Pandora Dünyayı Kurtarıyor
Sürdürülebilirlik konusunda geçmişten beri önemli adımlar atan Pandora, geçtiğimiz yıl yayınlandığı 2020 Sürdürülebilirlik Raporu’nda, 2025 itibarıyla tamamıyla geri dönüştürülmüş gümüş ve altın kullanacağını açıklamıştı. Şimdi ise madenlerden çıkarılan elmasları kullanmayı bırakmayı da hedefleri arasına eklediğini belirtiyor.
Pandora’nın 2025 hedefleri arasında %100 geri dönüştürülmüş metallere yönelerek karbon ayak izi, su kullanımı ve diğer olumsuz çevresel etkileri azaltmak ve üretim, paketleme, lojistik dahil olmak üzere tedarik zincirinin tüm aşamalarında, mağazalarda ve ofislerde karbon emisyonunu sıfıra düşürmek var.
2020 yılında mücevherlerinde kullanılan altın ve gümüşün %60’ını geri dönüştürülmüş kaynaklardan elde eden şirket, her yıl düzenlenen MSCI Sürdürülebilirlik Endeksi’nden beş yıl üst üste AAA aldı ve sürdürülebilir kaynak yönetimi bakımından İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch) tarafından tüm mücevher markaları arasında en yüksek skoru alarak dikkat çekti.
Mücevher üretiminde sürdürülebilir metal kullanımında bir adım daha atan şirket, bu yılın başında İngiltere’de tamamen laboratuvar ürünü mücevherlerden oluşan Pandora Brilliance koleksiyonunu çıkardı. Bu koleksiyon Pandora’nın ilk sıfır karbonlu koleksiyonu niteliğinde. Madenlerden çıkarılan elmaslardan fiziki özellikler bakımından neredeyse hiç bir farkı olmayan laboratuvar yapımı elmasların kullanımıyla birlikte Pandora, çevre tahribatını ve elmas madenlerindeki insani olmayan çalışma koşullarını önleyerek elmas piyasasını dönüştürmeyi ve elması herkesin ulaşabileceği bir hale getirmeyi hedefliyor.
Pandora Türkiye Ülke Müdürü Sağnak Binzet konuyla ilgili, “Pandora olarak çok farkında olduğumuz bir konu, yaşadığımız dünyayı bizden sonraki nesillere en azından bulduğumuz gibi bırakabilmek için herkesin kendi üstüne düşeni yapması gerektiği… Bu pencereden baktığımızda, kendi üretimimize güvenen, mücevher ve perakende alanında bir dünya markası olarak bu üretimin sınırsız kaynaklarla yapılmadığını biliyoruz” yorumunu yapıyor.
Pandora CEO’su Alexander Lacik ise, “2020, izolasyonun ve iletişimin bir arada sürdüğü bir yıl oldu. Tüm dünyanın aynı şartlar altında bu denli etkileşim halinde olduğu bir durum daha önce yaşanmamıştı. Hepimiz pandemi ve pandeminin doğurduğu sonuçlar ile yüzleştik. 2020 bizleri sürdürülebilirlik tartışmalarının etrafında buluşturdu. Çevresel konularda karbon emisyonunun en aza indirilmesi ihtiyacı öne çıkarken, insan hakları ve cinsiyet eşitliği de tüm dünyanın ve bizim gündemimizdeydi. Pandora olarak, sürdürülebilirlik en önemli gündem maddemiz olmaya devam ediyor. Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’ne bağlılığımızı artırarak sürdürüyoruz. Bu yıl karbon emisyonumuzu sıfıra düşürmek için önemli adımlar attık. 2025 itibarıyla sıfır karbona ulaşma hedefimizde ilerliyoruz. 2020’de Tayland’daki üretim merkezlerimizde %100 yenilenebilir enerjiye geçtik. Kullandığımız metalleri 2025 yılında tamamen geri dönüştürülmüş malzemelerden elde edeceğiz ve bu taahhüdümüzü gerçekleştirmek için tedarikçilerimizin gelişimini de destekliyoruz. Geri dönüp baktığımızda 2020 oldukça zorlu bir yıldı fakat çalışanlarımız sayesinde Pandora sürdürülebilirliğin öncüsü olmaya devam etti. 2021 yılında açıklayacağımız yeni stratejilerimizin de odağında sürdürülebilirlik olacak” diyor.
Sürdürülebilirlik çerçevesinde Pandora, Birleşmiş Milletler İş Dünyası ve İnsan Haklarına Dair Rehber İlkelerini göz önünde bulundurarak, insan haklarına saygılı, kapsayıcı ve çeşitliliğin ön planda tutulduğu bir şirket kültürünü benimsiyor.
Sosyal sorumluluk kapsamında UNICEFile iş birliği halinde olan Pandora, kuruma 2020 yılında bir kısmının COVID-19 tedavilerine yönlendirildiği 3.4 Milyon Dolar’lık bağışta bulundu. Pandora, UNICEF işbirliği ile 1 milyondan fazla çocuğa ve gence ulaşarak kendilerini en iyi şekilde ifade etmelerini öğrenmelerini ve gelecekte iş bulabilmelerini sağlamak için çalışıyor.