Artisans de Geneve ve Juan Pablo Montoya ile Birlikte Yaratılan La Montoya Saati

Cenevreli zanaatkârların usta dokunuşlarıyla yeni bir kimliğe kavuşan Rolex Daytona, tam da yaratıcısı Juan Pablo Montoya’nın hayal ettiği gibi: Göz alıcı ve öncü.

Yarışçı bir ruh, hayalleri gerçeğe çeviren zanaatkâr bir ekip ve ikonik bir saat modeli… Sırasıyla Juan Pablo Montoya, Artisans de Geneve ve Rolex Daytona. Ya da üçünü bir araya getirince ortaya çıkan eserden dem vurmak gerekirse: La Montoya.

Uzun yıllardır saatçilik meraklılarının ilgisini çekmeyi başaran Rolex Daytona, kariyerinde pek çok önemli şampiyonluk bulunduran Juan Pablo Montoya‘nın da favorileri arasında yer alıyor. Montoya tam olarak sayısını bilmese de yedi sekiz farklı Rolex Daytona modelini kişisel saat koleksiyonuna kattığını söylüyor. Daytona pistinde gerçekleştirilen yarışlardaki başarılarını da hesaba katarsak, bu saatin ünlü yarışçının hayatındaki yeri giderek daha iyi anlaşılıyor.

Denkleme sonradan eklenen isimse saat modellerini yeniden yorumlayarak farklı eserler ortaya koyan Artisans de Geneve. La Montoya, yüzlerce zanaatkârın bir arada çalıştığı bu “yeniden yorumlama merkezi” bünyesinde hayat buluyor.

Artisans de Geneve tarafından Juan Pablo Montoya ile birlikte yaratılan La Montoya daha önce denenmemişi deniyor ve saatin klasik kadranını iskelet kadrana dönüştürüyor. Karbon bir bloğun işlenmesiyle elde edilen ve takometre özelliği barındıran bezel, en önemli yeniliklerden biri.

Saatin iskelet kadranında yer alan sarı, kırmızı ve mavi göstergeler, ünlü yarışçının doğum yeri olan Kolombiya‘ya selam dururken hikâyenin ne kadar kişisel olduğunu bir kere daha hatırlatıyor.

Bu özel modelin yapım süreci de bir hayli ilginç. Valeé de Joux‘da yer alan tesislerde, İsviçre çapında ünlü yüz saat ustası tarafından iki yıl süren yoğun bir çalışma sonucunda gün ışığına çıkarılan La Montoya için ilk adım, klasik Rolex Daytona modelinin en ufak parçasına kadar demonte edilmesiyle atılıyor. Her bir parça zanaatkârlar tarafından inceleniyor; yerlerini alacak parçaların nasıl olması gerektiği üzerine çalışılıyor. Sonrasındaysa sıra yeni parçaları üretmeye geliyor; tek tek, azimle, sabırla.

Koleksiyonerler açısından bakacak olursak, bu model peşinden koşulacak bir eser olarak göze çarpıyor. Rolex‘in koleksiyoner dünyasında sıkça adı geçen Daytona‘sında ilk kez denenen iskelet kadran başta olmak üzere Artisans de Geneve ustalarının her dokunuşu, bu saatin pazardaki değerini etiket fiyatının çok üstüne çıkaracağa benziyor. La Montoya için bir yarış saati diyebilir miyiz tartışılır; ancak, yarışçı bir saat olduğu ortada. İlhamını dünyaca ünlü bir spor otomobil yarışçısından alan, merkezine spor otomobil yarışları arasında efsanevi bir yeri olan Daytona‘yı koyan ve en iyisini sunmak için zamanla yarışan bir ekibin elinden çıkan “yarışçı” bir saat.