Luxurys Kulüp: Beymen ve Boyner Group CMO’su Polat Uyal

“İstek varsa yolu vardır” diyor Beymen ve Boyner Group CMO’su Polat Uyal. Uzun yıllar boyunca Beymen’de edindiği deneyimini, artık dünya markalarıyla paylaşarak kariyerini bir adım öteye taşımaya hazır.

Polat Uyal ile gerçekleştirdiğimiz çekim ve sonrasında yaptığımız keyifli ve ilham verici röportaj, Beymen’in vizyonunu gerçek anlamda kavramamız için bulunmaz bir fırsattı. Beymen’in Zorlu’daki mağazasında geçirdiğimiz birkaç saatte, markanın hizmet kalitesine, müşterileriyle olan ilişkilerine birinci elden şahit olma fırsatı yakalayınca, Uyal’ın röportaj boyunca üzerine basarak tekrarladığı “ekip, vizyon ve istek” kelimelerinin Türkiye’nin en büyük markalarından Beymen’le özdeşleştirmek de kolaylaşıyor. Kariyerindeki ilk işi olmasına rağmen, Boyner ailesinin kendisine ve ekip arkadaşlarına sağladığı vizyon ile paha biçilemez bir deneyim kazandığını sık sık dile getiren Polat Uyal, şimdilerde kazandıklarını Balmain ve Pal Zileri gibi moda devlerinin yönetim kurullarındaki pozisyonu aracılığıyla dünyayla paylaşmaya hazır. Uyal’dan kendisinin ve Beymen’in ilham verici hikâyelerini dinlerken, fotoğraf sanatına olan derin tutkusunu da keşfettik.

2019’a nasıl başladınız?

Her yıl bizim için çok hızlı başlar. Ocak ayının ikinci haftasında, Floransa’da yapılan erkek giyim fuarı Pitti Uomo ile başlarız. Bu yıl, erkek departmanında birlikte çalıştığım bir arkadaşımla Pitti’deki 20. yılımızı kutladık! Pitti Uomo, İtalya’nın önemli fuarlarından biridir; onunla birlikte erkek moda haftası başlar, ardından Milano’ya geçeriz, Paris’te devam ederiz, bu sırada kadın departmanının satın almaları başlar… Aşağı yukarı mart sonuna kadar aynı tempo içinde devam ederiz.

Beymen’in 2019’u nasıl geçiyor?

Tüm piyasa gibi biz de 2019’un kolay olacağını düşünmüyoruz. Bunun için de gelecek risklere karşı bütün önemleri almış durumdayız. Bu süreçte Beymen’e yeni markalar katıyoruz ki bu süreç bizde hiç bitmiyor aslında.

Beymen her zaman yenilikçi, lider ve kendi sektöründe hem moda hem de ürün gamı anlamında bayrağı önde taşıyan bir marka. Beymen markalarının kreatif ekipleri de sürekli bir arayış içinde. Geçtiğimiz haftalarda Beymen’in yeni çanta koleksiyonunu sunduk. İnanılmaz güzel kadın ve erkek çantaları hazırladık. Academia’nın ilk ayakkabı ve çanta koleksiyonunu sunduk. Bunlara bakınca görüyorsunuz ki, bir taraftan satın alma ve defileler sürerken, bir taraftan da yaratıcı süreç devam ediyor Beymen Club, Academia, Beymen Collection gibi markalarımızda. Bu yüzden Beymen’de 12 ay boyunca hiç bitmeyen bir enerji var, hiç durmuyoruz, boş zamanımız yok. Belki ağustos ayında biraz sakinleşiyoruz ama aynı tempo hep devam ediyor. Mağazalarımız da yılın 364 günü hazır bir şekilde, müşterilerimize mümkün olan en iyi servisi sunmak için bitmeyen bir dinamizmle çalışıyor.

Aynı zamanda Moda dünyasının önemli markalarının yönetim kurullarında da görev alıyorsunuz.

2018’in ortalarında, İtalyan erkek giyim markası Pal Zileri ve Fransız moda evi Balmain‘in yönetim kuruluna dâhil olmam için davet aldım. İşim gereği zaten sürekli Milano ve Paris’te vakit geçiriyorum, ancak şimdi bu seyahatlerde Pal Zileri ve Balmain için de keyifli uğraşlar veriyorum. Daha fazla vakit harcamak gerekiyor elbette, ama insanı dinamik tutan, çok keyifli bir uğraş bu. Tabii ki öncelikli olan Beymen ve Boyner Grup’taki işlerimi unutmuyorum. Modanın merkezlerindeki bu firmaların yönetim kurulunda olmak, hem şahsım hem de şirketim adına çok gurur verici.

Beymen’in kemikleşmiş bir kitlesi var. Onlar için mağazaları nasıl dolduracağınızı çok iyi biliyorsunuzdur. Ama nadiren veya ilk kez Beymen’e giren müşterileri memnun etmek için, ürün alımı yaparken dikkat ettiğiniz noktalar var mı?

Beymen müşterilerinin bir kısmı moda olanı talep ederken, bir kısmı da tamamen rahatlık ve konfor üzerine alışveriş yapmak istiyor. Farklı markalarla tarzının devamlılığını sürdürmek isteyenlere uygun ürünler de sunuyoruz. İşin içinde çok fazla denklem olduğundan dolayı çok fazla marka taşıyoruz. Tüm satın almalarımızı, ürünlerin satışa çıkacağı tarihten en az sekiz ay, bir yıl önce yaptığımızı hesaba katmak gerekiyor. Bu, şu anlama geliyor; önümüzdeki yıl içinde müşterilerimizin ne isteyeceğini düşünerek hareket ediyoruz. Bizim için en önemli konulardan biri, müşterilerimizin o anki davranışına göre alım yapmak değil, onlara yön vermek. Ve onları modanın zirvesinde tutmak. Beymen’den aldıkları herhangi bir ürünün mutlaka dünya çapındaki moda bilinilirliğinin en üst noktasında olmasına dikkat ediyoruz. Bu yüzden Valentino’yu doğru zamanda onlara sunuyoruz, ya da Versace’yi üç yıl önce değil de şimdi Beymen’e satışa sunuyoruz. Bahsettiğiniz kemikleşmiş müşteri, bizim için her zaman tepede. Ama onun dışında hem yabancı turistlere, hem Beymen’e ilk kez gelecek olanlara, gençlere hitap eden çok farklı alternatifler de barındırıyoruz. Hem lüks hem de çağdaş segmentte ve farklı fiyat aralıklarında ürünlerimiz var. Beymen’den çok hoş bir Nike da alabilirsiniz, son moda bir Balenciaga sneaker da.

Bu yıl Beymen’e pek çok yeni marka katıldı. Beymen Erkek kategorisinde Pal Zileri, Palm Angels, Heron Preston, Unravel, Jacquemus; Blender’da Versus Versace, Premiata, Brand Black’i görüyoruz. Kadın kategorisindeyse Beymen tarafında Calvin Klein 205 W39 NYC, Monique Lhuillier, Michelle Mason gibi markalar ve çok daha fazlası var. Kadın ayakkabıları arasına da Amina Muaddi, Calvin Klein 205 W39 NYC, Jacquemus, Versace eklendi.

Beymen’in en önemli güçlerinden biri de bu çeşitliliğe sahip olması değil mi zaten?

Bu, sadece ürünü satmakla alakalı bir konu değil; buna bir tecrübe olarak bakabilirsiniz. Müşterimize verdiğimiz keyif ve deneyim, kurulan iletişim çok önemli. Örneğin biz sadece giydiğiniz ürünlerde değil, parfümde de çok iddialıyız. Beymen’in sunduğu niş parfümlere baktığınızda müthiş bir çeşitlilik olduğunu görebilirsiniz. Beymen Home, hediyelik ürün gamına baktığınızda, kendinizi Avrupa’daki benzer mağazaların bir adım önünde bulduğunuz bile oluyor.

Eski röportajlarınızda size hep kadınların Beymen’den en çok ne aldığı sorulmuş. Peki, erkekler ne alıyor?

Tersten cevap vereyim: Erkekler en az çanta alıyor. Nedense Türkiye’de daha az kullanımı var çantanın. Benim sırt çantası, iş çantası veya portföy gibi bir sürü çantam var. Hal böyle olunca, çantanın erkekler arasındaki kullanımı niye bu kadar az diye merak ediyorum.

Erkeklerde ayakkabıya olan tutku da çok yüksek. Genele bakınca, son dönemlerde –iniş çıkışlarla birlikte- casual giyime yönelme olduğunu görüyoruz. Hâlâ şıklık var ama yavaş yavaş spor şıklığa yöneliyor.

Modada her zaman bu vardır: Akımlar spora, sokak modasına gidiyor ama ardından inanılmaz bir sartorial şıklık gelecektir. Çünkü o şıklığı hiçbir şekilde jean ve tişörtlerle sağlayamazsınız. Corneliani, Canali, Zegna ve Kiton’un üretimlerine baktığınızda, el işçiliğiyle yapılan, üretimi saatlerce süren ürünler görürüz. İtalya’nın erkek giyimdeki en iyi işçiliği Napoli’den çıkar. Kiton da Napolili bir markadır. O dünyayı keşfetmeye başlayınca duramazsınız; ayakkabısından gömleğine, takım elbisesinden ceketine, öylesine zengindir ki.

Beymen, kendi markalarını sürekli güncel tutmayı nasıl başarıyor?

Beymen’in kendi markaları her geçen yıl ortaya daha başarılı koleksiyonlar koyuyor.

Markalarımızı şu anda sadece kendi mağazalarımızda satıyoruz. Yurtdışından gelen talepler var elbette. Beymen’in iş modelinde ciddi anlamda bir perakendecilik oluğu için, toptan satış şu anda gündemimizde değil. İleride olabilir belki, aklımızda olmayan bir konu değil.

Özellikle kendi mutfağımızda hazırlanan koleksiyonlar müthiş performanslar sergiliyor. Şahsen ben, iyi bir Academia müşterisiyim. Güncel, modayı takip eden, müthiş kalıpları olan koleksiyonları olduğunu düşünüyorum. Sevgili Murat Türkili önderliğinde yaratılan koleksiyonların her birinin kendi kreatif ekibi var. Çoğu da Türkiye’de üretiliyor. Beymen Collection’ın erkek kategorisindeki ürünler Türkiye’de tasarlanıp, özellikle takım elbise ve dış giyim ürünleri Corneliani işbirliğiyle yurtdışında üretiliyor.

Türkiye’de Beymen gibi bir marka daha olmamasının sebebi ne sizce? Ne durduruyor insanları, girişimcileri; Boyner ailesinin sırrı ne?

Dünyada da fazla benzeri yok biliyor musunuz? Neden yeni birileri çıkmıyor, onu cevaplayamam. Biz niye bunu iyi yapıyoruz? Bunun cevabı, Beymen’in devamlılığı olan bir ekibi olmasıdır. Örneğin, Beymen’deki ekibimin beraber çalışma ortalaması, on yılın üzerindedir. Murat Türkili benden önce girmiş şirkete; o 25, ben 23 yıldır buradayım. İkimizin de ilk işi! Sadece ürün ekibinde değil, mağaza çalışanlarında da durum aynı. Biraz önce Ali Rıza Bey’e denk geldim Zorlu’daki mağazamızda; 35 yıldır bizimle çalışıyor.

Vizyonumuzu Boyner ailesinden aldık. Sağlanmış özgürlükler sayesinde, kendinizi istediğiniz yönde eğitip yönlendirebiliyorsunuz. Burada kısıtlamalar yok, yeni bir vizyonla gelirseniz kabul ediliyor. Rahat ve özgür bir şekilde çalıştıktan sonra –bir de işinizi çok sevdiğinizi düşünün- niye başka bir iş isteyesiniz ki! Cem Boyner’in yıllarca bize empoze ettiği bu vizyon, Beymen’i bu yıllara taşıyan en önemli unsurlardan bir tanesidir.

“İstek varsa yolu vardır” en sevdiğim sözlerden biri. Ekip, vizyon ve istek. Biz istekli insanlarız, hedeflerimizi küçük koymuyoruz. 15 yıl önce dünyanın en iyi markalarından, en iyi mağazalarından biri olma hedefini koymuştuk. 2018’te Intercontinental Group of Department Stores (IGDS) tarafından dünyanın en iyi altı çok katlı mağazasından biri seçildik. A.C.E Achievement in Customer Excellence Awards’ta Giyim Sektörü kategorisinde üçüncü olduk. WeAr Global Dergisi, Beymen’e Dünyanın En İyi Moda Perakendecileri ödülünü verdi.

Daha önce bahsettiğimiz yönetim kurulu üyelikleri de ekibin çıkarttığı işin geri dönüşü. Eğer Beymen en iyi noktada olmasaydı, Beymen Beymen olmasaydı, kimse gelip “Buraya da bakar mısın?” demezdi. Ekibim çok çok iyi olmasaydı, başka işler yapacak vaktim de olmazdı.

Son zamanlarda lüksün bir deneyime dönüştüğünü savunuyoruz. Sizin bu konudaki görüşleriniz neler?

Lüks, artık çok genel bir tanımmış gibi geliyor. Sadece maddiyatla ölçülebilir bir şey olduğunu düşünmüyorum. Kişiden kişiye çok değişen bir kavram: Evde geçirilecek vakitten, tekneyle dolaşmaya, özel bir seyahatten Beymen‘den alışveriş yapmaya, ya da güzel bir restoranda yemek yemeye uzanan çeşitli tecrübeler… Bahsettiğiniz deneyim, kişinin vaktini ve bütçesini nerede harcayacağıyla alakalı. Lüks benim için sadece maddi değeri olan bir şey değil.

Sizin vazgeçilemez lüksleriniz neler?

Hobilerim var, fotoğraf çekmeyi çok seviyorum. Fırsat bulup kameranın arkasına geçtiğimde her şeyi unutabiliyorum. Vakit olup taşıyabildiğimde daha ağır bir setle yola çıkıyorum. Ama çantamda hep daha küçük boyda, ama yine profesyonel bir makine taşırım. Akıllı telefonlar da çok yardımcı oluyor, seyahatlerdeyken bir nebze de olsa tatmin ediyorlar. Doğayı çok seviyorum, sessiz sakin, melankolik bir hikâye daha çok ilgimi çekiyor. Yemek pişirmek de hobilerimden biridir, balık tutmak da…

Çocuklarımla vakit geçirmek de inanılmaz keyifli. Yılın yarısında yurtdışında olduğunuzda, çocuklarınızla oturup yemek yemek bile lüks olabiliyor.

Çok seyahat ediyorsunuz.

Çok.

Kendi zevkiniz için seyahate çıkmaya vaktiniz ve enerjiniz oluyor mu?

Her zaman vakit ayırıyorum. Yazın deniz tatiline veya kışın neresi sıcaksa oraya gideriz. Uzakdoğu da olabiliyor, Türkiye’nin çeşitli kıyıları da. Tercihen Ege… 14 ve 12 yaşında oğlum ve kızım var. Onları her yıl farklı bir destinasyona götürüyoruz. Bu şehirleri de genelde kendileri seçiyor. Kültürleri öğrenmeleri çok önemli. Bebekliklerinden beri onları her yere taşıdım; 3,5 ve 1 yaşındayken Tayland’da dolaşıyorduk. Bu sene listemizde Barselona var. Türkiye’de karadan seyahat etmeye başlamalıyım. O kadar çok güzel yer var ki gidip görmediğim… Galiba ilk sorunuzun cevabı bu, 2019’a bu kararla başladım.

Peki ya fotoğraf çekmek için?

Yaşadığım, gittiğim yerlerde fotoğraf çekmeyi seviyorum. Fotoğraf için seyahate çıkmıyorum. Hikâye yolda giderken yazılır, yolu değiştirerek değil. Fotoğraf rotamda içerisinde yaşadığım zaman var, gittiğim tatiller, moda haftaları var. Fotoğraflarımın konusu da hep manzara, ailem ve sevdiklerim olur.

23 yıllık Beymen yolculuğunuzun bu noktasında, edindiğiniz en önemli şeyin ne olduğunu düşünüyorsunuz?

Deneyim.

Dünyanın önde gelen bütün markaları ve profesyonelleriyle iş yapma imkânı buldum Beymen’de. Her şeyden öte, Cem Boyner’le çalışma fırsatını buldum. Yıllarca yenilenerek aldığınız yönlendirme, birliktelik ve beraber yaratılan dünyalar o kadar büyük keyif veriyor ki, hiçbir zaman durmuyorsunuz. Sürekli “nasıl daha iyisini yaparız” diyoruz. Bu yüzden genç ve dinamik kalıyoruz, yaşlanmıyoruz.

Şansı yakalıyorsunuz ama sonrasında yaptığınız seçimler hikâyenizi değiştiriyor. Bazen büyük, bazen küçük olan bu seçimler hayatınıza farklı yönler katabiliyor.

Doğru seçimler yaptığınızı düşünüyor musunuz?

Pişmanlık yok. Yanlış seçimler yapmış mıyımdır? Kesin yapmışımdır. O gün o kararı verdim ve yoluma devam ediyorum. Yanlış karar vermiş miyimdir? Yanlış nedir? O an bilmiyordum ki… Verdiğim kararlardan ve aldığım yoldan memnunum.

Fotoğraflar: Erhan Tarlığ