hatta uluslararası alanda öne çıkmayı hedefliyoruz. Sanat, sadece büyük kentlerde icra edilmemeli çünkü.
Sanat ve iş dünyası arasında bir denge kurmak zorlu bir görev olabilir. Siz nasıl başarıyor ve Arnica Art Land gibi projelerle bu dengeyi nasıl sağlıyorsunuz?
Hayat, çok farklı parçalardan oluşuyor. Bu parçalar birbirini beslediğinde denge de kendiliğinden kuruluyor. Örneğim, benim için resim yapmak, iş hayatımda planlama, odaklanma ve çözüm bulma noktalarında çok önemli. Bazen resmimi bitirdiğimde kafamı kurcalayan bir konuya çok farklı bir çözüm üretmiş oluyorum. Çünkü üretim ve sanayi benim içine doğduğum ortam. O nedenle buradan gelen gücü sanatla birleştirmek çok doğal geliyor bana. Bu bakış açısının ardına sanayici olarak topluma yönelik görevlerimizin olduğu bilinci de yatıyor. Yani paylaşma, dayanışma ve birlikte güçlenme önemli bizim için. Böyle olunca da hep yeni projelerin heyecanıyla yola devam ediyoruz.
Arnica’nın sanata olan desteği sadece bu çalıştay ile mı sınırlı, yoksa başka sanat projeleri de planlıyor musunuz?
Arnica Art Land Sanat Çalıştayı’nın en az 10 yıllık bir proje olmasını hedefliyoruz. İkincisini de bu temmuz ayında birer haftalık üç dönem halinde yapacağız. İlk hafta ressamlar, ikinci hafta heykeltıraşlar ve son hafta yine ressamlar çalıştaya katılacak. Yurt dışından da çok katılım olacak.
Bundan önce de pandeminin hemen ardından sanatın iyileştirici gücünü toplumun geniş kesimlerine ulaştırmak amacıyla İthaf Sanat dergisini çıkarmaya başladık. Üç ayda bir okuyucuya ulaşan ve hayatın içinde sanatı, sanatın içinde hayatı görmeye odaklanan derginin imtiyaz sahibi olmaktan çok mutluyum. Çok güzel geri dönüşler alıyoruz okuyucularımızdan.
Ayrıca özellikle genç sanatçıların desteklenmesi benim kişisel olarak da önem verdiğim bir konu. Her yıl çok sayıda genç sanatçının farklı içeriklerdeki projelerine katkı koyuyoruz.
Arnica Art Land Sanat Çalıştayı’na katılan sanatçılar ve ziyaretçiler arasında nasıl bir etkileşim oldu? Geri bildirimler nasıl oldu?
Çalıştaya katılan sanatçılar bu süreçte dışarıdan ziyaretçilerle çok fazla görüşmedi. Ancak çalıştay, kendi atmosferini yaratarak farklı deneyimlerin ve sanat anlayışlarının paylaşıldığı, sanatın konuşulduğu bir yapıya büründü. Sanatçılar doğanın içinde olmaktan, samimi bir ortamda eser üretmekten duydukları mutluluğu dile getirdi.