Bu Yıl Saatçiliğe Damgasını Vuran Modeller
Kadın ve erkek modellerinde yüksek saatçiliğe bu yıl damgasını vuran modelleri sizler için bir araya getirdik.
Gösterişli ve Esnek
Sansasyon yaratacak akşam davetleri için tasarlanan Coussin de Cartier ile tanışın. Bu saatlerin alametifarikası markanın yenilikçi bir öğe ile bir araya getirdiği örgü deseniyle iç içe geçmiş, altın hatla donatılmış esnek bir tasarım anlayışını benimsemeleri. Bu sayede, saatlerin kasaları form değiştirip yeniden orijinal şekline dönebiliyor. Aslında bu özelliğinden ötürü Coussin de Cartier’nin her anlamda duyusal bir saat olduğunu söyleyebiliriz. Dokunma duyusunun ötesinde görme duyusuna da hitap eden modeller pırlanta ve renkli değerli taşların dünyasında davet ediyor sizleri.
Fotoğrafta gördüğünüz her iki model de 20 adetle sınırlı. 39,3×31,9 mm kalınlıktaki saatlerin üzerinde 1.011 pırlanta; 85 pırlanta, 21 zümrüt, 536 safir, 276 tsavorite ve 18 mavi turmalin bulunuyor.
Safirden Şıklık
Doğal parlaklığı ve yenilikçi tasarımı ile L.U.C Full Strike Sapphire, Chopard’ın en sofistike kalibrelerinden birinin kusursuz bir görünümünü sunan yarı saydam safir kasasıyla beğeni topluyor. Markanın L.U.C koleksiyonunun 25. Yılı şerefine üretilen model şeffaf görünümüyle saat koleksiyonerlerin radarına girmeyi başarıyor. Üstelik bunun için (monoblok çift gong/kristal yapıya ek olarak) bezeli, kasa bandı, tepesi ve aksa arkası da safirden üretilmiş. 42,5 mm kalınlıktaki saatin belirgin özelliği dakika tekrarlayıcısının 360 derece görünür oluşu.
Bu özelliğin elde edilmesinde kullanılan safir etkili olmuş. Sadece beş adet üretilen Chopard L.U.C Full Strike Sapphire’in kalbinde ise L.U.C 08.01-L mekanizması atıyor.
Yıldızlar Arasında
Jaeger-Lecoultre sanatsal yaratıcılığını ve dekoratif zanaatlardaki ustalığını kutlarken, Grande Complication Calibre 945’in yeni yorumuyla teknik yaratıcılığına da vurgu yapıyor. Jaeger-LeCoultre Master Hybris Artistica Calibre 945 Atomium modelinden söz ediyoruz. Markanın Métiers Rares atölyesinde zanaatkârların tarafından elle dekore edilen çok seviyeli kadran, göksel temanın güzelliğini güçlendirirken Cosmotourbillon’u da sergiliyor. Saatin kadranını kaplayan karmaşık yıldız haritasının çizimi ise 16. yüzyılda Fransa’da kullanılan grisaille mineleme tekniğini barındırıyor. Bu teknik sayesinde geceleri üstümüzde gördüğümüz gökyüzü büyük bir ustalıkla bire bir kadrana resmedilmiş.
Zaman ölçümünün astronomik yönünü öne çıkaran Jaeger-LeCoultre saat ustaları, bu modelde yıldızlara dayalı olarak yıldız zamanının geçişini gösterebilen bir mekanizma geliştirmişler. Buna göre, tam olarak 23 saat, 56 dakika ve 4,1 saniyelik bir süreye sahip olan bir yıldız günü, Dünya’nın yörüngesi ile ölçülebiliyor.
Kadranın tam ortasında yer alan yıldız haritası fonksiyonu, 46. paralelden (Jaeger-LeCoultre’un Vallée de Joux’daki genel merkezinin konumu) görüldüğü şekliyle Kuzey Yarımküre’deki gece gökyüzünün haritasını çıkarıyor ve takımyıldızların konumunu gerçek zamanlı olarak takip ediyor.
Ayrıcalıklı Dalış
Panerai Submersible QuarantaQuattro modelinin beğeniye sunulmasıyla ikonik Submersible dalgıç saatleri koleksiyonunda 47 mm ve 42 mm çaplarındaki mevcut kasalarla birlikte 44 mm’lik kasa da markanın kilometre taşlarından biri haline geliyor. Bu ilave kasa seçeneği, tercih edilen saat boyutu ne olursa olsun herkese hitap eden bir Submersible olduğunun da göstergesi. Submersible ailesine özgü tüm temel özellikler Submersible QuarantaQuattro modelinde yer alıyor: Örneğin; Panerai’ın denizcilik tarihindeki yeriyle ayrılmaz bağları bulunan patentli kurma kolu muhafazasıyla birlikte 300 metreye kadar su geçirmiyor.
Ayrıca dalış süresini ölçmeye yarayan tek yönlü döner bezel ve beyaz Super-LumiNova kaplı metalik saat imleri saati vazgeçilmez bir dalış aleti haline getiriyor. Üç günlük güç rezervi sağlayan P.900 kalibre saat 9 konumunda ikinci bir alt kadran barındırıyor.
Submersible QuarantaQuattro modelinin her biri farklı renk çiftleri ve materyallerle bezeli üç farklı versiyonu mevcut. Fotoğrafta gördüğünüz Submersible QuarantaQuattro Carbotech Blu Abisso (PAM01232) versiyonunun kasası, markanın şimdiye kadar kullandığı en hafif materyalden yapılmış. Bilindiği üzere Panerai havacılık, motor sporları ve biyotıp alanlarında çeşitli şekillerde uygulanan Carbotech maddesinin saat tasarımcılığı alanında kullanımına öncülük ediyor. Karbon fiber bazlı bu kompozit madde bir dizi spesifik özelliği sayesinde –titanyumdan hafif, aşınmaya ve çizilmeye dayanıklı– son derece hafif olmasına karşın olağanüstü sağlam. Ebruli siyah rengi yüzünden her kasa diğerinden farklı; başka bir deyişle hiçbir kasanın eşi benzeri yok.
Renk Festivali
Longines, en sevilen iki saat serisi Longines DolceVita ve La Grande Classique de Longines’in tek renkli modellerini sunuyor. Cesur ve bir o kadar da eğlenceli ruhlarıyla göz dolduran bu saatlerin öyküsü renkler etrafında şekilleniyor. Karmen kırmızısı, bahar yeşili, klasik siyah, yanık turuncu ve kobalt mavisi renk seçenekleri koleksiyonların güçlü duruşlarını gözler önüne seriyor. Kadran rengiyle uyumlu deri kayışlarla da saatlerin büyüsü derinleştiriliyor. Bu yeni modeller markanın “zarafet bir tavırdır” anlayışına oldukça şık bir yorum getiriyor.
Yeni Longines DolceVita saatlerin 23,30×37 mm boyutlarındaki dikdörtgen kasası, kullanıcıya olağanüstü bir konfor sunuyor. Küçük bir saniye göstergesine sahip bu saatlerin rodyum kaplama çerçeveleri, kadranın iddialı rengini öne çıkarıyor.
Her orantısı titizlikle düşünülen 29 mm’lik La Grande Classique de Longines modelleri ise 44 Top Wesselton pırlantayla bezeli çarpıcı bir çerçevenin sardığı renkli ve parlak lake kadranları ile göz kamaştırıyor.
Hazırlayan: Gülay Koç