Arkas Koleksiyonu, Tophane-i Amire’de Sergileniyor
Yenilikçi yaklaşımlarıyla, klasik resim anlayışından 20. yüzyıl modern resim anlayışına geçişin kilit figürlerinden olan Post-Empresyonistler, Arkas Koleksiyonu’ndan bir seçki ile Eylül ayında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi işbirliği ile İstanbullu sanatseverlerle buluşuyor. 13 Eylül – 6 Kasım tarihleri arasında İstanbul’da Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi Beş Kubbe Salonu’nde sergilenecek olan bu seçkin koleksiyon, Aralık ayında ise İzmir Arkas Sanat Merkezi’nde sanatseverlerle buluşacak.
Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden 48 sanatçı ve 102 eserin bir araya geldiği sergi Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi işbirliğiyle Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi Beş Kubbe Salonu’nda ziyaret edilebilecek.
19. yüzyılın ikinci yarısında, modern anlayışla şekillendirilen şehirlerin ilk örneklerinden olan Paris, sunduğu sosyal ve entelektüel ortam ile geleneksel resim anlayışının çizdiği sınırların dışına çıkmayı hedeflemiş cesur sanatçıların ilham ve etkileşim merkezi oldu. Resmin ifade biçimlerini zenginleştirme çabasına ivme kazandıran Empresyonist kuşağın Fransız resim sanatını ulaştırdığı yeni hareket Post-Empresyonistlerin, başlangıç noktası oldu.
1880’lerden 1900’lerin ilk çeyreğine uzanan süreçte, sanatsal belleklerini bilim-felsefe-edebiyat dünyasının güncel fikirleriyle besleyen genç ressamlar, kişisel ve benzersiz bir tarz arayışı içinde, ruh ve düşünce dünyalarını desen ve renklerle yansıtmanın birbirinden farklı yöntemlerini geliştirdiler. Ortak dertleri, kendilerinden önceki nesillerde kemikleşmiş olan dış dünyayı objektif gerçekliğe en sadık şekilde resmetme eğiliminden koparmak ve sanatçının yaratım sürecinde duyum ve düşüncelerinin ön plana çıkarmak oldu. Amaç; iç dünyasında yarattığı gerçekliği, kısacası kişisel bakış açısını, tuvale yansıtmaktı.
Özellikle Cézanne, Van Gogh, Gauguin ve Seurat’nın; perspektif, renk, doku ve form gibi temel öğelerinin nasıl kurgulanması gerektiğine dair teorileri bu yeni kuşak sanatçıların temel başvuru kaynağı oldu. Metot ve yaklaşım anlamında birbirinden farklı rotalarda ilerleyen sanatçılar Pont-Aven Okulu, Nabiler gibi toplulukları ve Divizyonizm, Konturculuk, İntimizm, Fovizm, Kübizm gibi akımları oluşturdular. Teorileri ve pratikteki uygulamaları 20. yüzyıl modern sanatının şekillenmesinde etkin oldu.
Arkas Koleksiyonu’na yıllara yayılan titiz bir araştırma, büyük gayret ve yatırımlarla kazandırılan Post-Empresyonist eserler sadece Fransız ressamları değil, Paris’ten yayılan fikirlerin etkisiyle modernist yaklaşımı benimseyen ve bunu kendi kültürel öğeleriyle harmanlayan pek çok Avrupalı sanatçıyı da bünyesinde barındırıyor. Koleksiyonun bir başka önemli noktası, üretken bir ortam içinde birbirleriyle devamlı etkileşim içinde olan sanatçıların kariyerleri boyunca denedikleri farklı tarzlardan örnekler barındırıyor olması. Pierre-Auguste Renoir, Louis Anquetin, Maxime Maufra, Theo van Rysselberghe, Paul Serusier, Suzanne Valadon, Edouard Vuillard, Leo Putz, Louis Valtat, Maurice de Vlaminck, Kees Van Dongen, André Derain, George Braque ve André Lhote ziyaretçilerin yapıtlarını görme imkânı bulacakları sanatçılardan sadece birkaç tanesi.