Miró’yu Anlamak
Dört yıl sonra yeniden İstanbullu sanat severlerle bir arada Joan Miró. 20. yüzyılın bu en önemli sanatçısının 300’ü aşkın orijinal eseri dünyada ilk kez bir arada sergileniyor üstelik. İşte bu yüzden Miró’yu ve tekniğini anlamak önemli.
İlk bakıldığında soyut resim gibi görünen Miró yapıtlarında lekeler, çizgiler ve desenler aslında bir hikâye anlatmaz. Yalnızca içinizi ısıtır, güzel görünür gözünüze ve üstüne üstlük keyif vermeyi de hedeflemez. O soyut harikalara biraz daha dikkatli bakarsanız sanatçının bütün yapıtlarında resmettiği figürleri bile görebilirsiniz. En öne çıkan ise kuşlardır.
Tüm bunlar, sanatçının henüz 20’li yıllarda keşfettiği ve hayatı boyunca uygulamaktan kaçınmadığı sembollerdir. Doğa, hayat ve gökyüzü ile kurulan insan ilişkileridir bir başka ifadeyle. Ona göre bu teknik ve şekiller “kendiliğinden oluşsa”lar da biz tamamen aksini düşünüyoruz. Zira söz konusu olan Miró. Büyük bir sanat dehası!
Peki, tipik bir Miró resminde göze ilk ne çarpar? Geniş ve boş alanlar ile kırmızı renk. Ama kırmızıya hakim olan bir renk daha vardır eserlerde: Mavi! Bir köşeye yerleştirilen yıldız figürü ve elleri yere uzanan insanlar da Miró’nun olmazsa bir diğer kırmızı çizgi. Miró’nun tipik bir kuş tasviridir.
İnce çizgiler ve monokrom alanlar da Miró kompozisyonlarında önemlidir. Tüm bu tekniklerin vücut bulduğu Femme, oi seau (1969) isimli bir Miró tablosu ise 16 Mayıs’ta Sotheby’s New York tarafından müzayedeye çıkarılacak. Amerikalı koleksiyoner bir çiftten temin edilen tablonun 10 ila 15 milyon dolara alıcı bulması bekleniyor. Bu değerli yapıtı satın alacak şanslı koleksiyonerin Miró’yu doya doya anlayacağı ise aşikâr.