Mercedes-Benz G 500
Tamamen yenilenen bu ikon arazi aracı, yüksek performans sağlıyor.
Bu değişimi bizzat yakından deneyimlemek ise kelimenin tam anlamıyla büyük keyifti. Bir hafta sonu İstanbul’dan çıkıp Ankara’ya gerçekleştirdiğim yolculukta –Bolu tünelinin çıkışında birden bastıran sis bir nebze beni korkutsa da– yol arkadaşımın iri gövdesi, mükemmel yol tutuşu sayesinde korku yerini hemen güvene bıraktı. 2.560 kg ağırlıkta, kutu gibi tasarımıyla adeta ultra güvenlikli bir kasayı anımsatan bir araçtan bahsediyorum.
Peki, yeni G-Serisi’nde hangi yenlikler göze çarpıyor? Öncelikle araç 170 kg daha hafiflemiş. Bunun için yüksek dayanımlı çelik ve alüminyum alaşım karışımı malzemeler kullanılırken, Avusturya’da bulunan Magna Steyr tesislerinde yeni üretim teknikleri de devreye alınmış. Örneğin, karoser farklı çelik türlerinden oluşurken, çamurluklar, motor kaputu ve kapılarda alüminyuma yer verilmiş.
G-Serisi, oldukça uzun zamandır bir tasarım ikonu kabul ediliyor. Öyle ki, 1979’dan bu yana dış tasarım anlamında neredeyse hiçbir değişikliğe uğramayan seri, yenilenen versiyonunda da bu tasarım unsurlarını kaybetmeden özgün ve karakteristik görünümünü devam ettiriyor. Karakteristik kapı kolu ve kapıların kapanma sesi –oldukça şiddetli ve dikkat çekici şekilde kapanıyorlar– sağlam ve dayanıklı dış koruma kaplamaları, bagaj kapağına dışardan sabitlenen stepne ve göze çarpan ön sinyal lambaları gibi bütün karakteristik unsurlar yeni G-Serisi’nde de kullanılmaya devam ediliyor.
53 mm daha uzun ve 121 mm daha geniş gövdesiyle araç, yollarda olduğu gibi arazide de heybetli bir görünüm sergiliyor. Çamurluk çıkıntıları ve tamponlar gövdeye daha fazla entegre edilmiş; bu sayede gövdeyle daha uyumlu bir görünüm oluşuyor.
Dış tasarım genel hatlarıyla korunurken araç büyük oranda yeni ve modern bir kokpit tasarımına kavuşturulmuş. Daha önce de olduğu gibi G-Serisi, birbirine tamamen zıt olan arazi aracı ve üst sınıf lüks segment niteliklerini çok başarılı bir şekilde harmanlıyor.
Aracın iç mekânında dış tasarımdaki detayların birçoğuna rastlıyorsunuz. Örneğin, farların yuvarlak formu kokpitin dış kenarlarındaki havalandırma ızgaralarına yansıyor. İkonik sinyal lambalarının şekli hoparlörlerde de görülüyor. Ön yolcu tarafında tutamak veya üç adet kilitli diferansiyele ait kumanda grubu G-Serisi için karakteristik olup, kullanılmaya devam ediliyor ancak özünü kaybettirmeden titizlikle iyileştiriliyor.
Son derece okunaklı ve tamamen yeni bir tasarım olan gösterge paneli, iki adet tüp şeklinde geleneksel göstergeyi bünyesinde barındırıyor. Tıpkı yeni E-Serisi ve S-Serisi modellerinde olduğu gibi isteğe bağlı olarak sürücünün doğrudan görüş alanında olmak üzere sanal göstergelere sahip bir adet büyük ekran ve orta konsolun üst bölümünde konumlanan merkezi bir medya ekranı da sunuluyor. Her biri 12,3 inç büyüklüğünde olan bu iki ekran tek bir cam altında birleşerek geniş dijital ekranlı kokpiti meydana getiriyorlar. Sürücü Klasik, Sportif ve Gelişmiş olmak üzere üç farklı görünüm stillerinden birini tercih edebilirken aynı zamanda kendisi için önemli olan bilgileri ön plana çıkartarak gösterge panelini kişiselleştirebiliyor da.
Yeni G-Serisi’nin artan boyutlarından sadece sürücü ve ön yolcu değil, arka koltuk sırasındaki yolcular da yararlanıyor. Sunulan standart koltuklar bile birçok konfor fonksiyonuyla donatılırken ergonomik formları ile güçlü bel ve baldır destekleriyle rahatlık ve konfor sunuyor. Ayrıca sürücü koltuğu hafıza fonksiyonu, ısıtmalı ön koltukların yanı sıra ısıtmalı arka koltukların da sunulması ve konforlu ön koltuk gibi isteğe bağlı özellikler de sunuluyor. Aracın yeni G-Mode üstün arazi sürüş özelliğinden de bahsetmek gerekir… Dynamic Select üzerinden seçilmiş olan sürüş karakterinden bağımsız olarak, üç diferansiyel kilidinden birinin veya arazi takviyesi Low Range’in devreye alınmasıyla birlikte G-Mode’a geçiş yapılıyor. Söz konusu off road modu, süspansiyonun sertliği ayarlanabilir amortisörlerini, direksiyonu ve gaz pedalının tepkime hassasiyetini ayarlıyor; gereksiz vites değişimini önlüyor ve böylece en zorlu arazi koşulunda bile kontrollü ve yüksek performanslı bir sürüş sunuyor. Sistemin aktif olmasıyla gösterge panelinde bir “G” ikonu belirliyor. “G” her türlü zemini büyük bir özgüvenle aşıyor, sürücü en dik sürüş pozisyonlarında dahi santimetre hassasiyetiyle manevra yapabiliyor ve geri bildirimi yüksek direksiyon sistemi sayesinde lastiklerin zemine tutunma koşulunu algılayabiliyor.