Fransa’nın En İyi Otelleri
Fransa’nın en iyi otelleri, sizi krallar gibi ağırlamayı bekliyor.
Hazırlayan: Can Kılınç
Bir süreliğine de olsa hayatın kusursuz aktığı, yazın en güzel anlarının aklınıza unutulmamak üzere kazındığı, kendinizi kraliyet ailesindenmiş gibi hissettiğiniz bir tatilde olduğunuzu düşünün. Dünya üzerinde size kendinizi böyle hissettiren yerlerin sayısı kısıtlı, ama biz sizin için bir şeyler ayarlamayı başardık.
Lüks tatilin en önemli adreslerinden Fransa’da, dünyanın en iyi otellerinden birkaçı hayatınızdan kaçıp, kendinize yeni anılar yaratmak için birebir. Gelin, beraber keşfedelim. İlk durağımız; Fransa’nın güney kıyılarında bir asrı aşkın süredir tüm mükemmeliyeti ile yer alan Hôtel du Cap-Eden-Roc. 150 yıldır dönemin tüm sanatçılarının, kralların, soyluların, ünlülerin ve meşhur gezginlerin seyahat listelerinde kendine yer bulmuş. Öyle ki bu zengin tarih, birçok kitaba konu olmanın ötesinde, tek başına bir kitap da olmuş.
F. Scott Fitzgerald’ın Buruktur Gece kitabında, “Marsilya’yla İtalya sınırı arasında; büyük, gururlu, gül rengi bir otel” diye betimlediği otel, başta 1862 yılında Fransız gazeteci Hippolyte de Villemessant tarafından mütevazı bir kaçış noktası olarak tasarlanmış ve Alexis de Pletscheyeff’in devralmasının ardından 1870’in Şubat ayının son cumartesi günü kapılarını Hotel du Cap olarak açmış. Önceleri kış mevsiminin favorisi olan otel, yaz aylarında da misafirlerini ağırlamak istemiş fakat havuzun açıldığı 1914 yılında, Birinci Dünya Savaşı patlamış. Hotel du Cap-Eden-Roc, savaşın sürdüğü dört yıl boyunca asker ve hemşireler için bir rehabilitasyon noktası olarak kullanılmış. İkinci Dünya Savaşı sırasında da yine askeri hastane olarak hizmet veren otel, barış yıllarında her şeyiyle ün kazanmaya devam etmiş ama. Fransız Rivierası’nın en önemli otellerinden biri olan tesis, odalarından bahçesine, mutfağından spa merkezine kadar kusursuzca planlanan yapısı ile sizi de fethedecek.
Yazın en popüler destinasyonlarının başında gelen Saint-Tropez’nin incisi Château de la Messardière ise konumu, tarihi, bahçeleri, her bir odasının tasarımı ve servisiyle eşsiz bir otel. Üstün zarafet ve benzersiz deneyimlerin bir arada, en özel şekilde birleştirildiği Château de la Messardière’in her köşesi dönemlerinin en ünlü iç mimarları tarafından özenle tasarlanmış. Otelin bahçe tipi ve üst katlarda yer alan odalarında farklı büyüklük ve yatak seçenekleri bulunuyor. Bünyesinde yer alan restoranlar ise başta Fransız mutfağı olmak üzere birçok farklı ülkenin mutfağını dereceli şeflerin oluşturduğu menülerle misafirlerine servis ediyor.
Lüks ve benzersiz bir konaklamaya ek olarak tatillerinde otel dışında da alışveriş, gezinti, konser ve sergi, müze gezme gibi aktivitelere katılmayı sevenler için Saint-Tropez merkezinin sunduğu fırsatlara ise bayılacaksınız.
Fransa’nın güney kıyısındaki Eze bölgesinde yer alan Hotel Cap Estel, Akdeniz’in muhteşem manzarasına sahip özel bir yarımada üzerine inşa edilmiş. Misafirlerin neredeyse tamamının odalarının baktığı sonsuz deniz manzarası, otelin uzunca yıllardır sunduğu benzersiz hizmetler ile birleştiğinde, deneyimi farklı noktalara taşımayı başarıyor.
Otelin bünyesinde bulunan ünlü şeflerin yıldızlı mutfaklarını dilerseniz odanızın balkonunda, restoranda ya da otelin önüne demir atan teknenizde yeme şansınız olduğunu belirtelim.
Tatillerinde en büyük önceliği gizlilik olan misafirlerin Fransız Rivierası’ndaki ilk seçeneği olan otelin kendisine özel, otel misafiri dışında kimselerin ulaşamadığı ve görüntüleyemediği bir sahili ve tenis kortu mevcut. Kişiselleştirilmiş hizmetleri, sunduğu harika manzaralar ve yıldızlı yemeklere ek olarak otelin bulunduğu bölgede keşfedilmeyi bekleyen dar sokaklar, Fransız stili taş evler ve tarihi kiliseler bulunduğunu da söyleyelim ki içinizdeki tarih sevdalısını da memnun edelim!