Rossinavi, Seawolf X ile Yeni Bir Dönem Başlatıyor

Viareggio kıyılarından dünyaya açılan Rossinavi, Seawolf X ile denizcilikte yeni bir dönemin kapılarını aralıyor. Fulvio De Simoni Yacht Design’ın dış mimarisi ve New York merkezli Meyer Davis Studio’nun iç tasarımıyla hayat bulan bu 43 metrelik katamaran, modern teknolojiyi zarif detaylarla buluşturuyor. Tamamen özelleştirilebilir yapısıyla öne çıkan Seawolf X, aynı zamanda çevre dostu bir vizyon sunarak yatçılıkta yeni bir standardın temsilcisi olmayı hedefliyor.

Seawolf X’in kalbinde, bataryalar, elektrikli motorlar, güneş panelleri ve dizel jeneratörlerden oluşan hibrit bir sistem bulunuyor. Rossinavi’nin geliştirdiği yapay zekâ sistemi, performans ve verimliliği artırmak için yatın tüm operasyonlarını sürekli olarak izleyip optimize ediyor. Makine öğrenimiyle kendini geliştiren bu sistem, sadece enerji yönetiminde değil, misafirlerin ihtiyaçlarını öngörmede de aktif bir rol oynuyor. Bu yenilikçi yaklaşım, Rossinavi’nin hem bugünün hem de geleceğin beklentilerine yanıt veren vizyonunun bir yansıması olarak öne çıkıyor.

Katamaranın tasarımı da konfor ve işlevselliği bir araya getiriyor. Alt güvertede simetrik iki gövdeye bölünmüş yapı, misafirlere özel bir mahremiyet sağlıyor. Her bir gövdede çift kişilik ve ikiz yataklı odalar bulunuyor. Arka bölümde yer alan kapalı beach club ise bir havuz ve sauna ile donatılmış. Ana güvertedeki 80 metrekarelik salon ve 70 metrekarelik özel süit, geniş camlarla çevrili yapısıyla deniz manzarasını içeri davet ediyor. Süitte yer alan özel spor salonu ve mürettebatın erişebileceği ayrı teras alanı, misafirler için hem mahremiyet hem de konfor sağlıyor.

Seawolf X’in sunduğu sürdürülebilirlik, yalnızca kullanılan teknolojilerle sınırlı kalmıyor. 130 metrekarelik geniş güneşlenme güvertesi, 202 özel güneş paneliyle kaplanmış durumda. Bu paneller sayesinde yat, enerji ihtiyacının büyük bir bölümünü doğrudan güneşten elde edebiliyor. Hatta yatın demirlediği durumlarda, toplanan enerjiyi marinalara veya özel mülklere aktarabilme kapasitesine sahip. Yapay zekâ destekli enerji yönetimi, bataryaları ideal seviyede tutarak ömrünü uzatıyor ve operasyonların verimliliğini sürekli olarak gözetiyor.

Rossinavi’nin 2022’de geliştirdiği BluE felsefesi, Seawolf X’in sürdürülebilir tasarımına ilham veriyor. Bu felsefe, güneş enerjisini ve hibrit motorları bir araya getirerek CO2 emisyonlarını minimuma indirmeyi amaçlıyor. Doğadan ilham alan bu yaklaşım, biyolüminesan planktonların geceleri yaydığı ışıltıyı taklit eden bir enerji döngüsü yaratıyor. Yat, bu döngü sayesinde kısa yolculuklarda tamamen elektrikle, okyanus aşırı seferlerde ise %80’e kadar elektrik modunda seyahat edebiliyor.

Dış tasarımda ise aerodinamik çizgiler ve akıcı formlar ön planda. Alçak profili ve içe gömülü dümen evi sayesinde, güverte alanlarının açıklığı artırılmış. Bu tasarım tercihi, hem yatın sportif duruşunu vurguluyor hem de denizle daha bütünleşik bir deneyim sunuyor. Organik hatlar, aydınlatma detayları ve doğal dokuların bir arada kullanılmasıyla yatın dış görünümü kadar iç atmosferi de ferah ve davetkâr bir kimlik kazanıyor.

Seawolf X’in iç tasarımında kullanılan geri dönüştürülmüş yün halılar, fırçalanmış ahşap paneller ve doğal rafya kaplamalar, estetik ve ekolojik duyarlılığı yansıtıyor. Meyer Davis Studio, 1 Hotel South Beach projesinden esinlenerek, yatın iç mekânlarına modern sıcaklıkta bir dokunuş katmış. İskandinav esintili tasarım anlayışıyla yaratılan iç mekânlar, sakin tonlar ve doğal malzemelerle dengelenmiş. Bu yaklaşım, sadece görsel olarak değil, fonksiyonel olarak da ev konforunu sunan bir atmosfer yaratıyor.

Rossinavi’nin bu sıra dışı katamaranı, lüksü sürdürülebilirlikle buluşturuyor ve denizcilikte gelecek için cesur bir vizyon ortaya koyuyor. Seawolf X’in kiralama operasyonları, Cecil Wright & Partners tarafından yürütülerek misafirlerin her ihtiyacına yönelik kusursuz bir deneyim sağlanıyor.