Kuzey İtalya’nın mücevheri: Como Gölü
Kuzey İtalya’nın mücevheri olan Como Gölü’nün büyüsünü şekillendiren kusursuz tasarım otel Il Sereno, ismi gibi huzur ve dinginlik sunuyor.
Como Gölü, her ne kadar son zamanlarda George Clooney ve göl kıyısındaki villası Oleandra ile ünlense de, aslında ziyaretçilerini çağlar boyu hem zengin tarihi hem de güzelliği ile derinden etkiliyor. İtalyan Alpleri’nin muhteşem doğal güzelliği ile kutsanmış eteklerinde, dilek kemiği şeklindeki Como Gölü, sayısız pastoral köy ve kasabaları, göz kamaştırıcı villaları, bahçeleri ve lezzetleri ile lüksün cenneti.
Tam yeri gelmişken, sizi gerçek lüksün yeni anlamıyla tanıştırmama izin verin: Huzur içinde, dingin olmak, harika hissetmek, şaşırmak ve rahat olmak. Lüksün yeni manasının hakkını veren The Leading Hotels of the World grubuna bağlı Como Gölü’ndeki ‘Avrupa’nın En Lüks Yeni Oteli’ olarak adından sıkça bahsettiren ve tüm dikkatleri üzerine çeken Il Sereno’ya konuğum.
Il Sereno, İtalya’nın bu ikonik gölünün kıyısına modern cam ve ahşap mimarisiyle adeta yeni bir dönemi getirmiş. Otelin tasarımı, bölgeye hâkim olan Faux Rönesans ve Neo Klasik yapılardan tamamen uzak. Mimar Patricia Urquiola otelin çağdaş, şık ve lüks tasarımının yaratıcısı. “Bir yapı, neye ihtiyacı olduğunu size söyler” diyen Urquiola, bu huzurlu sığınakta bütünlük sağlamak için Como’nun kültürü, yaşam tarzı, tarihi, çevresel elemanları ve renkleri gibi elementlerden ilham almış. Gölü çevreleyen nefes kesen dağların keskin hatlarının, otelin dış mimarisine ilham verdiğini görmek mümkün. Bölgeden çıkan doğal taş Ceppo Lombardo’yu ise iç ve dış tasarımlarda kullanarak adeta gölün zamansızlık kavramını hatırlatırcasına vurgulamış.
Il Sereno’nun doğa ile bağlantısı, konaklamak için bana göre başlıca sebep sayılabilir. Olağanüstü mülkün her bir noktasından panoromik Como Gölü manzarasını ve büyülü çevresini seyredebilirsiniz. Hatta botanist Patrick Blanc’ın özenle tasarladığı, sanat eseri olarak tanımlayabileceğim dikey bahçelerinde ve hayranlık uyandıran bitki heykellerinin arasında manzaraya karşı yürüyüş bile yapabilirsiniz. Şayet doğaya daha da yakın olmak isterseniz, benim yaptığım gibi İtalyan güneşinin altında keyifli bir gün geçirin ve sonsuzluk havuzunun sofistike ama sakin sularına kendinizi bırakın.
Huşu uyandıran manzarayı dilerseniz odanızda da seyredebilirsiniz. 40 ila 200 metrekare arasında, son derece cömert boyutlardan oluşan süitlerin her biri tavandan zemine uzanan pencereleri ile manzaranın eşsiz güzelliğini sergiliyor. Günün sonunda, gölün mücevher gibi parıldayan romantik görüntüsüne dalarak kendinizi uykuya teslim edin.
Yazı: Melis Aygen