Bee Goddess’ın Yaratıcısı Ece Şirin

Bee Goddess’ın yaratıcısı, sembollerinden, tılsımlarından, en önemlisi de kalbinin ona açtığı yoldan güç alarak zirveye çıkıyor.

O, Bee Goddess mücevher markasının odağına kadını yerleştirmeyi ve felsefesiyle pek çok kadının hayatına dokunmayı başardı. Ve tüm bunları bir Türk kadını olarak gerçekleştirdi. Niyeti, şifa, güzellik, bilgeliğe kanal olmaktı. Kendisinin de özellikle belirttiği gibi ilk günden beri kadınlara gerçeği fısıldıyordu; “Senden bir adet var, sen sınırlı üretim bir cevhersin, kendi cevherini keşfet ve onun ışığı ile tüm dünyaya ışık saç.”

Ruh, güzellik, güç ve zarafet gibi kavramları temsil eden dişi enerjiyle hayat bulan Bee Goddess, Ece Şirin’in kalbinden ve zihninden çıkıp dünyanın dört bir yanındaki on binlerce kadına ulaştı. 20 yıla yakın bir süre Microsoft, Coca-Cola gibi şirketlerde, kendi deyimiyle “arı gibi” çalıştıktan sonra Anadolu’nun Ana Tanrıça’sını dünyaya tanıtmak gerektiğinde karar kıldı ve “insanları logolarla büyüleyen ve kendi değerlerini yükleyen markalara alternatif olarak, kişinin kendi değerini ifade etmesine kanal olacak, onu kendi kahramanlık yolculuğunda yüreklendirecek ve ilham verecek” bir markası olsun istedi. Gelenekselci mücevher sektörünün kalıplarını kırarak, “öz cevher” ve “statü sembolü” yerine “ruhun sembolü” diye seslenen Bee Goddess’ı yarattı.

Bee Goddes bugün Londra’daki Harrods’tan Los Angeles’taki Maxfields’a, Japonya’daki Barneys’den Seul’deki Corso Como’ya kadar 40 noktada satışa sunuluyor. Koleksiyonlarda, Şirin’in hayatı boyunca güç aldığı tılsım ve semboller daima merkeze konumlandırılıyor. Bee Goddess’ın ilk tılsımı Artemis, mitolojide kadının dişi enerjisini ve gücünü uyandıran ve harekete geçiren mükemmel kadın, şifacı, şefkatli, güçlü ana tanrıça, ebedi genç kız, kendi ayakları üzerinde duran özgür kadını temsil ediyor. “Artemis; ay tanrıçası Diana, Isis, Kibele gibi farklı isimlerle tarih boyunca farklı coğrafya ve medeniyetlerde hep dişi enerjinin güzelliğini, yaratıcılığını, bereketini, şefkatini sembolize eder. Ezoterik anlamı ise manevi yeniden doğuştur, o bir kraliçe arıdır” diyen Şirin, 11 yaşındaki Bee Goddess’ın Artemis’inin ışığının kadınların yolunu ebediyen aydınlatacağına, onları güçlendireceğine ve kendi ışıklarını bulmalarına ilham vereceğine inanıyor. Çünkü Artemis, “kendini seven, kendine inanan, kendine yeten, başaran ve ışık saçan tüm güçlü kadınların tılsımı.”

Sembollerin değiştirici, geliştirici gücüne ve onlara inana bireylerin daha güçlü olduğuna inanan Şirin, her fırsatta pek çok mucizeye şahit olduğunu dile getiriyor. “12 yıl önce biri bana ‘tasarımlarını Cate Blanchett kullanacak, Beyoncé, Rihanna konserde takacak; 10 yıl içinde Türkiye’de dört, Londra’da iki, Bakü’de bir Bee Goddess mağazası olacak, Harrods’ta en çok satan üç marka arasında olacaksın’ deseydi, ‘mucize’ derdim. Veya ‘40 yaşında ruh eşin ile tanışacaksın ve gece gündüz hiç ayrılmadan yaşayacaksınız’ deseydi, ‘mucize’ derdim. ‘Binlerce kadının hayatına dokunacaksın, çok hayırlı işlere kanal olacaksın’ deseydi, yine ‘mucize’ derdim.” Her ne kadar Artemis, onun yeniden doğmasını sağlayıp hayatında önemli yer edinse de, içindeki başarı ateşini yakan Tanit ve hayatının aşkıyla tanışmasını sağlayan ve “en çok seven ve sevilen” anlamına gelen El-Vedud da Şirin’in değer verdiği sembollerden. Bu sembol ve tılsımlar, Bee Goddes versiyonlarında Anadolu’dan ilham alsa da, aslında diller, dinler, coğrafyalar değişse bile dünyanın her yerindeki kadınların ihtiyaç duyduğu ve hissettiği duyguları tamamlamasıyla bir başarı hikâyesi yazdı. “Tılsım, insanları koruduğuna veya uğur getirdiğine inanılan nesnelerin tamamını içine alır. Nazar boncuğundan tutun, Fatma Ana’nın eli gibi bir sürü sembol, tılsım olarak kullanılır. Tılsım doğaüstü bir kuvvet gücü bulunduğuna, birtakım sırlar sakladığına inanılan şeydir. Mücevherin asıl çıkış noktası tılsımdır. Anadolu kadınlarının başlarına taktıkları metal süs eşyasına da tılsım denir.” İşte bu yüzden Şirin de feminen enerjinin hüküm sürdüğü topraklardaki kadınların aynı dili konuştuğuna ve bu sebeple tüm dünya kadınlarının özünde benzer bireyler olduklarını düşünüyor. “Ana Tanrıçanın adı zaman ve mekân içinde değişiyor ama sembolize ettiği sevgi gücü ebedi.”

Ece Şirin şu sıralar birkaç farklı koleksiyon üzerinde çalışıyor. Bunlardan en ilgi çekici olanı, Yunan mitolojisinde Demeter adıyla bilinen Kibele’yle özdeşleşen, yaratıcılık ve bolluk ile özleşen buğday. “Empress koleksiyonu ise hayata kalp ile hükmetmeyi sembolize ediyor; kalp merkezinden yayılan yaratıcılık ışığı, sonsuz sayıda yeni kapıları açan bir anahtar. Kendimizi var olan ile kısıtlamak yerine yepyeni olasılıklara davet ediyor. Afrodit’in cazibe tılsımı tavus kuşu ise manevi aydınlanma ile gelen güzellik, zenginlik, öz güven, öz sevgi ve dengeyi sembolize ediyor. Hint mitolojisinde de şans tanrıçası Lakshmi ile ilişkilendirilen bu sembol yenilenme, canlılık ve bolluk hediye ediyor. Tavus kuşu bize kendi içsel gerçeğimizi ve gerçek rengimizi korkusuzca göstererek göz kamaştıracağımızı hatırlatıyor. Tavus kuşunun yeşil rengi, kalp çakrasının ve sevginin rengidir. Kuyruğundaki gözler ise manevi aydınlanma ile gelen vizyon ve bilgeliği temsil eder. Zehirli yılanları yok eden tavus kuşu, şifa tılsımı olarak da bazı geleneklerde karşımıza çıkar. Şaman şifacılar tavus kuşu tüylerini ritüellerde arınma ve korunma amaçlı kullanırlar.”

“Kadın doğası; sevgi, güzellik, şefkatten oluşur. Bizim bilgeliğimiz, kalbin bilgeliğidir. Biz kalbiz, rahimiz. Kendi içindeki tanrıçayla buluşmak, onun farkına varmak demek kalbimizin farkına varmak, onun mucizevi gücünü kullanmaya başlamak demektir. Kalp merkezli bir hayat izlemek, kalp ile kafayı hep birleştirmek demektir. Kalp; hayal gücü, sezginin gücü, yaratıcılık, sevgi, şifa, bağışlama ve yenilenme demektir. Dişi gücümüze, kendi mucizemize sahip çıkmamız gerek. Geleceği ancak bu bilinçteki kadınlar sevgi üzerine inşa edebilir. Bizim dünyaya katacağımız ışığın doğası, gücün kaynağı şefkat, güzellik, yaratıcılık ve bilgelik.” Öncelikle bir kadın olarak kendi gücünün farkına vararak yola çıkan Ece Şirin’in çevresindeki ve Bee Goddess mücevherlerini kullanan kadınlara tılsımları aracılığıyla verdiği gücü göz ardı etmek imkânsız. Bee Goddess’ın ilk Artemis sembolüyle hayatımıza girmesinin üzerinden 11 yıl geçmiş olsa da, Şirin’e göre tavus kuşunun mesajı asla eskimeyecek: “İçinizdeki tanrıçayla bağ kurun.”