Lange’nin Merkez Üssü’nden Bilgiler
Her şey Ferdinand Adolph Lange’nin bir Alman saatinin nasıl olması gerektiğine dair fikir yürütmesiyle başladı.
Alman saatleri aşikâr sağlamlıkları, fonksiyonellikleri ve dakiklikleriyle Almanlar’a özgü niteliklerin özünü oluşturduğunu düşündüğümüz ‘şey’i aklımıza getirir. Birçok koleksiyoner bu saatlere dair net bir vizyona sahiptir: Ordu, polis ya da özel hizmetlerin kullandığı türden dayanıklı profesyonel aletler. Kimileri ise Alman saatlerini ölçülü ve minimalist tasarımla özdeşleştirir. Kadranda enfes tipografi ve onun üstünde hareket eden ince kollar… Ama her iki cephe de saatin yüksek kalite mühendisliğini, hassasiyetini ve göz alıcı nihai halini oybirliğiyle göklere çıkarır. Okuması kolay, kullanması pratik, güvenilir, dakik ve ölçülü bir güzellik –bir Alman saati işte böyle olmalıdır. Öte yandan pek çok markada görünen estetik dokunuşlar modern çağın ürünü olmasına karşın, kaliteli saat yapımcılığının kökleri Almanya’da çok daha öncelere dayanır.
Ferdinand Adolph Lange, 1845’te küçük Glashütte kasabasında cep saatleri tasarlamak ve üretmek için küçük bir atölye kurarken, bir Alman saatinin nasıl olması gerektiğine dair özgün fikirleri vardı. Saksonya Kralı’ndan aldığı başlangıç kredisi işe aldığı çırakların maaşını karşılamadığından belli bir alanda uzmanlaşan atölyeler açmaları için onları teşvik etti. Geliştirdikleri özel teknikler standartlaşan ‘Glashütte tipi’ mekanizmaların oluşumuna zemin hazırladı. Ve Lange küçük ölçekli sanayisinin ürettiği tüm saatleri satmakta zorlanmaya başladığında son derece akılcı bir strateji izledi: Daha iyi yapmaları talebiyle parçaları tedarikçilere geri göndererek 20. yüzyılın şafağında A. Lange & Söhne saatlerini dünyanın dört bir yanında şöhrete kavuşturan kalite kültürünün temelini attı.
Bu kültürün ve geçmişin izini sürmek için A. Lange & Söhne’nin Glashütte’de 26 Ağustos 2015’te açılan –yapımı üç yıl sürdü– 253 pencereli, 5.400 metrekarelik ekolojik manüfaktürünü ziyaret etmek yetiyor da artıyor bile. Ama markayı ve önemini anlamak için biraz daha geçmişe, ilk yıllarındaki üretim detaylarına dönmekte fayda var. Ferdinand Adolph Lange’nin önem verdiği unsur, saatlerinin rakip markalara göre dakiklikte öne geçmesiydi. Başlangıçta mekanizmalar geliştirirken, etraflarında farklı kıvrımlarda uzantılar çıkan bir plaka kullanılıyordu. 1856 yılında bir diğerine, mekanizmayı yarım daire formunda kaplayan bir plaka sistemine geçildi. Dört yıl sonra bütün bir dairenin üçte ikisini kaplayan bir diğer plaka izledi. Ve yine dört yıl sonra, dörtte üçlük bir başkası geliştirildi. Bu formun markanın en geleneksel öğelerinden biri olarak hatırlanmaya devam ettiğini belirtelim. Sıçrayan saniye fonksiyonu ve regülatör yayı da diğer önemli gelişmeler arasında kendilerine yer buldu. Lange’nin 1930’da keşfettiği berilyum yayı da halen yüksek saatçilikte yer alan parçalardan…
II. Dünya Savaşı’nın derin izlerinin hissedildiği bu küçük kasaba, ‘zaman’ın aksamasına, yüksek saatçilik sahnesine İsviçre’nin çıkmasına vesile olsa da unutulan bir detay vardı: Lange’nin torununun çocuğu Walter Lange ve kendisinin aile şirketini tekrar eski ihtişamına kavuşturacağı gerçeği. 66 yaşındayken 1990’da manüfaktürü tekrar kuran Lange, geçmişten ilham alırken özenle ve büyük bir titizlikle yeni uygulamalar geliştirmeyi de ihmal etmedi.
Geleneksel olanı modern unsurlara bağlamakta usta olan Lange, 1994 yılında yeni modeller sunarken markanın sanki hiç kapanmadığını hissettirirken onun bu hamlesi yüksek saatçiliğe yeni bir vizyon katıyordu. Zaten ilk patentini aldığı dev tarih penceresiyle bu izlenimin ne kadar haklı olduğunu çok geçmeden kanıtladı. (Bu mekanizmanın ilham kaynağı günümüzde Dresden’deki Semper opera binasının Five Minute Clock isimli duvar saati olarak kullanılıyor.) Bu komplikasyonu yeni ayarlama sistemi, kronograflardaki atlayan dakikanın hassasiyetini artıran manivela ve durdurma özellikli tourbillon izledi.
Tam da bu noktada yakın zamana dönüp, Lange’nin ilki başaran modellerinden söz etmemek olmaz. 2004’te tanıtılan ilk ‘double rattrapante’ kronografı Double Split örneğin. İki ayrı zaman ölçümünü aynı anda yapıp, sonuçların karşılaştırılabilmesine olanak veren bu model, kronograf kullanımını bambaşka bir boyuta taşımıştı. Ve bir başka model… İlk dijital göstergeli mekanik saat Zeitwerk… Five Minute Clock’tan izler taşıyan bu modelde, saat ve dakikayı sıçrayan rakamlar olarak gösterebilmek zanaatkârların bir hayli zamanını almış. Son olarak 1815 koleksiyonundan bahsetmemek olmaz. Adından anlaşılacağı üzere Ferdinand Adolph Lange’ye adanan koleksiyon, bu önemli saat ustasının cep saatlerindeki başarısının kol saatlerine dönüşmüş halini temsil ediyor. Demiryolu hatlarını anımsatan indeksler, 1864’te geliştirilen dörtte üçlük plakadan oluşan mekanizma ve Arabik rakamlar saatlerin öne çıkan özellikleri.
Lange modelleri arasında tekniğe ve mekaniğe oldukça meraklı bir saat koleksiyonerini derinden heyecanlandıracak bir model de Pour le Mérite. 36 saat boyunca enerjiyi sabit bir şekilde aktaran bir zincir sistemine (fusée-and-chain) sahip olan bir modelden bahsediyoruz. Ki, bu sistemi fabrika ziyaretimiz sırasından yakından gözlemleme şansı da bulduk. Bu zincir aksamı, denizcilikte yön bulmak için güvertelerdeki kronometreleri baz alıyordu. Zincirlerin başlıca görevi o saatlerdeki hassasiyeti sağlamaktı. Markanın yaptığı geçmişten ilham alıp, bu sıra dışı mekanizmayı kol saatlerine uyarlamaktı. Saat, dakika ve saniye göstergelerinin her bir ayrı alt kadranlarda yer alırken saat 6 konumunda apaçık görünen tourbillon ‘saatten derinlemesine anlamayanlar’ı bile kendine hayran bırakmayı başardı. 50 adet üretilen bu özel modele ‘nadide’ kodlamasını yapmak bile hafif kalır.
Tüm bu mekanik harikaların üretildiği manüfaktür iki bölümden oluşuyor ve türünün tek örneği atölye ve çalışma alanlarından Glashütte’nin tarihi ambiyansı içeriye yansıyor. Mutlak sessizliğin hüküm serdiği binanın içerisi her daim gün ışığı alıyor. Zanaatkârların tam konsantrasyonları karşısında canı tez olanların bile etkilenmemesi mümkün değil. Burada her parça kendine özgü bir tarzda safir-krsital kasalara dekore edildiğinden saat erbapları ilk bakışta A. Lange & Söhne mekanzimasını hemen anlar. Ne kadar küçük olduğunun bir önemi olmaksızın her bir bileşen titiz zanaatkârlık ve estetik standartlara riayet edilerek geliştirilir. Mükemmel yüzeylere ulaşmak manüfaktürde çoğu kez saat ustalarının aylarını geçirmesine neden olur.
Yazı: Gülay Koç