Bilimin Işığında Osman Hamdi Bey
2016 yılında haberlere konu olan, rekor satış Osman Hamdi Bey’in Yeşil Cami Önü tablosuna aitti. O dönemde 13 milyon 509 bin TL’ye satılarak Türkiye’de satılan en değerli sanat eseri rekorunu kıran bu tablo, 1882’den günümüze gizli kalmış bir başyapıttı. Tablolarına paha biçilemeyen ünlü ressamın altı eseri, Bank of America Merrill Lynch’in desteğiyle incelendi ve süreç Sakıp Sabancı Müzesi Atlı Köşk’te sergiye açıldı.
Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi, çok önemli bir projeye ve projenin aşamalarını adım adım aktaran özel bir sergiye imza attı. Bank of America Merrill Lynch’in dünya çapında yürüttüğü, yüksek maliyetli “Sanatı Koruma Projesi” kapsamında Türkiye’de konservasyon alanında bugüne kadar gerçekleştirilen en kapsamlı çalışma olan “Osman Hamdi Bey Tablolarının Bilimsel Analizleri ve Konservasyonu” hayata geçirildi. Projede çalışan ve özel cihazlar kullanan uzmanlar, Osman Hamdi Bey’in Sakıp Sabancı Müzesi Resim Koleksiyonu’nda yer alan Vazoda Çiçekler, Kuran Okuyan Hoca, Kokona Despina, Naile Hanım Portresi, Arzuhalci ve Cami isimli eserlerinin derinlemesine incelemesini titizlikle yaptı ve süreci de içeren sergiyi ilgiye sundu.
5 Haziran’da Atlı Köşk’te açılan “Görünenin Ötesinde Osman Hamdi Bey” sergisinde, Osman Hamdi Bey’in tablolarının karşılaştırmalı incelemeleri görülebiliyor. Türkiye’de ilk ve öncü olan bu proje, bilimsel yöntemlerin bir sanatçının çalışma tekniklerini daha yakından tanımak için fırsat sağlayabileceğini gösteriyor. Ayrıca eserlerin tarihlendirilmesinin yöntemleri için de bilgiler sunuyor. Çalışma, Osman Hamdi Bey’e atfedilen eserlerin tekniklerinin ve malzeme yapılarının karşılaştırılmasına yönelik araştırmalar için de rehber niteliğinde.
Serginin sunumundan, SSM Müdürü Dr. Nazan Ölçer ve ekibiyle Bank of America Merrill Lynch Hazine Satış Direktörü Ebru Draman’ın sergi öncesi toplantıda yaptığı açıklamadan da görüldüğü üzere, en az Osman Hamdi Bey’in akademik tarzı kadar, ayrıntılı, dikkatli ve özenli bir çalışmanın ürünü olan bu sergi, birçok bilgi barındırıyor. Örneğin kapsamlı incelemeler sayesinde, sanatçının yaşadığı dönemin ve kendi sosyal durumunun detaylarına, resimleri yaparken kullandığı tekniklere ve boya tercihlerine, bir tabloya başlama ve resmi tamamlama biçimine kadar birçok şey hakkında bilgi sahibi olunmuş. Kanımca, bazı tablolarda kullanılan doğal turmalin rengi ve altın Osman Hamdi Bey’in az bulunan ve pahalı olan malzemeleri kullanmaktan çekinmediğini gösteriyor.
Sanat dedektifleri
Hayli heyecan verici bu sergiyi gezerken, hangi tabloyu inceleyeceğinizi şaşırabilirsiniz. Özellikle Osman Hamdi Bey’in ikinci eşi Naile Hanım’ın ve Kokona Despina’nın portresinin önünde uzun süre durup bu iki eseri incelememek olanaksız gibi. Sizi olduğunuz yere çivileyen bir etkisi var her iki portrenin de. Tabloların yanında incelemenin aşamalarıyla ilgili ayrıntılı bilgiler yer alıyor. Yeri gelmişken, eserlerin bilimsel analizleri şu aşamalardan geçerek yapılmış. Öncelikle X-ışını görüntüleme tekniğiyle, tablolarda uygulanan eski restorasyon işlemleri, ağır metal içeren boyaların yerleri ve çıplak gözle görülmeyen alt katmanlardaki bulgular incelenmiş. Osman Hamdi Bey’in, eserlerine boyayı uygulamadan önce kara kalemle yaptığı eskizler, boyama teknikleri, eserlerin geçirdiği dönüşüm bu süreçte ortaya çıkmış. Karakalem izleri sergideki bazı eserlerde çıplak gözle de seçilebiliyor. Bu adımın ardından sanatçının kullandığı malzemelerin yapısını, rengini, boya katmanlarını ve dokusunu incelemek üzere kimyasal analiz çalışmaları yürütülmüş. Bir dedektif titizliğinde iz süren bilim insanları, altı tablonun tuval bezlerinin organik yapılarını, kızılötesi spektroskopisi (FTIR) ile incelemiş ve verileri, temel bileşenler analizi (PCA) metoduyla sınıflandırılarak özellikleri belirlemiş.
Bu çalışmayla, Osman Hamdi Bey’in 19. yüzyıl sonu-20. yüzyıl başına ait olan tablolarının zaman içinde doğal yaşlanma etkilerinden dolayı yüzeylerinde boya çatlakları, dökülmeler meydana geldiği, verniklerinin sarardığı görülmüş. Proje kapsamında temizlenip sağlamlaştırılan eserlerin konservasyon işlemleri de gerçekleştirilmiş. Bu sayede Osman Hamdi Bey’in tablolarının gelecek yıllara bütünlüğünü koruyacak bir şekilde aktarılması da sağlanmış aslında ki projenin temel amacı olan ‘koruma’ da yerine getirilmiş bu sayede.
Sakıp Sabancı Müzesi, Sabancı Üniversitesi, Koç Üniversitesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi’nin ortak çalışmasıyla yürütülürken, Getty Konservasyon Enstitüsü de test sonuçlarının değerlendirilmesinde danışmanlık yaparak katkı sağlamış. Sergi, son dönemin en özel projelerinden biri olarak ziyaretçilerini bekliyor.
Osman Hamdi Bey (1842-1910)
1842’de İstanbul’da İbrahim Edhem Paşa’nın oğlu olarak doğan, çok yönlü bir Osmanlı aydını olan Osman Hamdi Bey, Paris’te resim eğitimi alır. Yurda döndüğünde, görev aldığı dönemde Müzecilik ve Sanayi-i Nefise Mektebi için büyük atılımlar gerçekleştiren sanatçı, bir yandan da arkeolojik kazılara katılır. Müzenin envanter ve teşhir bölümlerini hazırlayan sanatçı aynı zamanda mimar Vallaury’ye bugün Arkeoloji müzesi olarak hizmet veren binayı da yaptırır. Osman Hamdi Bey tüm bu çalışmalarla birlikte resim çalışmalarına da devam eder. Kendisi, oryantalist ekolde yetişen bir sanatçı olarak resimlerinde, ait olduğu toplumun yaşamına ilişkin kesitleri son derece detayı resmetmesiyle öne çıkar. Konulu, büyük boyutlu kompozisyonlarının yanı sıra portre ve peyzaj çalışmaları da vardır.
Bank of America Merrill Lynch Sanatı Koruma Programı
Program, dünyadaki, tarihsel veya kültürel öneme sahip ve yok olma tehlikesi altındaki eserleri korumayı amaçlıyor. Bank of America Merrill Lynch, programın hayata geçirildiği 2010 yılından bu yana, 30 farklı ülkedeki müzelerde gerçekleşen 120’den fazla koruma projesine kaynak sağladı. Program çerçevesinde Sakıp Sabancı Müzesi Resim Koleksiyonu’nda yer alan Osman Hamdi Bey’e ait altı tablonun yanı sıra, Türkiye’de geçtiğimiz yıllarda koruma altına alınan başka eserler de bulunuyor. İstanbul Rezan Has Müzesi’nde sergilenen ve MÖ 9-7’inci yüzyıllara ait Urartu Mücevherleri koleksiyonu, İstanbul’daki Türk ve İslam Eserleri Müzesi bünyesinde yer alan 8’inci yüzyıl Emevi dönemine ait bir Kur’an ve İstanbul Arkeoloji Müzeleri tarafından İstanbul’un Asya yakasındaki kazılarda çıkarılan Bizans dönemine ait 548 sanat eseri bu eserler arasında yer alıyor.