Nobu İstanbul’a Geliyor
Dünya restoran sahnesinin vazgeçilmez oyuncularından Nobu’nun İstanbul macerasının başlamasına çok az kaldı. Geçtiğimiz aylarda Türkiye’ye gelen deneyimli Nobu ekibiyle ön gösterim kıvamında bir sohbet yapma şansı elde eden mecralardan biriydik. Nobu’nun uluslararası proje direktörü Steven Lam, 18 yıllık şefi HerveCourtot ve mekân tasarımlarından sorumlu PCH Design Studio’danSevrineTatangelo ve TheRitz-CarltonIstanbul Genel Müdürü Serkan Bozkurt’un açılış heyecanına ortak olduk.
Nobu’nun arkasındaki ekibi biraz tanıyabilir miyiz?
Sevrine Tatangelo: Ben mimarım, kendi mimarlık ve tasarım firmama sahibim. Fransa’da master yaptıktan sonra Amerika’da stajımı tamamladım ve restoranlarla birlikte çalışan bir firmada işe başladım. Ardından eski ortağımla kendi firmamızı kurduk ve zaman içerisinde de Nobu ile çalışmaya başladık.
Herve Courtot: Ortadoğu’da çalışıyordum ama bir yandan da hep Japonya’da çalışma hayalim vardı. Orada iş bulmak çok zordur. Nobu’nun şefler aradığını görünce –bu 18 yıl önceydi- onlara bir e-posta yazdım. Beni davet ettiler; Katar’dan Londra’ya uçtum ve işi aldım. Birbirimize aşık olduk ve şu an çok mutluyum.
Steven Lam: Hayatım boyunca restoranlarda çalıştım ve New York’tayken de Nobu’nun bahsini çok duydum. Ama orada işe girenler, mutlu oldukları ve iyi maaş aldıkları için kolay kolay ayrılmadıkları için Nobu’ya girmek çok zordu. Hong Kong’a taşınmaya karar verdiğim dönemde, orada bir Nobu açılacağını duydum. Yeme-İçme sektörü hem büyük hem de çok küçüktür. Özgeçmişimi yönetime gönderdim ve bana bir görüşme şansı verdiler. Müdür yardımcısı olarak işe alındım; yeni açıldıkları için ekibin eğitim sürecine denk geldim. Bana bir anda bir sürü sorumluluk verdiler ve bu harika bir deneyimdi! Bir yıl sonra orada daha iyi çalışacağımı düşünerek benden New York’taki Nobu’ya gitmemi istediler. Birkaç yıl sonra kendimi onlarla dünyanın dört bir yanında restoranlar açarken buldum. Şimdi de İstanbul’dayım.
Nobu’yu Türkiye’ye getirmek kimin fikriydi?
Serkan Bozkurt: TheRitz-CarltonIstanbul’un sahibi Süzer Grubu’nun rüyasıydı Nobu’yu İstanbul’da görmek. Uzun zamandır değerli Nobu markasına yatırım yapmak istiyorlardı, hatta sanırım Steven’ın da hayaliymiş bu.
Herve Courtot: Türkiye, Avrupa’ya giriş-çıkış kapısı. Nobu gibi bir markanın kesinlikle burada olması gerekiyor.
Serkan Bozkurt: Doğru enerji ve sinerjiyi yakaladık, şimdi buradayız.
Şimdi, gerçekten de doğru zaman mı?
Serkan Bozkurt: Evet, çünkü her zor zaman kendi fırsatını yaratır. Dünyada hiçbir şey, hiçbir zaman çok iyi veya çok kötü gitmez. Covid-19 krizinin hayat, sosyal yaşam ve ortaklıklar kurmak adına iyi bir fırsat yarattığını düşünüyoruz.
Steven Lam: İlkbahar 2021 gibi açılmayı düşünüyoruz. Ve biz açıldığımızda, doğru zaman olacak.
Nobu İstanbul’u diğer Nobu’lardan farklı kılan şey ne olacak?
Herve Courtot: Hiçbir şey. Nobu böyledir, her restoran neredeyse birbirinin aynıdır. Konsept, servis, yemek… Açılıştan sonra yerel pazarlarınıza gidip, yerel malzemeleri yemeklerimizde nasıl kullanabileceğimize bakarız ama amaç, New York’taki Nobu’da yediğiniz YellowtailJalapeno’nun aynısını İstanbul’da da yemenizdir. Bana göre işimizin en zor yönü de bu; her yerde aynı yemeği çıkarabilmek.
İstanbul’un yeme-içme sahnesi hakkında fikir sahibisinizdir. Sizce gelecek yıl Nobu neleri değiştirecek?
Steven Lam: Dünyanın dört bir yanında takipçilerimiz var ve bir şehre gittiklerinde oradaki Nobu’da yemek isterler. Sadece yemeği değil, hizmeti, kitleyi ve aslında Nobu deneyimini isterler.
Sevrine Tatangelo: Nobu, dünya genelinde tanınıp sayıldığı için şehrinizin yeme-içme sahnesinde göreceğiniz insanların kalitesi mutlaka değişecektir.
Steven Lam: Sadece yemek konuştuk ama Nobu’nun harika bir kokteyl barı var. Yani İstanbul için değişen sadece restoran sektörü olmayacak, kokteyl ve bar sahnesi de hareketlenecek.
Her Nobu’nun birbirine benzer ama kendine de has bir tasarımı vardır. İstanbul için planlarınız ne?
Sevrine Tatangelo: Farklılıkla ilgili soruya geri dönmek istiyorum: Her Nobu’nun, bulunduğu şehre göre farklı bir havası oluyor. Biz de bu sebeple yerel mimarlar ve tasarımcılardan oluşan bir ekiple birlikte çalışıyoruz. Buraya gelip, sizden öğreniyoruz. Nobu’nun temelinde Japon-Peru füzyonu yatar. Kurucusu NobuMatsuhisa’nın füzyon kültürü şöyle işler; o tarifi getirir ama o tarifte kullanılan yerel malzemeler ortaya yemeği çıkarır. Henüz fikirlerimizi açık etmek istemiyorum ama dinamik, yaşayan, iyi hissettiren bir mekân olacak. Sonuçta şehirlerin kültürü, insanları değişiktir, isteseniz de her yerde aynı mekânı yaratamazsınız.
Serkan Bozkurt: Nobu menülerinde lezzet garantilidir. Lezzeti tasarımla birleştireceğiz. Ayrıca müthiş bir Boğaz manzaramız da olacak.
Nobu, binanın neresinde konumlanacak?
Serkan Bozkurt: Otelin değil, Süzer Plaza’nın içinde bağımsız bir restoran olacak. Ama elbette otel katından da caddeden de erişim olacak.
Peki, açılış çalışmaları ne zaman başlıyor? Süreç nasıl işliyor?
Herve Courtot: Başladık bile! Aylar oldu.
Sevrine Tatangelo: Önce mekânın tasarımını yapıp, onaylatıyoruz. Ardından da inşaat başlıyor.
Steven Lam: Ardından eleman alımları başlıyor. Yurtdışından gelecek malzemeler ayarlanıyor. Deneyimli bir ekip getiriyoruz, onlar hem yerel ekibi eğitiyor hem de açılışı yönetiyorlar.