Harika Güral ile Kahve Molası
60’dan fazla ülkeye ihracat yapan, Türkiye’nin ilk devlet destekli Ar-Ge merkezine sahip olan Güral Porselen’in başarısının ardındaki isimlerden biri de şirketin yönetim kurulu başkan yardımcısı Harika Güral. Türk iş dünyasının da ilgiyle takip ettiği Güral ile buluşup, hem profesyonel hayatındaki yeniliklerden bahsettik hem de sosyal yaşamını mercek altına aldık.
Güral Porselen, 2020’de –pandemi döneminde– büyük bir başarıya imza atarak sofra ve mutfak eşyası kategorisinde üst üste 2 defa ihracat şampiyonu oldu. Bu kategoriyi daha da zenginleştirmek adına ne yönde yatırımlarınız var?
Küreselleşmeyle birlikte yüksek rekabet ortamında hayatta kalabilmek için ihracat artık günümüzde kaçınılmaz bir gerçek. Güral Porselen olarak biz 60’dan fazla ülkeye ihracat yapıyoruz. İhracat yaptığımız her ülkeyi iyi tanıyoruz ve bu ülkelere göre satış stratejileri ve ürünler geliştiriyoruz. Teknolojiye yatırım yaparak katma değerli ürünler üretmek oldukça önemli bir konu. Türkiye’nin ilk devlet destekli Ar-Ge merkezine sahip firmayız. Her geçen gün üretim tesislerimizde yeni Ar-Ge çalışmalarına deneyimli ekibimiz ile devam ediyoruz. Ar-Ge merkezi sayesinde şu an kendi makinalarımızı kendimiz üretecek pozisyondayız. Türkiye’de Güral olarak bizden bir fabrika istenirse anahtar teslim fabrika üretecek teknolojiye sahibiz.1989’dan beri kusursuz porselen üretmek için çıktığımız yolculuğumuzda nitelikli üretim yapabilmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Özel formlar için robotik çözümler geliştirerek hem kalitede hem de üretim kapasitesinde önemli artışlar kaydettik. Dijital baskı yaptığımız ürünlere gerek HORECA ürünlerinde gerek ev grubunda ömür boyu desen garantisi veriyoruz. Bu ürünlerde yapılan ihracatta katma değeri arttırıyor. Hem krem bone üretiyoruz hem de bunun üzerine dijital baskı tekniği ile ömür boyu deseninin çıkmaması için garanti veriyoruz. Bu ürünler ile fark yaratıyoruz ve ihracatta öne geçiyoruz. En son yatırımımız 29 Ekim Güral Seramik Fabrikası. En son teknolojiden faydalandığımız bu yatırımımızla da ülke ekonomisine katkı sağlamayı sürdüreceğiz.
Aile işinde çalışmanın sizce avantajları, dezavantajları neler?
Aile şirketleri duygusal sistemlerdir ve çoğu olası çatışmalara açıktır. Biz Güral olarak farklı fikirleri doğru değerlendirmeyi ve avantajımıza çevirmeyi iyi biliyoruz. Aile değerleri ve işletme değerlerinin çatışmasına izin vermiyoruz. Duyguları doğru şekilde yönetip rasyonel işletme prensiplerine uygun hareket ediyoruz.
Türkiye’nin başarılı kadın iş insanlarındansınız ve ilgiyle takip ediliyorsunuz. Bu doğrultuda profesyonel hayatınızı daha da geliştirmek adına kendinizi nasıl besliyorsunuz?
Çok okurum ve dinlerim. YouTube’daki programları takip ederim. Ülke gündeminin yanında dünya gündemini, ekonomik gelişim ve değişimleri takip ederim. Bize yansımalarını ön görmeye gayret ederim. Biz porselen, vitrifiye, yer ve duvar karosu, turizm, enerji, maden gibi çok farklı alanlarda servis veriyoruz. Birbirinden farklı fakat birbiriyle bağlantılı sektörlerde olmak bana heyecan veriyor, beni dinamik tutuyor. Öğrenmenin yaşı yoktur derler. Sürekli eğitimin içinde kalabilmek adına yüksek lisansımı yıllar önce tamamlamış olmama rağmen bu güz dönemimde Sorbonne Üniversitesi’nin yüksek lisans programına başlayacağım.
Grubunuz turizm sektöründe de yer alıyor. Pandeminin ardından bu sezon turizm sektöründe ne yönde hareketlilikler var?
Güral Premier Hotels & Resorts olarak turizmin sürdürülebilir kılınması için ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi ve ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi çevresel sürdürülebilirlik ve sürdürülebilir ekonomi kapsamında tesisimizde çevre ve enerji yönetimi, doğal kaynak kullanımı, atık yönetimi, personel yönetimi anlayışımız ve sosyal sorumluluk politikamız çerçevesinde ele alınan sürdürülebilirlik uygulamaları mevcut. Uluslararası çevre ödülleri kapsamında İngiltere menşeli Travelife Gold ödülümüz de bulunuyor. Bu ödülün kriterleri ise çevre koruma, sosyal sorumluluk ve sürdürülebilirlik konularını içeriyor. Ayrıca tesis olarak karbon emisyonu konusunda izleme ve raporlamalarımız da var. Güral Premier Ailesi olarak çevrenin korunması ve sürdürülebilirliğin sağlanması konusunda hassasiyetle çalışıyoruz.
Turizmden, seyahatten söz açılmışken… Siz sıklıkla seyahat eder misiniz?
İş ve eğlence amaçlı çok sık seyahat ederdim. 2020-2021 yıllarında pandemi ile iç ve dış seyahatler oldukça azalmış olsa da benim için 2022 yılı oldukça hareketli geçiyor. Türkiye’de Antalya, Çeşme, Bodrum ve Göcek her sene gitmekten zevk aldığım rotalar. Yurt dışında Myknos ve Cote d’Azur her sene gitmekten bıkmadığım rotalar. Cote d’Azur son derece geniş yelpaze sunuyor; Cannes, Monte Carlo, St. Tropez eğlenceli günler için ideal. Ben daha çok St. Paul De Vence, Antibes, Eze gibi lokasyonları çok severim. Gitmişken gastronomik restoranlarda deneyim yaşamaya özen gösteriyorum
Bu sene takvimimde yine Venedik Bienali var.
Yakın zamanda planladığınız bir seyahat var mı, hangi destinasyonu tercih ettiniz, neden?
Eylül sonunda İtalya’ya fuara gittiğimde Bari bölgesini ziyaret edeceğim; Puglia’da Grotta Palazzese’ye gitmeyi arzu ediyorum. Kayaların içine oyulmuş bu restoranda güzel bir İtalyan şarabı eşliğinde dostlarla hoş sohbet iyi gelecek. Ekim ayı gibi Fas’a gideceğim. Marakeş için çok güzel şeyler duyuyorum. İşten arta kalan zamanlarda değişik otelleri gezmek istiyorum.
Seyahate çıkarken valizinize öncelikli olarak aldığınız şey nedir?
Seyahatteki en büyük korkum bavulumun geç gelmesi ya da kaybolması. Bu sebeple kritik gördüğüm eşyalarımı bir kabin boyu bavula koyup yanıma alırım. Bavuluma her zaman küçük bir şemsiye, ince bir hırka, eşarp ve ilaç alırım. Özellikle ağrı kesici ve geniş spektrumlu bir antibiyotik olmasına dikkat ederim
Favori Güral oteliniz hangisi?
En sevdiğim oteller Güral Premier Belek ve Güral Premier Tekirova. Otellerimizde her yerin yem yeşil olmasını, iki-üç katlı Osmanlı konağı tarzında mimariye sahip yerleşkelerin kendi havuzları olmasını, ne kadar kalabalık olursa olsun insanların asla kalabalıklar içinde olduğunu hissettirmeyen geniş ve ferah tasarımlarıyla kendimi Binbir Gece masalında gibi hissetmeyi seviyorum. Venedik’te
San Clemente adasındaki San Clemente Palace Kempinski, Venice oteli ile Château de la Messardière oteli ve terasını da çok severim.
Harika Güral için “lüks”ün tanımı nedir?
Lüksün tanımı zamanla değişiklik gösterebiliyor. Yeni doğum yapmış bir anne için deliksiz uykular uyumak büyük bir lükstür. Çok çalışan bir insan için sevdikleriyle kesintisiz zaman geçirmek lükstür. Kimisi için ayın sonunu düşünmeden gönlünce alışveriş yapmak lükstür. Ben huzurlu ve mutlu olduğum, birlikte çok güldüğüm ve eğlendiğim, yanlarında kendim olabildiğim insanlarla bir arada olabildiğim zaman yaşadığımı hissediyorum. En büyük lüks kendiniz olabilmek.
Tarzınızla da fark yaratıyorsunuz. Genel olarak gardırobunuzu nasıl tanımlarsınız?
Liseden beri aynı bedene sahibim. Her sene birkaç kilo alıp birkaç kilo veririm. Yıllar içerisinde aldığım birbirinden güzel parçalar ile çok zengin bir gardırobum oldu. Pandemiyle birlikte alışveriş hızım çok azaldı. Yeni ürünler almak yerine sahip olduklarımı birbirleriyle nasıl daha iyi kombinleyebileceğime yoğunlaştım, eksiklerimi tespit ettim ve sadece onları aldım. Öte yandan az eşya ile seyahat etmeyi severim. Gündüzden geceye rahatça giyilecek sakin parçaları çarpıcı aksesuarlarla hareketlendirmeye gayret ederim. Şık bir blazer ceket ve siyah elbise her zaman kurtarıcıdır. Takım elbise altına giymek için şık spor tarzda ayakkabılar en çok yatırım yaptığım parçalar. Dönemsel moda olmuş desenlerden uzak durmaya gayret ederim.
Son zamanlarda gardırobunuza severek dâhil ettiğiniz son parça ne oldu?
Takı kullanmayı çok severim. Benimle 24 saat birlikte olabilecek, ofiste veya yemekte takmaktan zevk alacağım parçaları seçmeye gayret ediyorum. Kasada ya da dolapta bekleyen eşyalar olmamalı. Hepsi benimle birlikte yaşamalı. Zamansız parçaları almayı seviyorum. En son Cartier’nin Panther serisinden bir küpe aldım.
Gerek profesyonel gerek sosyal hayatınızda içgüdülerinize ne kadar güvenirsiniz?
Duygusal olarak alınan bazı kararların geri dönüşü zor hatalara sebep olduğunu gördüm. Özellikle iş hayatında mantık süzgecinden geçmeden hareket etmek gerektiğine inanıyorum. İçgüdülerimle hareket etmeden önce pek çok insanı dinlerim, varsa verileri incelerim, analizleri değerlendiririm, saha araştırması yaparım, tüm bu bilgilerin ışığında kalbimin sesini dinlerim, zamanlamanın uygun olup olmadığına bakarım. Özel hayatımda ise çok duygusal bir insan olduğum için kalbim yerine sezgilerimle hareket etmeye gayret ederim. Kalp saftır, inanır, korku nedir bilmez. Sezgiler ise hayatta kalma içgüdüsüyle birlikte çalışır, bir tür refleks görevi görür
Yoğun çalışma temposu sonrasında sizi ne dinlendirir?
Çok hareketli ve sosyal bir insanım. Çok yoğun bir çalışma hayatım var. Haftanın beş günü Kütahya’da işlerimizin başındayım. İstanbul’a ancak hafta sonu gelebiliyorum. Günlerden cuma olduğunda üçbuçuk saatlik bir araba yolculuğundan sonra evde olmak beni çok dinlendiriyor. Biz Cumartesi sabahları da çalışıyoruz. Ben salondan zoom ile katılıyorum toplantılara. Zoom toplantıları pandemiyle girdi hayatıma, iyi ki de girmiş. Hem evimde zaman geçiriyorum hem de çalışıyorum.
Sanatla ilgilenir misiniz, bu alanda koleksiyon yapıyor musunuz peki?
Sanatı çok severim. Bu konuda kendimi sürekli geliştirmeye gayret ediyorum. Zamanla insan çevrenin zevkinden daha az etkilenip kendine hitap edenleri daha iyi anlıyor. Hâlâ Burhan Doğançay’ı ya da Devrim Erbil’i çok seviyorum. Fakat anladım ki ben contemporary art da seviyorum. Contemporary Istanbul, Art Freeze, Pad’i takip ediyorum; galerilerden takip edip beğendiğim sanatçılarla burada bir arada olup tanıma fırsatı yakalıyorum. Bu benim eser ile daha derin bir ilişki kurmama yardımcı oluyor.
Akıllı telefonunuzda sıklıkla kullandığınız uygulamalar neler, neden?
En çok kullandığım uygulama Google Maps. İstanbul trafiğinde açık olan yol ondan sorulur.