Başak Baykal’ın İlk Koleksiyonu: Natural Treasures
Tabiatın hazinelerini eşsiz mücevherlere dönüştüren Başak Baykal, ilk koleksiyonunda Bodrum’dan esinleniyor.
Tasarımcı Başak Baykal, ilk koleksiyonu Natural Treasures’da göz alıcı bitki örtüsü sayesinde doğayla ilişkisini tazeleyen ve mücevher tutkusuna ilham veren Bodrum’a saygı duruşunda bulunuyor.
Begonvillerle örtülü popüler görüntünün ötesine geçen Baykal, Bodrum’un bizzat yaşadığı ve gözlemlediği halini resmediyor. Küpe çiçeği ve menekşelerle görkemli mimoza ağacı gibi Ege’ye özgü bitkiler, her biri yalnızca bir adet tasarlanan heykelsi parçalara hayat veriyor. Akuamarin, pırlanta, zümrüt ve safirler, Kapalıçarşı zanaatkârlarının hünerli ellerinde; unutmabeni çiçeği, papatya, fuşya çiçeği, mum çiçeği, portakal çiçeği, elma çiçeği, vişne çiçeği ve başak görünümünde eşsiz kolye, küpe ve bilekliklere dönüşüyor.
Olive Senior’ın Plants şiirindeki “Peki ya çiçek adlı o özel ajanlar? Süsleri ve kokularıyla böcekleri, yarasaları, kuşları, arıları ve hatta seni dahi cezbetmek için yaratılmışlar” mısrasını doğrularcasına Baykal, tabiatın çağrısına boyun eğerek çiçek formlarında renkli mücevherler yaratıyor. Başak Baykal’ın romantik ama bir o kadar modern tasarımları, özenle tedarik edilen değerli taşların geleneksel tekniklerle elde işlenmesi neticesinde hayat buluyor. Yüksek kıratlı nadide taşları sebebiyle her modelden yalnızca bir adet üretiliyor ve mücevherlerin tamamı, mine boyama tekniğini altına uygulayan bir minyatür sanatçısının oluşturduğu renk detaylarını üzerinde taşıyor.
Adını taşıdığı bitkiyi her koleksiyonunda farklı şekillerde yorumlayacağını ifade eden Başak Baykal’ın Sonbahar/Kış 2021-22 sezonunda başak formundaki kolye, Van Gogh’un 1890 tarihli Başaklar tablosuna sarı ve turuncu mineleri ve pırlantalı sarı altını ile gönderme yapıyor.
Neşe Mesutoğlu