Portakal Sanat ve Kültür Evi’nin Özel Satışları

Portakal Sanat ve Kültür Evi’nin özel satışları, müzayede sektörüne yeni bir heyecan, yeni bir soluk kazandırmaya devam ediyor.

Sanatseverlerin eserlerle baş başa kalabilmesini, yapıtlarla ve hatta sanatçılarla vakit geçirmesini, daha derin sohbetlerde buluşmayı sağlayan özel satışlar sanat dünyasına soluk getirdi. Kalabalıkların yan yana gelmeyi tercih etmediği günlerde birçok kıymetli eserin sunulmasında etkili oldu. Bu alanda Türkiye’de tek olan Portakal Private Sales, sanatçının en iyi eserlerine yer verilen sihirli bir alan. 20. yüzyılın başlarından bu yana, dört kuşaktır Türkiye’nin sanat ve kültür hayatına katkıda bulunan Portakal Sanat ve Kültür Evi’nin dördüncü kuşak direktörü Maya Portakal Bitargil bu sihirli süreci anlattı.

Sonbaharla beraber dünyada önemli müzayede evleri ve galeriler yeni dönem için son hassas dokunuşlarla hazırlıklarını tamamlarken kapılarını da açmaya başlıyor. 1914’ten bu yana müzayedeler düzenleyen, antikacılık, galericilik, sanat danışmanlığı ve ekspertiz yapan Portakal Sanat ve Kültür Evi de onlardan biri. Dünya ve Türk sanatında klasik, modern ve çağdaş eserleri sanatseverlerle buluşturan Portakal Ailesi, Portakal Private Sales ile sanat dünyasına yeni bir soluk getirdi. Sanatseverlerin eserlerle baş başa kalabilmesini, yapıtlarla daha uzun bir zaman diliminde, daha derin bir sohbette buluşmasını sağlayan bu yöntem, birçok kıymetli eserin sunulmasında etkili oldu.

Şimdiye kadar satılan başlıca eserler arasında Fahrelnissa Zeid’den Pablo Picasso’ya sanatçıların muazzam yapıtları bulunuyor. Maya Portakal Bitargil bu süreci, Portakal Sanat’ın heyecanla yürüttüğü, sanatseverleri sanat eserleriyle baş başa buluşturduğu bir yöntem olarak tanımlıyor. Uluslararası kıymetli müzayede şirketlerinin de kullandığı yüksek dozda konsantrasyon gerektiren bu yöntemle bire bir ilişkide olunan sanatseverlere, koleksiyonerlere özel bir deneyim yaşatma imkânı bulunuyor. Sanat eseri alımının kıymetli seramonileşmiş hali de denebiliyor.

Mehmet Güleryüz’ün 1985 yılında yaptığı Birden isimli eser.

Portakal Private Sales, sanatçıyı en doğru temsil eden eserleri, onu en iyi şekilde tanıtan, kalp atışlarını hissedeceğimiz eserleriyle sanatseverleri buluşturuyor. Burası biraz da saklı bir alan. “Burada sadece eser, siz ve biz varız. Gerektiğinde sessiz kalıyoruz, gerektiğinde bilgimizi ve ortak heyecanımızı paylaşıyoruz” diyor Maya Portakal Bitargil.

Temelinde sanat sevgisi, sahip olma arzusu, değerlendirme isteği bulunuyor ancak özel satışlar elbette müzayede heyecanının yerini tutmuyor. Müzayede heyecanı büyülü bir adrenalin, buna karşılık Portakal Private Sales’de müzayede sırasında yapılamayan sohbetler işin sihri.

Bu sürecin pek çok avantajı var. Bilginin en süzme hali ile sanatseverleri buluşturabilmek, uzun soluklu sohbetler, sanatseverlerle, yapıtların daha kalıcı bir ilişkinin temelini kurabilmek, sanatseveri daha yakından tanımak ve istediğini anlamak, üstatlaşmış koleksiyonerin hedefine uygun eserlerin en doğru ve hızlı şekilde sahip olmasını sağlamak. Ayrıca yeni başlayacak sanatseverlerin beğenisini oluştururken beraber bir yol haritası çizebilmek ve tabii sanat üzerinde daha uzun sohbetlere ev sahibi olurken yeni dostlukların kurulmasını sağlayabilmek.

Portakal Ailesi’nin yakın dost çevresi başta olmak üzere, tüm ekiple rahatlıkla ve hızla iletişime geçebiliyor tüm sanatseverler. Sosyal medya, internet siteleri ve WhatsApp üzerinden doğrudan irtibata geçmek mümkün. Bu sayede yeni arkadaşlıkların da kapıları aralanıyor. Maya Portakal Bitargil bu süreçte yapılan paylaşımların çok özel ve unutulmaz olduğunu söylüyor. “Hatta kimi zaman özel hayattan, psikanalize uzanan sohbetlerden derin dostluklar doğuyor.”

Bu satışlara katılanlar çok özel deneyimler yaşıyor. Sanata dokunuyor ve ne istediklerini kendileri de yeniden değerlendiriyorlar. Hedeflerini belirlerken kimi zaman gereken keskin kararları alarak, kimi zaman daha çok zaman ayırarak beraber bir yol haritası çizilebiliyor. Hatta beraber müze gezmek, fuar ve sergilere katılmak da bu serüvenin bir parçası.

Satış sonrasında da Portakal Ailesi ile ilişkiler devam ediyor. O zaman yeni bir serüven başlıyor. Hikâyenin yeni bir bölümü. Daha da kalıcı olacak bölümü üstelik. “Maraton koşucusu olmayı misyon edindiğimiz sanat yolculuğunda hep el ele olmayı sürdürebileceğimiz bir bölüm” diyor Maya Portakal Bitargil ve ekliyor: “Söz konusu sanat eserlerine, yapıtlara sahip olurken veya yeni sahipleriyle buluşturmak üzere bize emanet edildiğinde; hassas, rafine ve doğru bilgi ışığında kendi süzgecimizden geçirerek yan yana getirdiğimiz seçkileri sergi, müzayede ve özel satışlarda sanat severlerle tekrar buluşturmak, 1914’den bu yana her sene üzerine yeni bir taş koyarak inşa etmeye özveriyle uğraştığımız işimiz.”

Yazı: Neşe Mesutoğlu