Reis Mücevherat’ın Tasarımcısı Hakan Gündoğdu
Reis Mücevherat’ın tasarımcısı Hakan Gündoğdu, hayalleriyle başlayan hikâyesinin sınırlarını sade tasarımlarından ve ailesinden devraldığı manevi mirastan güç alarak genişletiyor.
Nişantaşı’nda 1982’de kurulan Reis Mücevherat, Hakan Gündoğdu için “40 yıllık bir gemi”. Yönü ise 2012’de onun dümene geçmesiyle yön değiştirdi. “Bitmeyen bir yolculukta olduğunu” dile getiren Gündoğdu, “insanları daha çok dinleyerek ve ne istediklerini anlamaya çalışarak” onların hayallerini altının gücü ile buluşturan bir isim. Sosyal medyadaki varlığı çok güçlü olan Reis’in zarif ve sade tasarımları İstanbul’dan sonra Alaçatı’ya da taşındı ve sırada diğer Türkiye şehirleriyle Avrupa da var. Gündoğdu, Reis’i kendi cümleleriyle anlattı. Reis’i tercih eden kadınlara ise bir mesaj iletmemizi istedi: “Dünyayı sadeleştirsinler; sadelik bir takı değil, bir yaşam biçimidir.”
Reis pandemiyi nasıl geçiriyor?
Her firma gibi bu süreci biz de çevrimiçi mağazamıza ve e-ticarete yatırımlar yaparak kontrol etmeye çalıştık. Gerek üretimde gerek satışta, olması gerekenden fazla mesai harcayarak, Reis’i tercih edenlere pandeminin olumsuzluklarını yaşatmadığımızı düşünüyoruz.
Tasarımlarınızda ve koleksiyonlarınızda ailenizden devraldığınız mirastan bolca ilham aldığınızı görüyoruz. Onların tecrübeleri sizi nasıl yönlendiriyor?
Dedem Ali Gündoğdu’nun, babam Mustafa Gündoğdu’nun ve amcam Temel Gündoğdu’nun bana bıraktığı en büyük miras; adalet yükümlü, gri, çizik, kabloları sökülmüş, fakat hiç yanlış tartmamış bir terazidir. Bir şirket gibi değil, bir esnaf gibi bu teraziyi taşımaya çalıştım ve hâlâ da çalışıyorum. Reis’in hayali bir dünya markası olmak değil, dünya markası olup bu durumu abartmamaktır. Günümüzde her sektörün tarihten ilham aldığını görüyoruz. Altın ve mücevher sektöründe de vintage akımı söz konusu. Bizim koleksiyonlarımız arasında da en çok ses getiren; gerçekten de babamın koleksiyonu olan Babamın Koleksiyonu.
Şu anda tasarımlar kimin elinden çıkıyor?
Şahsım dâhil, yurt dışı ve yurt içinde toplam 17 tasarımcı ile çalışıyoruz. Bunların içinde ABD, Güney Kore gibi ülkeler de var. Her biri muhteşem incelikleriyle tasarımlara ve Reis’e, hatta insanlara çok büyük değerler katıyorlar. Sizler vesilesi ile buradan kendilerine teşekkürlerimi ve selamlarımı iletiyorum.
Sosyal medyayı çok iyi yönetiyorsunuz. Bu size, marka değerinize ne katıyor?
Reis, sosyal medyada varlık gösteren ilk kuyumcu. 2011’de ABD’de yaşayan bir arkadaşımın tavsiyesiyle sosyal medyaya ilk adımı attık. Devrik cümlelerimizi, yenmiş tırnaklarımızı samimiyetle karşılayan tüm sade kadınların bu doğallığı benimsemesiyle; her daim kusursuz bir tende, muhteşem bir gende değil, hepimizde olduğu gibi belli kusurlarla yapılan paylaşımlarda herkes kendinden bir parça, bir cümle bulduğundan çok hızlı bir şekilde insanlara karışabildik. Reis’te müşteri müşteri ile ilgilenir, ürün kaybolsa müşteri bulur, müşteri bileğinde ürün unutsa kimse ona “Bileğinizde bilezik kaldı!” diye seslenmez; elbet bir gün hatırlar ve gelir, kral çıplak bile gelse, kimse ona “çıplak” demez, ama “kral” da demez. Mağazaya her giren misafirden ve onların hikâyelerinden beslendik. Aslında hikâyelerimizi, insanların hikâyeleri belirledi. Kısacası olduğumuz gibi göründük, göründüğümüz gibi de olduk. Bu durum marka değerimizin kendisini oluşturuyor.
Yaz sezonunun açılmasıyla birlikte gözler Alaçatı’daki mağazanızda olacak. Bu yaz hangi koleksiyonları Alaçatı’da görebileceğiz?
Alaçatı bizim için çok kıymetli. En kıymetli yanı ise İzmir’in bir ilçesi olması. Tüm idealistliğiyle, hoşgörüsüyle ve özgür yorumlarıyla bizi kendine hayran bıraktı. Şu anda Mai adlı koleksiyonumuz sadece Alaçatı mağazamız için hazırlanıyor. Çıkış noktası ise Ata’mızın masmavi gözleri.
Alaçatı dışında Nişantaşı ve Bağdat Caddesi’nde de mağazalarınız var. İleride başka şube ya da şubeler düşünüyor musunuz?
Ankara’ya verilmiş bir sözümüz var. Öncelikle o sözümüzü tutmak için planlarımız mevcut. Sonrasında ise Reis’i Avrupa yolculuğunda göreceksiniz.
İlerleyen zamanlarda Reis nasıl koleksiyonlarda, konseptlerle karşımıza çıkacak? Üzerinde çalıştığınız yeni projeleriniz var mı?
Reis her ay minimum dört veya altı koleksiyon ile kendini yeniliyor. Koleksiyonların temasını mevsimler, özel günler ve moda dünyasının akışı belirliyor. Şu an üzerinde çalıştığımız ve çok heyecanlı olduğumuz projemiz; Reis Macro. Bu isim altında ülkemizin her şehrinde en az iki kuyumcu mağazasında Reis Macro stantları olmasını hedefliyoruz. Bu stantlar çevrimiçi alışverişi tercih etmeyen ama Reis ürünlerini yakından tanımak isteyen insanlar için çok keyifli bir fırsat olacak.
Modern zamanlarda bir şirket yönetmenin avantaj ve dezavantajları nelerdir?
Aslında avantajları da dezavantajları da gelişen teknolojide gizli. Microsoft’un pandemi öncesi yapmış olduğu oryantasyonda da duyduğumuz gibi gelecek vaat eden şirketlerin Z kuşağının yönetimi altına gireceğinden ve bu kuşağın zihinsel yorgunluktan, bedensel yorgunluktan çok hazzetmediğinden bahsedilmişti. Tarihte idol olarak gördüğümüz markalar ise her zaman mantığı savunmuşlardır. Onların mantıkları günümüzdeki sistemi belirlemiştir. Fakat gelecekte sistemin mantığı belirleyeceğini görüyoruz. Bence bu durum, dünya için biraz endişe verici olmalı. Bir gün sistem durabilir, donabilir. Ama mantık durmaz ve donmaz.
Sizin bir idolünüz var mı?
Her Türk insanının olduğu gibi benim de idolüm, dünyanın en büyük vizyoneri olan Mustafa Kemal Atatürk’tür. Tüm başarı hikâyelerinden beslenirim; Steve Jobs’un egosunu, Lewis Tiffany ’nin soğukkanlılığını, hiçbir şey yokken bile kendini hırslandıran Michael Jordan’ın azmini, 86 yaşında bile mağaza vitrinlerini elleriyle düzelten Giorgio Armani’nin titizliğini izlerken onlar gibi hissediyorum. Ama söz, bir gün bu ülkelerdeki insanlara idolünüz kim diye sorduklarında, benim ülkemden birilerini yazacaklar.
Sizin için gerçek lüks nedir?
Benim için gerçek lüks, kendine ayırdığın vakittir. Yüzüğünün herkes tarafından görünen büyüklükteki taşı, yersiz bir çabadır. Çaba insanı yorar, sadece sizin gördüğünüz bir taş ise gerçek lükstür. Üstelik bu çabanızda yorulmuyorsunuz. Yorulmamak kadar büyük lüks var mı?
Özel ilgi alanlarınız, koleksiyonlarınız veya hobileriniz var mı?
Koleksiyonlarım var; görmek isterseniz yolda yürürken insanların boynuna ya da parmaklarına bakmanız yeterli. Bunun dışında çok izliyor, çok yazıyorum; atış yapmak ve denizle ilgili tüm konularda kendimi geliştiriyorum.