2018 Sanat Trend Raporu

 

Sanat, bulunduğu ekosistemden besleniyor; politik ortam ve teknolojik gelişmeler sanat piyasasına yeni aktörler ve hareketler kazandırıyor. #Metoo hareketiyle kadın sanatçının yükselişinden Instagram’ın sanat piyasasında trendsetter rolü üstlenip, sürrealizme ilgiyi artırmasına dek 2018 sanat trendlerini inceledik.

Kadının Yükselişi

Yapımcı Harvey Weinstein’ın taciz ve cinsel saldırılarının ortaya çıkmasıyla başlayan ve ödül törenlerinden sosyal medya ve sokağa yayılan #Metoo hareketi kadın sanatçıya yaklaşımı dönüştürdü. #Metoo hareketinin zaferi kadın haklarını yeniden sanatın konusu haline getirince erkek egemen sanat piyasası kadınların da eşit olarak seslerini duyurabileceği bir platform olmaya başladı.

 

Marylin Minter

 

Müzayede arama motoru Barnebys’in yayınladığı 2018 Sanat Piyasası Raporu’na göre, genç sanatçı Georgia O’Keefe’den tanınmış sanatçı Jenny Saville’e kadın sanatçıların işlerine ilgi arttı. Marylin Minter, Carmen Herrera, Alma Thomas ve Agnes Martin’in retrospektif sergileri de kadınların sanat dünyasında yerlerini sağlamlaştırdıklarının kanıtı. 2018’te sanat dünyasında ilgi çeken Vija Celmins, Adrien Piper ve Sally Mann retrospektifleri de 2019 ve sonrasında kadın sanatçılara daha fazla rastlayacağımıza işaret ediyor.

 

Petra Cortright

 

Öte yandan önemli koleksiyonlardaki kadın sanatçı işlerinin maddi değeri düşük ve sayıları erkeklere göre oldukça az. Ancak sanat piyasası üzerine araştırma yapanlar gelecekte günümüz sanat piyasasından bahsederken #metoo hareketinin getirdiği eşitlikçi feminist mücadelenin etkilerinden bahsedileceğinden eminler. Koleksiyonerlerin hâlâ fiyatlar düşükken kadın sanatçıların eserlerini toplamaya başlaması da, elbette sanat piyasasında kadın trendinin yükselmesini sağlayan etkenlerden. Barnebys’in uzmanlarından Pontus Silfverstolpe, dikkat çeken bazı kadın sanatçıları şöyle sıralıyor: Nijeryalı ressam Njideka Akunyili Crosby, soyut çağdaş sanatçı Cecily Brown, Laura Owens, kolaj sanatçısı Barbara Kruger, video ve diğer medyalarla çalışan Petra Cortright ve kadın nüleri üzerine çalışan Saville.

 

 

Kripto-Sanat

‘Dijital hesap defteri’ olarak tanımlanan blockchain, yani blok zinciri, artık kripto para birimi Bitcoin dışında başka dijital yatırım imkânları da sağlıyor. Paranın kâğıt değerini aşan satın alım gücüne benzer bir soyut değeri olan sanat eserleri de blok zincirinin güvencesiyle alınıp satılıyor. Blok zincirinin sunduğu şifreleme sistemi, koleksiyoner ve sanatçıyı herhangi bir aracı olmaksızın buluşturarak sahteciliğin önlendiği, kişi bilgilerinin gizli tutulduğu ve eser hareketlerinin kayıt altına alındığı güvenli bir sanat piyasası oluşturuyor. Dijital ortamda yaratılan sanat eserleriyle ilgili en büyük sorun illegal kopyalar ve dolayısıyla orijinal eserin değerinin düşmesi. Blok zinciri teknolojisi, dijital çalışan sanatçıları ‘dijital nadirlik’ ilkesiyle koruyor. Kripto-sanat eserlerinin kaç kopyası olduğundan, edisyon numaralarına ve sahiplerine kadar birçok detay bu yolla ortak erişime açık olarak kayıt altına alınıyor. Böylece galeri veya müzayede gibi aracıların güvencesine ihtiyaç duymadan sanat eseri satın alınabiliyor. Dada.nyc ve satoshigallery.com’dan blok zinciri teknolojisi kullanarak bağımsız sanatçıların eserlerini takip etmek mümkün. Blok zincirinin sunduğu diğer bir imkân, ünlü sanatçıların eserlerinin hissedarı olmak. Maecenas.co adresindense hisseli açık arttırmaları takip etmek mümkün. Blok zinciri güvencesiyle koleksiyoner ve sanatçılara eser alım satım ve arşivleme işlemlerini doğrudan yönetmelerini sağlayan diğer servisler de mevcut.

 

Magritte

 

Sürrealizm, Yeniden

Günümüzde sanatçının sanat piyasasındaki değerini ölçerken medyanın ilgisi, popülarite, görünürlük ve sosyal medyanın etkisini yadsımak imkânsız. Instagram böylece sanat piyasasının önemli aktörlerinden biri haline geldi. Dali ve Magritte gibi eserleri sosyal medyada paylaşmak için biçilmiş kaftan olan sürrealist ressamlar, ünlerinin ötesinde bir trend statüsü kazandılar. Sigmund Freud’un bilinçaltı, bilinçdışı ile rüya arasında kurduğu bağdan etkilenen sürrealizm akımı, günümüzün çok ekranlı yaşamında hayalle gerçek arasındaki varoluşuyla seyirciyi etkisi altına almayı hâlâ başarıyor. Elbette sürrealizmin soyut sanattan daha kolay hazmedilir olması ve kavramsal sanata göre daha güçlü bir görsellik sunması da çıkış amacına uygun kalarak yükselişte olmasının sebeplerinden. Salvador Dali Vakfı’nın geçtiğimiz günlerde yayınladığı online Dali kataloğu ve Belçika telif hakları yasasına göre ölümünün üstünden 50 yıl geçen Magritte’in 2018 yılı itibariyle kamuya açık hale gelmesi, sürrealizmin iki babasını sıkça görmeye devam edeceğimizi gösteriyor.

 

Claude Monet

 

Sanat Her Zamankinden Daha Politik

Çağdaş Batı toplumu sömürgeciliğin izlerini hâlâ taşırken bugünün sanatçıları, popülizmin yükselişine ve dünya çapında yaşanan eşitsizliklere nasıl tepki verecek? Donald Trump’ın başkan seçilmesi ve Brexit meseleleri vesilesiyle politik ve kültürel düzlemde köklü değişiklikler yaşarken, muhafazakâr eğilimlerini dünyadan saklama gereği duymayan iki ülke, ABD ve Birleşik Krallık, dünya sanat piyasasının %62’sini oluşturuyor. Giderek yayılan politik huzursuzluk ışığında, sanatçının toplum üzerindeki olası olumlu etkisi de bir kez daha sorgulanır hale geliyor. Kimlik ve toplumsal cinsiyet politikalarına dair sorunlar azınlık kültürlerinin sınırlarından çıkıp nihayet ana akım tarafından ele alınan bir konu olarak gündemde kendine yer buluyor.

Dünya her zamankinden daha saldırgan bir yer haline gelirken, sosyal hizmetlere ayırılan fonun azalmasıyla, sanat dünyasında insanın kırılgan doğasının tartışılmasına yönelik işler ve sergilerin arttığını görüyoruz. Politik duyarlılığın iki akıma hız vermesi bekleniyor: Gerçeklerle yüzleşen Kavramsal Realizm ve hayatın daha güzel detaylarına odaklanmayı amaçlayan Kaçışçılık. Eserin ilk bakışta görünenden çok daha fazlasını anlattığı Kavramsal Realizm, toplumda giderek artan düşmanlığı kuşkucu ve somut bir gerçeklikle ele alarak yeni bir boyut kazanıyor. Sanatçıların giderek doğup büyüdükleri topraklardan ayrılıp göçebe, peripatetik çalışmaları geleneksel anlamı dışında bir Kaçışçılık yaratıyor. Özellikle göç krizinden etkilenen sanatçıların süregelen travmaları, sanat üretimlerini etkileyen başlıca koşullardan olmaya devam ediyor. New York’taki ünlü Metropolitan Sanat Müzesi, geçtiğimiz aylarda 19. yüzyıl kaçışçılığına dokunan, Claude Monet ve Henri Matisse gibi ressamların öne çıktığı Public Parks, Private Gardens: Paris to Provence sergisini seyirciyle buluşturdu.

 

Grayson Perry

 

Politik ve sosyal adaletsizliği performans, enstalasyon ve sergilerinin odağına yerleştiren Kübalı sanatçı ve aktivist Tania Bruguera’nın, Küba devrimi üzerinden devlet otoritesinin insan doğasıyla çatışmasını sorguladığı MoMA’daki Untitled sergisi 2018’in dikkat çekici sergilerindendi. Seramik, kilim, heykel ve elbiseler üzerinden cinsiyet, kimlik, sınıf ve din gibi konuları çalışan İngiliz sanatçı Grayson Perry’nin kendi adını taşıyan sergisi de 19 Ekim 2018’den, 3 Şubat 2019’a kadar Monnaie Paris’teki 11 Conti Müzesi’nde sergilenecek.

 

Yazı: Sırma Karasu