Güçlü ve Korkusuz
Tüm moda kalıplarını yıkan NU, kendi yolunda ilerlemeye devam ediyor.
Kurulduğu ilk günden bu yana aynı ilham kaynaklarıyla, zamana hem ayak uydurarak hem de başkaldırarak devam eden NU, “Hedefinde kendi dışında kimse yok” diyen kurucusu Hünkan Tellioğlu ile yeni sezonda da güçlü ve korkusuz tarzının arkasında duruyor.
Zeynep Merve Kaya
Markanın kurulduğu ilk günü hatırlıyor musunuz?
Küçük bir atölye ile hayal kurabilen bir hayalperest olmama rağmen, bugün bu noktaya varabileceğimizi hayal etmedim elbet. Şimdi o küçük atölyeye tekrar dönsem ve bugüne baksam, muhakkak çok gurur duyardım kendimle…
İlk günden bugüne üretim süreciniz, ilham kaynaklarınız nasıl değişti ve evrildi?
Her an değişiyorsun, değiştikçe de gelişiyorsun. Burada zor olan, bir stilin içinde değişirken aynı zamanda onun içinde kalabilmek. Bunu yapabilmek ise kim olduğunuzu ve olmadığınızı iyi bilmekten geçiyor. İlham aldığımız, beslendiğimiz şeyler değişmedi. Ama onlar değiştikçe ve geliştikçe biz de bakış açımızı ve öğrenme biçimimizi değiştirdik. Özellikle sanat ve mimaride gün geçtikçe hâkim olan yeni formların yansımasını NU tasarımlarında etkin şekilde görebilirsiniz. Felsefemiz gelişti, iş yapış biçimimiz daha iyiyi yapabilmek adına her geçen gün evrildi. Yeniye, teknolojiye ve ağırlıklı Ar-Ge’ye yatırım yapmaktan korkmadık. Tüm bunların yanında değişmeyenlerimiz de var. Bir aile olarak birlikte yarattığımız sinerji ve insanlarımıza verdiğimiz değer hiç değişmedi, bilakis geçtiğimiz her dönemeçte bizi daha da güçlü ve korkusuz kıldı. Defalarca yoldan çıktık, bazen iyi ki yapmışız diyerek mutlu olduk, kimi zamanda pişmanlığımızla yüzleşip tekrar yolumuza hizalandık.
Bir süredir dünyanın önde gelen moda organizasyonlarından British Fashion Council üyesisiniz. Ekibe katıldığınızdan bu yana ne tür çalışmalar yaptınız?
Böyle önemli bir organizasyona üye olarak kabul görmüş olmanın gururlanmak ötesinde bize katacağı çok şey olduğunu görüyorum. Şu ana kadar etkin aksiyonlar aldığımızı ve hakkıyla öne çıktığımızı söyleyemem ama zamanla farklı sonuçlarını hep birlikte göreceğiz. Londra Moda Haftasında iki sezon dijital sunumlarımızla yer aldık. 2024 itibarıyla daha etkin bir iletişim ve sunum planımız var.
Dünya modasının öncü isimleriyle dirsek temasında olmak insana ne gibi görüşler kazandırıyor?
Ne mottom ne felsefem değişmedi. Her ne kadar statü çok önemsediğim bir konu olmasa da dünya markaları ile aynı platformda olmak korkutucu. Korkunun bana göre insanı güzel duygulara odaklanmaya iten bir tarafı var. Daha bilge olmanızı, daha çok çalışmanızı, daha çok araştırmanızı ve sorgulamanızı gerektirecek tüm duyularınızı harekete geçiriyor. Onun yarattığı adrenalin belli noktalarda silkelenmenize ve o korkuyu ortadan kaldıracak donanımları geliştirmenize neden oluyor. Bir daha aynı korkuyu yaşamamak adına bakış açınızı değiştirmek zorunda kalıyorsunuz.
Tasarım ekibinizle nasıl bir ilişkiniz var?
Biz birbirini çok iyi anlayan ve birbirinin varlığından inanılmaz beslenen bir ekibiz. Yaratıcı bir işi bir ekip olarak yapabilmek, aynı lisanı oluşturabilmek öyle kolay bir iş değil. Şans ve emek dengesi çok eşit gelişmeli. Tabi ki kavgalarımız oluyor ama günün sonunda doğru kazanıyor. Doğruyu kim söylemişse galip o. Doğruyu kim belirliyor ve nasıl belirliyor diye sorarsanız işte orada son sözü ben söylüyorum, tek bir sebeple; bilge ve üflenen ruhun sahibi olmak.
NU kadını ve erkeği bu yaz ne giyecek?
Nasıl bir ruh hali içinde olacak? Siyah ve beyaz, toprak renkleri, ipek, keten, vual… Bu yaz aşırılık yok, kavga yok, arayış yok… Dingin, bildiğimiz NU sadeliği var.
NU’nun geleceğinde ne görüyorsunuz?
Gelecekten anı çok yaşayan ve o andaki zamanla hareket eden biriyim. Dolayısı ile markamın da aynı şekilde o anın hakkını vermesi gerektiğine inanıyorum. Geleceğe çok fazla odaklanmak ve plan yapmanın insana en çok zarar veren endişe duygusunu beraberinde getirdiğini gördüm hep. Bir hedefe ve geleceğe odaklandığınızda oraya varmak üzere kurgular ve planlar giriyor devreye. Ölçümler, hesaplar ve varabilecek miyim endişesi… Bu sebeple alışılmış şekli ile bağlayıcı amaçlar, hedefler sıralamak yerine, kültürel ve sosyal değişimleri anlayabilen, algılayabilen ve buna ayak uydurabilen bir marka olabilmenin gayesindeyim. Ancak bu durumda siz plan yapmasanız da o çok kıymetli kıldığınız ve hakkını verdiğiniz zaman sizi ileriye taşıyor.
Aynı soruyu sizin için de sormak istiyorum. Hünkan Tellioğlu’nun yol haritası hangi duraklardan oluşuyor?
Farklı bir cevabım olmayacak bu soruya. Derviş olabilmeyi istemiş biriyle konuşuyorsunuz. Huzur benim için yaptığım ve sahip olduğum her şeyin merkezinde duruyor. Dingin ve ritüellerime sıkı sıkıya bağlı olduğum bir hayatım var. Bugün yaptığımı her gün aynı dinginlikle yapabildiğim, işimde ve özel hayatımda da huzurla anın ve onu benimle paylaşan herkesin kıymetini verebildiğim bir yolculuk hayalim.