İsmail Polat ile Kahve Molası

Uzun süreli gazetecilik ve halkla ilişkiler deneyiminin ardından kendi iletişim ajansı OBERON PR & Event’i kuran İsmail Polat, yurt içi ve dışında başarılı markalarla büyük projelere imza atıyor.

Röportaj: Zeynep Merve Kaya

Fotoğraf: Onur Eşiyok

OBERON PR & Event ne zamandır aktif?

Gazetecilik okudum ve uzun yıllar gazetecilik yaptım. Şans eseri değil, oldukça bilinçli ve istekli bir durumdu. Ankara’da dönemin efsane gazetesi Radikal’de başlayan serüvenim televizyon, gece haberleri ve dergicilik derken bir süre farklı halkla ilişkiler ajanslarında çalışıp, ardından kendi ajansımı kurmaya karar verdim. Altı yıldır istikrarlı bir şekilde, her zaman harika işlere imza atmak için çabalıyoruz.

Sadece Türkiye ile de çalışmıyorsunuz…

Dünyayı yakından takip etmenin ve global markalarla çalışmanın her zaman çok kıymetli ve önemli olduğuna inanmışımdır. Dolayısıyla çalıştığım her markayla yurt dışına nasıl açılabiliriz, hep onun motivasyonuyla hareket ediyorum. Bunun büyük bir güç de olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla Türkiye’de de hizmet veren lüks otomotiv, teknoloji, otel, tekstil, kozmetik ve yeme-içme markalarının çoğuyla çalışıyoruz. Aylık düzenli iletişim danışmanlığı hizmeti vermenin yanı sıra özel projeler için de sık sık bir araya geliyoruz.

Sizce OBERON neyi iyi yapıyor?

Sadece lüks değil tüm alanlar için geçerli bir kural var: Bir şeyi çok iyi yapmak için onu çok iyi bilmek gerekiyor. Lüksün yolculuğu, dönüşümü, etki alanları, karar vericileri, yaratıcıları ve özel dünyasına dair her şeyi iyi bilmek gerekiyor. Bu da global bir vizyon, güçlü bir network, yaratıcılık ve içeriklerle mümkün. OBERON olarak bu dört konuda hep en iyisi olmak için çalışıyoruz.

Bir profesyonel olarak değişikliklere nasıl ayak uyduruyorsunuz?

Tarihin her döneminde geçişleri iyi okumak lazım. İletişim fakültesi mezunu biri olarak geçmişin sadece duygusal nostaljik savrulmalarında değil dönemleri harmanlayan realistik kısmında kalmayı tercih ediyorum. Özetle, iletişimde kurallar hızla değişse de altyapı ve içeriğin gücünü her zaman en üstte tutuyorum. Üzerine de geçmişi, bugünü ve geleceği teknolojiyle birlikte harmanlayarak bütünlüklü bir kurgu yaratmaya çalışıyorum.

Siz kimlerden hizmet almayı seversiniz?

Her konuda işini heyecan, tutku ve özenle yapanlardan.

2023’le ilgili sizi en çok heyecanlandıran şey nedir?

OBERON Europe ile hazırlandığımız tüm projeler. Bir de yıllardır hayalini kurduğum Tokyo gezisi.

Sürekli seyahattesiniz; en son nereye gittiniz, sırada neresi var?

San Francisco ve Los Angeles’a gittim. Her ikisi de harikaydı. Hayatımın en güzel anılarını biriktirdim. Sırada Atina var. Yeni yaşımı kutlamak için yakın arkadaşlarımla gidiyorum.

Favori oteliniz ve favori seyahat arkadaşınız kim?

Beverly Hills Hotel ve Capri Palace. Lokasyona göre değişiyor.

Koleksiyonunu yaptığınız bir şey var mı?

Eski dergiler ve kitaplar.

Sabah uyanınca ilk ne yaparsınız?

Uçak moduna aldığım cep telefonumu açarım. Her sabah yeniden dünyaya bağlanmak için.

Size ne huzur verir?

Gece, gökyüzü ve yaz.

Giyim tarzınızı nasıl tanımlarsınız?

Zamansız ve çabasız şıklık.

Almayıp da pişman olduğunuz bir kıyafet oldu mu son günlerde?

YSL ceket.