Japonya’yı Princess Cruise ile Keşfedin

Antik yerler ve doğal harikaların geleneklerle iç içe geçtiği Japonya, 25 limanı ile dünyada gemi rotası için en elverişli ve zengin seçenek sunan destinasyonlardan. Asya‘daki en iyi yolcu gemisi ödülünü alan Princess Cruise gemileri, Japonya seferi ve varış noktalarındaki etkinliklerle bu büyüleyici ülkeyi keşfetmek için en iyi seçeneklerden biri.

Princess Cruise yolcuları, yöresel yemekler ve taze suşiler ile henüz varış noktasına ulaşmadan bile ülkenin geleneksel yemeklerini tatmaya başlayabiliyor. 400 yılı aşkın tarihiyle, eğlendirici bir sözlü Japon oyunu olan rakugo ve yıldızların altında Japon yapımı filmleri izlemek, karaoke akşamlarına katılıp folklorik dansçıların Japon kültürünü canlandırmasını seyretmek, gemilerin favori etkinlikleri arasında yer alıyor. Işık şovları, çocuk kulüpleri ve havuzları ile Princess Cruise, yolcularına eğlenceli bir tatil sunarken farklı bir kültürün de kapısını açıyor. Beş yıldızlı otel konforuna sahip Princess Cruise gemilerinin konukları, Fuji Dağı’nın görkemli ihtişamı, renkli Harajuku bölgesi, antik Asakusa Sensoji Tapınağı gibi kültürel değerlerin yanı sıra gökdelenlerin çarpıcı neon mimarisi, pembe kiraz çiçekleri gibi görsel şölenlere de şahitlik ediyor. Princess’in Japonya cruise turlarından birine katıldığınızda Ishigaki kıyılarının hemen dışındaki geleneksel Ryukyu köyünün bulunduğu Taketomi Adası‘nı keşfedebiliyor, Koçi‘deki ulusal doğal anıt Ryugado mağarasını gezebiliyor, Satsuma-Kagoshima‘daki Shimazu klanına adanmış bir müzede 700 yıllık tarihe şahitlik edebiliyorsunuz. Osaka‘da UNESCO Somut Olmayan Kültürel Mirası olarak tanınan geleneksel bir Bunraku kukla gösterisinde bulunmak ise unutulmaz bir anı. Bir hasır sepet kapıp Shimizu kırsalında uygulamalı çay toplamak ise bambaşka bir macera… Aomori‘deki Onsen kaplıca banyosu şifası ve atmosferi ile Kagoshima‘nın Shochu fabrikası ise tahıl ve sebzelerin Japonya ruhunu taşıyan iksirlere dönüşüm yolculuğu ile hayli ilgi çekici.

Princess Cruise Türkiye Genel Müdürü Tolgar Bıyıklı İstanbul’un Akdeniz cruise’larına eklenmesiyle turizmin canlanacağını öngörüyor.

Naviosa olarak ne gibi hizmetler sunuyorsunuz?

Gemi Seyahatleri, nehir gemileri, egzotik destinasyonlarda, bir terzi hassasiyetinde hazırlanmış maceralar sunuyoruz. Onlarca kez gidip gördükleri şehirlerden başka yerlere gitmek isteyenler kapımızı çalıyor; Panama kanalından geçerek, Venezüela’ya, Kolombiya’ya gitmek isteyenler gibi. Alaska’da altın aramak ya da Jack London’ın izinden vahşi doğayı tecrübe etmek isteyenler…

Princess Cruise’un Türkiye’de böyle bir yapılanmaya gidilmesi neden önem taşıyor?

Dünyada en çok turist çeken bölge, Akdeniz. Dünyanın dört bir yanından turistler Akdeniz kültürünü tanımak, yemeklerini tatmak ve binlerce yıllık sokaklarında dolaşmak için geliyor. Barselona, Roma, Napoli, Atina… Ama bu mücevher şehirlerde önemli bir eksik var, İstanbul İstanbul’un dâhil edildiği bir Akdeniz cruise turu öylesine rağbet görüyor ki, satışa çıktığı anda tükeniyor. 2020’de bu dev kruvaziyer gemileri yeniden İstanbul’a uğrayacak. Müthiş bir hareketlilik bizleri bekliyor. Princess Cruise da bu canlanma sürecinde İstanbul’u daha yakından takip edebilmek adına yeni bir yapılanmaya giderek, tüm satış haklarını Naviosa’ya devretti.

Türkler için cruise seyahatinin avantajları neler?

Bir kez gerçek anlamda bir cruise seyahati tecrübe eden aile, başka tatil seçeneğini düşünmeyecektir. Bizler kalabalıkla, çocuklarımızla tatil yapmayı seven bir milletiz. Çocuklarla hiç yorulmadan üç farklı ülke, sekiz farklı şehir görme imkânını nerede bulabilirsiniz? Cruise seyahatinde sadece bir kere odaya yerleşir ve seyahatin sonuna kadar bir kez daha elinizi bavullara sürmeden ülkeden ülkeye, şehirden şehre müthiş bir seyahat gerçekleştirirsiniz. Bizimle çıktığınız bir seyahatten yenilenmiş olarak dönersiniz. Bu yüzden Princess’ın mottosu, “Come Back New” yani “Yenilenerek Dön”dür.

Sonbahar için hangi cruise turlarını ve rotalarını önerirsiniz?

Dünya geneli ve Princess özelinde düşündüğümüzde akla gizemli ülke Japonya geliyor. Japonya bir ada ülkesi olduğundan, insanların ilgisini çekiyor, kültürü de çok ilginç geliyor. Diğer taraftan Japonya’da yaklaşık 25 adet liman var. Çok büyük bir ülke olmamasına rağmen, ada olduğu için etrafında dönebiliyor ve sürekli yeni programlar üretebiliyorsunuz. Yabancı dil, kültür, yemek, tavır, davranış açılarından çok enteresan bir ülke olduğu için her sene potansiyelini katlanarak artırıyor.