Melek Berkem ile Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Üzerine
Uçuruma Köprü Kuran Kadınlar: İş Hayatında Cinsiyet Eşitliği Uluslararası Konferansı – İşte Eşitlik, 15 Kasım tarihinde Galatasaray Üniversitesi’nde gerçekleşecek. Etiler Soroptimist Kulübü İş ve Meslek Kadınları Derneği Başkanı Melek Berkem ile toplumsal cinsiyet eşitsizliğini, konferansın gündemini ve bu konferans ile birlikte nasıl bir farkındalığı hedeflediklerini konuştuk.
Öncelikle sizi tanımak isteriz.
1961 İstanbul doğumluyum. Üniversite ve yüksek lisans eğitimimi İngiliz Dili ve Edebiyatı üzerinde yaptıktan sonra İngiltere’de dil bilim alanında araştırmalar yaptım. Kariyerime 1984 yılında İngiliz Kültür Derneği’nde dil bilimci ve eğitmen olarak başladım ve daha sonra çeşitli üniversitelerde öğretim görevlisi olarak çalışmaya devam ettim.
Eğitim alanındaki çalışmalarımı 2004 yılında kurucusu olduğum özel bir eğitim merkezinde daha farklı bir platforma taşıyıp ve akademik sınav hazırlığı, yurt dışı eğitim danışmanlığı, teknik ve mesleki İngilizce eğitimi, çeviri, özel kurumlara dil eğitim programları düzenleme alanlarında hizmet veren kurumda idareci ve eğitmen olarak çalıştım. Bir süredir yine bu alanda freelancer olarak çalışmaya devam ediyorum.
Hali hazırda Türkiye Soroptimist Federasyonu’na bağlı Etiler İş ve Meslek Kadınları Kulübü’nde 2019 – 2021 dönemindeki başkanlık görevimi de sürdürüyorum.
İş dışında vaktinizi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sivil toplum ve kadın hareketi içindeki mücadelem 2010 yılında Türkiye Soroptimist Federasyonu’na bağlı Etiler İş ve Meslek Kadınları Kulübü’ne üye olmamla başladı. İş dışındaki vaktimin büyük bir kısmını bu platformdaki faaliyetlerimize ayırıyorum.
Türkiye’de kadınların ve kız çocuklarının hayatlarına dokunan, ekonomik olarak güçlenmeleri için projeler üreten kulübümüzde çeşitli sorumluluklar üstlendim. 2015 – 2019 döneminde Kulübün Başkan Yardımcılığını da yürüttüm. Aynı zamanda Federasyon’un uluslararası ödül kazanmış sosyal sorumluluk projesi olan Balat Kültürevi’nin 2017 – 2019 döneminde Yürütme Kurulu’nda görev aldım.
Uçuruma Köprü Kuran Kadınlar: İş Hayatında Cinsiyet Eşitliği Uluslararası Konferansı’nı düzenlerken neyi hedefliyorsunuz? Hedefiniz doğrultusunda, toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda nasıl bir farkındalık yaratmayı düşünüyorsunuz?
Başarıya götüren mücadele pratiklerine ilişkin yurt içinden ve yurt dışından konuşmacılarla bir yol haritası belirlemeye çalıştık. Konferansın, iş yaşamında cinsiyet eşitliği sağlanması yolunda ileriye doğru bir adım oluşturacağını düşünüyoruz.
Bu konferansta gündeminizde neler olacak?
Yerel STKlar Hibe Programı destekli SAGE-İşte Eşitlik projesi kapsamında gerçekleştireceğimiz Uçuruma Köprü Kuran Kadınlar Konferansı’nda kadınların iş yaşamında cinsiyet eşitsizliği nedeniyle karşılaştıkları sorunları ele alacağız ve fırsat, gelir ve güç alanları temelinde ışık tutan örnek uygulamaları paylaşacağız.
Açılış konuşmalarını takiben önce Ekonomist Ufuk Tarhan, “Dijitalleşmenin İş Yaşamında Eşitlik Adına Sunduğu Fırsatlar ve Tehditler”i aktaracak ve Vispera CEO’su Prof. Dr. Aytül Erçil, “AR-GE’den Ürüne Girişimcilik Öyküsü”nü paylaşacak.
SIE 2013-15 Başkanı ve SI 2020-21 Savunuculuk Direktör Yardımcısı Ulla Elisabeth Madsen, “Ebeveyn İzinleri Modeline Atıfla Danimarka’daki Cinsiyet Eşitliği Uygulamaları”ndan söz edecek.
KAGİDER Başkanı Av. Emine Erdem, “İş Yaşamında Fırsat Eşitliği Modeli”ni tanıtacak.
Konferansın öğleden sonraki bölümü ise iki panelden oluşuyor. Suzan Tepe’nin moderatörlüğünde gerçekleşecek Işık Tutan İyi Uygulamalar panelinde ise cinsiyet eşitliği listelerinde üst sıraları paylaşan İzlanda, Ruanda, Belçika ve Kenya’dan temsilciler deneyim ve birikimlerini aktaracak. İzlanda adına SIE Genel Sekreteri Hafdis Karlsdottir, Ruanda adına Guvernör Appoline Kangabire, Belçika’dan SIE 2021-2023 Başkanı Carolien Demey ve Kenya’dan SIE Savunuculuk Özel Temsilcisi Elisabeth Nyadwe ülkelerinin başarılı olmasını sağlayan politika ve uygulamaları anlatacak.
Uçuruma Köprü Kuranlar panelinde ise Prof. Dr. İnci Erdem Artan moderatörlüğünde Maltepe Üniversitesi İİBF Dekanı Prof. Dr. Gonca Telli, Nişantaşı Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Doç. Dr. Göknur Akçadağ, Yapı ve Kredi Bankası Genel Müdür Yardımcısı Hakan Alp ve Tazi.AI Kurucusu Prof. Dr. Zehra Çataltepe iş yaşamında eşitlik konusunu önceleyerek başarılı olmanın ipuçlarını kişisel deneyimleri bağlamında anlatacak.
Toplumsal cinsiyet eşitsizliğini nasıl tanımlıyorsunuz? Sizce en çok hangi alanlarda bu duruma rastlıyoruz?
Dünyada ve Türkiye’de kadınlar cinsiyet ayrımcılığı ile yaşamın her alanında karşılaşıyor. İş yaşamına ilişkin belki de ilk eşitsizlik daha küçükken hangi mesleği seçeceğimize dair hayaller kurarken başlıyor. Kadınlar da erkekler de toplumun kendilerine yüklediği roller ve kalıp yargılar nedeniyle belli mesleklere yöneliyor.
Eşitsizlikler işe başvuru aşamasında ve terfi sırasında da sürüyor. İstanbul, Ankara, İzmir gibi metropollerde yaşayan ve kurumsal firmalarda çalışan pek çok kadın, terfi zamanı camdan tavanlara çarpıncaya ve aynı işi yaptığı erkek meslektaşlarının gelirinin daha yüksek olduğunu öğreninceye kadar, kendini iş hayatında ayrımcılığa uğramış hissetmiyor. Oysa terfilerde seçimler erkekler lehine yapılıyor. Erkekler başarabilecekleri inancı ile terfi ettirilirken, kadınlar başarılı oldukları takdirde yükselebiliyor. Üstelik kadınlar aynı pozisyonlar için yaklaşık %30 daha az kazanıyor.
Toplumsal cinsiyet eşitsizliği istatistiklerine bakıldığında, Türkiye’yi nerede konumlandırıyorsunuz? Ülkemizde bu alanda sizce nasıl adımlar atılabilir?
Bu konudaki istatistiklerin ortaya koyduğu tablonun pek içi açıcı olduğu söylenemez. Dünya Ekonomik Forumu 2018 Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Raporu verilerine göre, %30 civarında seyreden kadın istihdam oranımız ile çalışma açısından 149 ülke arasında 131. sıradayız. Bu oran İsveç’te %80, AB ortalaması %67. Kadın girişimciliği açısından AB ortalaması %35 iken Türkiye oranı %9. KAGİDER verilerine göre girişimci kadın sayımız yalnızca 110 bin.
Dünya Bankası verilerine göre, tepe yöneticisi kadın olan firmaların oranı dünyada %18, AB’de %20, Türkiye’de ise %5. Kısacası, dilediğimiz işi seçmek, işe girerken ayrımcılığa uğramamak, eşit fırsatlarla terfi edip karar alma pozisyonlarına gelmek, eşit ücret almak, bakım işlerinde eşlerimizden ve kurumsal destek almak gibi pek çok konuda gidecek daha epey yolumuz var.
İş yaşamında kadınlar en çok hangi zorluklarla karşılaşıyor? Bu sorunun çözümü için nasıl bir yol izlenebilir?
Aslında adaletsizliğin çok önemli bölümü de ev içi iş bölümünün eşitsiz dağılımından kaynaklanıyor. Evin, çocukların, yaşlıların hatta bitki ve hayvanların bakımının da kadınların sorumluluğundaki alanlar olarak görülmesi kadının yükünü son derece artırıyor. Kadınlar günde ortalama 3 saatlerini bu işlere harcarken, erkeklerin katkısı 20 dakika ile sınırlı kaldığını biliyoruz. Araştırmalar kadınların iş yaşamında deneyimlediği eşitsizliklerin temelinde beklenti ve kalıp yargılarla örülü toplumsal cinsiyet rollerinin bulunduğunun altını çiziyor.
Bir soruna çözüm üretebilmek için önce farkında olmak gerekiyor diye düşünüyorum. Eşitsizliğin tekrar tekrar üretildiği cinsiyetçi dilin, aile içindeki eşitsiz rol dağılımının, ders kitaplarında ve okullarda cinsiyetçi kalıp yargıların farkında olursak çözümlerini de hayata geçirebiliriz.
Kadınların eğitimi iş yaşamına girişlerini kolaylaştırdığı için çok önemli. Ayrıca eşit temsil sağlanıncaya dek pozitif ayrımcılık yapılması geçici bir önlem olarak kesinlikle gündemimizde olmalı. Kota yalnızca siyasette değil, kamu ve özel sektörün her türlü etkinliğinde aranmalı. Kamuya açık her toplantı 1 erkek 1 kadın şeklinde tasarlanması gerektiğine inanıyoruz. Nüfusun yarısını oluşturan kadınların yapılan tartışmalarda sesleri duyulmalı, alınan kararlarda katkısı ve onayı aranmalı. Tamamı erkeklerden oluşan fotoğraflar yerine kadınlarla erkeklerin eşit temsil edildiği fotoğraflar görmek istiyoruz. Tek kanatla uçan kuş yükseğe erişemiyor. Araştırmalar kadınların iş yaşamına katılımları ile kişi başı milli gelirde %30’lara varan artışlar mümkün olabileceğini gösteriyorken, daha müreffeh bir ülkeye erişme hayalini yalnızca erkeklerin sırtına yüklemek, onları tek kanatla uçmaya mecbur etmek de haksızlık.
Öte yandan geçtiğimiz eylül ayında New York’ta toplanan Birleşmiş Milletler üye ülkelerinin liderleri 17 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefine 2030 yılında ulaşma kararlılığında olduklarını beyan ettiler. Bu önemli hedeflerden biri de cinsiyet eşitliği. Bu kararlılık kadınlar olarak elimizi güçlendiriyor. Dolayısıyla ülkemizin üstüne düşen vazifelerin listesi uzun olsa da kararlılıkla, istikrar ve azimle üstesinden gelinemeyecek hiçbir sorun olmadığını biliyoruz. Başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere yöneticilerimizin, sivil toplumunun ve vatandaşların desteğini alabilmeyi de çok önemsiyoruz.
Etiler Soroptimist Kulübü’nden ve kulübün bugüne kadar imza attığı başarılardan bahsedilir misiniz?
Etiler Soroptimist Kulübü kuruluşundan bugüne kadınların gelişimine katkıda bulunacak pek çok etkinliği ve Avrupa çapında ödüller kazanmış bir dizi projeyi hayata geçirdi. Halen sürdürülen temel projeler; gençlere burs ve eğitim desteği verilmesini içeren “Gençlerimiz Geleceğimiz”, Mardin’de yürütülen halı atölyesi “Hayata Atılan İlmekler”, Balat Kültürevi çatısı altında devam eden “Kadınlar İçin Meslek ve İş Merkezi KİMİM” ve iş yaşamı başta olmak üzere cinsiyet eşitliği farkındalığını artırmayı hedefleyen “SAGE-İşte Eşitlik” olarak özetlenebilir.